Sizce nasıl bir film dönüyor?

Sizce nasıl bir film dönüyor?
24 Haziran’a tam yetkili başkan olursa artık önüne kimsenin geçemeyeceği iddia edilen Erdoğan’ın birinci turu geçemeyeceği,

24 Haziran’a tam yetkili başkan olursa artık önüne kimsenin geçemeyeceği iddia edilen Erdoğan’ın birinci turu geçemeyeceği,
Kendi partililerin bile artık bıkkınlık getirdiğini homurdandığı AK Parti’nin, bu seçim yasasıyla mecliste 301’e ulaşamayacağı,
Yani, 16 yıllık tek başına iktidarın sonunun yaklaştığı,
Birinci turda HDP’nin 6 milyon oyundan yoksun İnce’nin ikinci turda İYİ Parti, Saadet ve HDP’nin oylarını alarak başkan olacağı,
Muhalefetin mecliste çoğunluğu sağlayacağı ileri sürülen şu günlerde;
Seçimlerin gündeme girmesiyle birlikte ÖSO’lu marşların, İBO’lü türkülerin yazıldığı Afrin’i pat diye unutturan ABD’nin başta Münbiç ve F-35 uçakları konusunda 24 Haziran’da gideceği ileri sürülen hükümetle anlaştığını,
S-400’leri satmaya Erdoğan’a çalışan Putin’in yanı sıra İran’ın ve Irak’ın yine iktidarı sonlanacak denen AK Parti iktidarı ile pazarlıklar içinde olup, Kandil’e yapılacak olan bir operasyona göz kırptığını,
İngiltere’nin Avrupa Birliği ve İMF’nin üstünde bir tavırla mevcut iktidarın aday edilmeyen bakanı ile parasal konular konusunda anlaşmalar yaptığı,
Katar başta olmak üzere Mısır, İsrail hatta Erdoğan ile birçok işler yapan, sözleşmeler yapan Gürcistan, Azerbaycan ve Kafkasya’daki ülkelere ulaşmak için Kars-Tiflis Bakü Demiryolunu finanse eden Çin’in yanı sıra Kuzey Irak Kürt Bölgesel yönetiminin Esad ve Feto gibi dikkat çeken sessizliği,
Evte/Hayır’da, Demirtaş’a ‘evet’ deyin diye mektup gönderdiği ileri sürülen Öcalan’ın nerede durduğunu bilinip, anlaşılmadığı, HDP’nin, ‘birinci turda değil, ikinci turda bakacağız’ dediği 24 Haziran’a doğru giderken kafam çok karışık...
Yani, adım başı durdurup, konuştuğumuz seçmenin ‘İnşallah’ deyip, kazanamayacağını belirttiği ama küresel güçler denen güçlerin ise sanki kayıp etmeyecekmiş gibi günlük, aylık, yıllık hatta uzun bir dönem iktidarda kalacakmış gibi mevcut iktidarla pazarlıklar içine girip, yeni sözleşmeler yaptığı 24 Haziran seçimleri öncesi kapalı kapılar ardından nasıl bir film döndüğünü anlamak istesem de bir tülü anlayamıyorum.
Ya başta CHP’lilerin bir dönem çok güvendiği asker,
Ya MHP ile İyi Parti ve BBP arasında gidip gelen polis,
Peki, AK iktidarında borularını öttüren ve her seçimde istifa edip, AK Parti’den yalanda milletvekili aday adayı olup, yerlerini sağlamlaştıran memur, bürokratlar hatta göbekler gibi boyunları kalınlaşan iş adamları,
Yolu, alt yapısı olmayan, sağlık ocağı, okulu, beldesi kapatılan ama evinin, ahırının önüne borçla aldığı traktörle kendisini zengin sayan ithal et kurbanı köylü,
Fabrikası satılan, yolları yap/işlet ile yapılan, sendikası çökertilen işçi,
Onlar neredeler, neden yüksek sesle nerede olduklarını haykırmazlar?
Basın ve medyayı hiç görmek istemeseniz de hemen hepsinin iktidarın devam edeceğine olan inançla kirli havuzdaki parayı verene düdük çaldığı bu ülkede gerçekten mevcut iktidar değişecek mi?
Yani bana göre 24 Haziran’ı gerçekten değişim, dönüşüm günü ilan edip, şu an kamuoyunda deneni yani mevcut iktidarı göndermeyi başarırsa dünya da ki tüm ülkelere örnek olacak bir seçmen var mı bu ülke de?
Bilemiyorum, anlayamıyorum, işin içinde çıkamıyorum..
‘Değişmez’ denen Aziz Yıldırım’ın tepe takla olduğu, Ali Koç’un büyük bir farkla yeni başkanı olduğu Fenerbahçe seçimini öne sürüp, ‘Umut var’ diyenler ile benim gibi Küresel güçlerin hal hareketlerine bakıp, kafası karışanların, ‘Yok canım zor’ deyip, sonra da ‘Niye olmasın’ dediği bir süreçte sizce 24 Haziran öncesi dünyayı kapalı kapılar ardından dizayn edenlerin sinemasın da nasıl bir film dönüyor?
Kısacası; 24 Haziran formalite bir gün olarak mı tarihe geçecek yoksa gerçekten tüm bu olumsuz bakışlarıma karşın devrim niteliğinde bir değişimin olduğu gün mü olacak?
Şahsen ben yukarıda saydıklarımı bir araya topladığımda, 24 Haziran akşamı bu ülkede bir şeyin değişeceğine hiç umut bağlamazken sizi bilemiyorum.
Nedeni ise 7 Haziran’a, 1 Kasım’da Erdoğan’ı tam başkan ettirmeyen Erdoğan’a ve Tayyip Erdoğan’a karşı açıkça İnce’yi birinci turda desteklemeyen, ikinci turda da ‘bakacağız’ diyen bir HDP’nin anlaşılmaz duruşu,
İttifak için HDP’nin kapısına gitmeyen ama ‘HDP’nin barajı aşması gerekir’ deyip, gereğini yapmayan yani başkanlıkta, 6 milyon HDP oyunun 5 milyonu İnce’ye dedirtip, başkanlıkta HDP’li oyları alıp, milletvekili seçiminde oylarının bir bölümünü, ‘mecliste olması gerekir’ dediği HDP’ye verdirmekten nazlanan bir CHP’nin oluşu,
CHP’nin desteği ile seçimlere girme hakkını kazanıp, sonrasın da, ‘bizde İnce’nin yanındayız’ demeyen hatta kendisinden çok oy alacağı alenen görünen CHP ile yarışan bir İYİ Parti’nin anlayışıdır, ‘24 Haziran’da değişim olacak’ söylemine şüpheli bakmama neden olan.
Yine de umarım 24 Haziran’da yanılan ben olurum, kazanan da ülkem olur...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.