Ola hani kablo?

Ola hani kablo?
Milletvekili adaylarının netleşmesi ile toplu aday tanıtımları ardından sahaya inen partiler belirledikleri adaylarının da içinde olduğu uzun konvoyları ile seçim bölgelerine girmeye başladığı şu günlerde dikkatimi çeken bir şey var.

Milletvekili adaylarının netleşmesi ile toplu aday tanıtımları ardından sahaya inen partiler belirledikleri adaylarının da içinde olduğu uzun konvoyları ile seçim bölgelerine girmeye başladığı şu günlerde dikkatimi çeken bir şey var.
Oda saydığınızda en az 150-200 araçlık konvoylarla seçim bölgelerine inen milletvekili adaylarının konuşma yapmak için geldikleri parti binalarının önünde ancak 100-150 kişiye hitap etmeleridir.
Yani en az 150 araçla seçim bölgelerine inen adayları merkezlerde karşılayanların sayısı ya 100 bilemediniz 130 kişi!
Bunların en azı 30-40 kişisi partili.
Yani il, ilçe teşkilatların da görev alanlar, geriye kalanlar vekil adayların eşleri dahi dost, akraba, arkadaş yada hemşerisi.
Peki, kendilerini seçecek olan seçmen nerede?
Kısacası milletvekili adaylarının belirlenip, adayların sahaya inmesi ardından sanal ortamda yayınlanan ve herkesin hatırladıkça güldüğü, ‘Ula hani kablo, nerede trafo’ görüntülerini     izliyoruz.
Çünkü her adayı karşılayan araçlarda ortalama 3 kişi olsa 100 araçta 450 kişi eder, 450 kişide alanda karşılasa eder 900 kişi, merak eden, ‘hele bir bakayım ne diyecek?’ diyenler, güvenlik için gelen ortalama 50 polis, 20     gazeteci eder.
Hesapladığınızda her adayı karşılayanların toplam Bin 500 kişi olması gerekirken, adaylar neden 150-200 kişi ile kalır?
Yani 55 milyon oyu olan ülkede sanırım 30, 35 milyon kişinin sandık başına gideceği görülen 24 Haziran seçimleri öncesi seçmen ya seçimi umursamıyor, yada sanki kendisini saklıyor gibi..
Belki de yaratılan korku imparatorluğu dolaysıyla insanlar sahaya çıkıp, kendilerini     göstermiyor.
Veya aldığı birkaç kuruş yarım kesilir diye         çekiniyor.
Ama bir gerçek var ki sahaya inen adaylar karşılarında seçmeni değil, dost, akraba ve partililere konuşuyorlar.
Başkanlıkta da durum aynı
Tabi ki evet, orada da durum vekil adaylarının sahalarında ki manzaradan farklı değil.
Çünkü Erdoğan Erzurum’a gelince Kars, Ardahan, Artvin, Erzincan, Ağrı, Van hatta Rize’den partililer otobüsle alana taşınıyor.
Erzurum’dan Konya’ya gittiğinde orada da Konya’ya komşu illerde ki partililer alana taşınır, saha doluyor.
İstanbul Yenikapı’yı saymayalım..
Çünkü belediye otobüsler, İDO’nun vapurları zaten kendiliğinden kalabalığa neden oluveriyor..
Ama oy istenen asıl seçmen orada yok..
Muhalefet içinde durum iktidarınkinden         farklı değil..
Ama bir fark var..
Oda devletin de tüm imkânlarının da seferber edildiği Erdoğan’lı AK Parti’nin mitinglerinde sanki heyecan bitmiş ve o ruh başta İnce’nin olmak üzere Meral Akşener’in miting alanlarına taşınmış gibi.
Yani İyi Partinin mitinglerini izlerken Demirel’in doldurup, taşırdığı ve adeta yeri titreten bir seçmen kitlesi olduğunu görmekteyiz.
Kısacası seçimlere çok kısa bir süre kaldığı şu günlerde Esenyurt’taki bir iftar programına katılan Ulaştırma Bakanı'nın yüzünde okunduğu gibi iktidarın olduğu gibi adayların da yüzü     gülmüyor.
Çünkü kendilerinin indiği saha da seçmenin olmadığını onlarda benim gördükleri yüzlerinden okunuyor.
İnanmıyorsanız tv kanallarına, gazete fotoğraflarına iyi bir bakın..

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.