657’ye tabi seçmen ve aydınlar

657’ye tabi seçmen ve aydınlar
Yeni bir seçime doğru gittiğimiz şu günlerde başta stk ve dernek başkanları olmak üzere toplum önderleri, aydınlarına seçimlerle ilgili ne düşündüklerini sorduğunuza da herkesin sus-pus olduğunu görmekteyiz.

Yeni bir seçime doğru gittiğimiz şu günlerde başta stk ve dernek başkanları olmak üzere toplum önderleri, aydınlarına seçimlerle ilgili ne düşündüklerini sorduğunuza da herkesin sus-pus olduğunu görmekteyiz.
Çünkü düşüncelerini almak için aradıklarımızın daha sohbet başlamadan, ‘Vallahi ben bilmem, o bilir’ veya ‘Ben değil onlar bilir, il, ilçe ve genel merkez bilir’ demeleri dikkatlerden kaçmıyor.
Yani;
Erdoğan bilir...
Kılıçdaroğlu bilir...
Akşener bilir...
Bahçeli bilir...
HDP Bilir...
Saadet Bilir...
Dağ, bağ bilir...
Cemaat bilir...
Yani sözüm ona toplumu yönlendirenler, ileri gelenleri her zaman ki gibi 24 Haziran seçimleri öncesi de, ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ veya üç maymunu oynandığına şahit olmaktayız.
Nasıl bir başkan, nasıl bir milletvekili istediklerini bile söyleme cesareti gösteremeyen bir seçmen kitlesi olduğu gibi toplumun aydını, önderi diye bildiklerimizin de, bugünlerde 657’ye tabi devlet memuru rolüne girip, seçimler konusun da kendilerine yöneltilen her soruya ‘Ben bilmem o, onlar bilir’ diyerek düşüncelerini açıklamaktan bile korkar olmaları, bu ülkede ki baskıyı olduğu gibi toplumun şark kurnazlığını da ortaya koymaktadır.
Peki, bizler böyle yaptıkça, yani ‘Ben bir seçmen olarak, toplum önderi olarak, stk ve dernek başkanı olarak şu kriterler de olan adayları istiyorum’ demesek genel merkezlerin hazırlayıp, önümüze getirip, ‘Ben sizden daha iyi bilirim’ diyerek listeye koyduğu isimlerin seçildikten sonra size hizmet etmesini neden bekliyorsunuz?
Bilmem ama geçen seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde genel merkezlerin önümüze koyacağı isimleri seçmekten öteye bir şey yapmayacağa benzeyen seçmen böyle oldukça yani 675’ye tabi memur gibi davranıp, partilerin il, ilçe merkezlerine, genel başkan ve yönetimlerine baskı yapmazsa, ‘kamuoyu şunu, bunu, şu kıstas de birini istiyor’ dedirtmese bu ülke ve de gerçek anlamda bir demokrasi anlayışı yerleşir mi?
Ya da yarın ‘şu başkan, bu milletvekili benim hayal ettiğimiz bir ülkede başkanlık ve vekillik yapmamalı, yapamıyor’ deme hakkımız         kalıyor mu?
Yok...
Siz ancak sadece önünüze gelen sandıkta oy kullanmaktan başka bir şey yapmasanız eğer öyle bir hak ta olmaz, söz hakkımızda olmaz..
Bunun en son örneği iktidar partisinin şu geçen hafta sonu yaptığı ve sandıklarını açmadığı sözde teammüllerin sonucunun ne olduğunu bile sorma cesaretinin otaya konulmaması değil mi?
Bu tutumu ile adete bir komedi oyunun oynandığı tiyatroya rol arkadaşı olan seçmen, hatta aday adayların ‘Ya kardeşim sandık diyorsunuz ama sadıklara atılan oyları gözümüzün önünde açamıyorsanız, bu nasıl demokrasi anlayışı?’ diye soramadığı bir seçmen, aydın, stk, dernek oldukça atı alanın Üsküdar’ı geçmesine niye kızar ve niye sözde muhalefet eder ki..
Teslim alınmalar daha sürüyor
Bizim oralarda bir söz var ki birçok söze ve manaya bedel.
Ve o söz ki bugün hala geçerliliğini korur.
'Bu ne ki sen daha neler gördün, bu hele cicim ayları' şeklinde bu sözü bana bir kez daha hatırlatan şey sabah kalktığımda gördüğüm son dakika haberlerinden biriydi.
Çünkü hedeflerimize adım adım ulaşıyoruz diyenlerin ha ele ha bele teslim alması hedi hedi yani yavaş yavaş ve 'şimdilik çokta acıtmadan' devam ediyor..
Ve yerelde de durumun iç açıcı olmadığı ülkede ulusal medya ve basında bir elde toplanmaya ve havuza atılmaya devam ediyor..
Neyse sabah sabah yazımıza konu olan habere dönelim..
Haber aynen şöyle; 
“Resmi Açıklama Geldi: Doğan Grubu, Demirören'e Satılıyor! 
Doğan Medya Grubu, Hürriyet, Posta, Fanatik, DHA, Kanal D, CNN Türk, D-Smart, Yaysat gibi varlıklarını Demirören Grubu'na satıyor. KAP'a açıklama yapıldı, satış fiyatı 1 milyar 100 milyon dolar... Anlaşmayla birlikte Doğan Medya Grubu çatısı altındaki Hürriyet, Posta, Fanatik gazeteleri ile Kanal D, CNN Türk, D-Smart, Doğan Haber Ajansı (DHA) markaları Demirören Grubu'na     geçecek..."
'Bu haberden ne çıkardınız?' diyeceğim ama 'vallahi bir şey anlamadım' diyenlerin çokluğundan dolayı bu sorumu sormayıp, haberin bize anlatmak istediğini kısaca özetlemek isterim..
Yani teslim almaya devam, bugünler hala cicim aylar siz asıl 24 Haziran seçim sonuçlarını     bekleyin.
O zaman nasıl olup Mart ayında ananızın pardon kapınızın önüne kar yağdığını hep birlikte mi yoksa tek tek tek mi hep birlikte göreceğiz..
Ha hala; 'Yazında bir şey anlamadık' diyecekler varsa onlarda bir zahmet sarı öküz masalını ya da 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' deyip geleceğini öldürenlerle ilgili sözleri bulup, okusunlar.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.