Bekayı yaratamayınca

Bekayı yaratamayınca
Öncelikle şu son dakika haberine ardından ülkemde gelen son dakika haberine bakıyor, önce şok ardından neler yapılmak istendiğini düşünüyorum..

Öncelikle şu son dakika haberine ardından ülkemde gelen son dakika haberine bakıyor, önce şok ardından neler yapılmak istendiğini düşünüyorum..
Önce dünyanın ötesinden gelen son dakika haberine bakalım; 'Sri Lanka'da otel ve kiliselerde patlama meydana geldi. Kanlı saldırılarda en az 200 kişi hayatını kaybetti, 500'den fazla yaralı var'
Ardından ülkemde yaşanan ve 4 askerin şehit haberi ardından düzenlenen şehit törenlerine karılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırı haberi..
'Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da katıldığı şehit cenazesinde bir grubun saldırısına uğradı.' satırları ile ajansların son dakika haberi ile sarsılıyorum..
Ve iki haberi bir birine bağdaştırmaya ve ne oluyor sorusuna cevap arıyorum.
Dünyada yaşanan olayların bir benzeri de ülkeme yaşatılmak istendiğini düşünüp, nasıl davranılması gerektiğini düşünüyorum.
Ve her iki olayda ders çıkarması gerekenlerin kimler olduğunu sorguluyorum..
Önce hala tartışılan 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri öncesi söylenen ama seçimler biter, bitmez öyle bir şeyin olmadığı, olmayacağı ortaya çıkınca bu kez başka oyunların sahnelenmek istediğini aklıma geliyor..
Bunu tetikleyenlerin kimler olduğunu da sorguladığım bu süreçte gerek dünya da gerek ülke de yaşanan olayların birileri tarafından bekaya çevrilemek istendiği ve bu hesaba göre birilerinin kurgular peşinde olduğunu görmekteyim.
Ve Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırı öncesi yaşanan çatışmanın bahsedilen beka konusunu deşmek belkide gerçekleştirmek için olduğunu da düşünmüyor değilim..
Bu nedenle herkesin ve başta ülke yöneticilerinin konuşma ve söylemlerine dikkat edip, öyle adım atmalarını umuyorum.Çünkü bu dünya da olduğu gibi ülkemizde huzur içinde yaşamak isteyen insanların daha çok olduğunu biliyorum..

Sapla samanı karıştıran manşetler
Bir zamanlar 'Muhtar Bile Olamaz' diye manşet atan devrin basını, dönemde olduğu gibi bu kez de yine o manşetlere benze manşetler atıyor.
Adları havuz olan bu basın grubunun bir zamanlar yıkmaya çalıştığı, siyasette olduğu gibi hayatta nefes almalarını istemediği o dönemin muhalefeti, bu dönemin iktidarına yalakalık olsun diye attıkları manşetler bir gazeteci olan beni olduğu gibi toplumun büyük bir kesiminde tepki alarak, gazeteciliği iyiden iyiye ayaklara düşürmeye devam ediyorlar.
İşte manşetlerden birini atan adı bir zamanlar Güneş olan iktidar değişiminden sonra kirli havuza alınıp, adı adeta Kara olan gazetenin manşeti.
'4 Şehit, 6 Yaralı, Mutlu musun Ekrem' manşetini atıp, olayla, alanla, yaşananla alakası olmayan tam tersi o şehitlerin aileleri kadar yüreği yanan insanlardan biri olduğuna inandığım CHP'li Ekrem İmamoğlu'nu hedef etmek istemesi bir gazeteci olarak önce beni sonra tüm basın camiasını derinden üzmüştür.
Ve bu manşetin hemen ardından CHP Genel Başkanına yapılan alçakça saldırının gelmesi tesadüf mü yoksa planlı bir olay mı diye bir değil, binlerce soru akıllara getirmesi ise işin diğer ilginç bir yönü.
Evet, şehit düşen çocuklarımızın yoksul çocukları olduğunu ortaya koyan ya sıvası yok, yada dökülmüş yüreği yanık ailelerinin evlerini manşetlemeyip, alakasız ve tahrik edici manşetler atması ne kadar basın özgürlüğü olabilir ki?..
Ve bu havuz basını ve medyası iktidara yaranma adına attığını düşündüğü manşetler ile haber yaptığını sanırken bir bakıyoruz ki; iktidar mensuplarını bile kızdıran bu sapla, samanı karıştıran manşetleri ile ülkeye hayırlı bir iş değil tam tersi hayırsız işler yaptığı, yazdığıdır..
'Bu ülkede siz bir merminin kaç lira olduğunu biliyor musunuz?' diyenlerin neden ülkenin yüreğinin yandığını ve yaşanan ekonomik sıkıntıya neden olan birinci nedenin üstü kapalıda olsa anlatmaya çalıştığını da saklayan ve bu sözleri yanıltanlar da aynı basın ve medya değil mi?
Bilemiyorum ama kirli havuza toplatılmadan önce bir çok manşet yaptığımla övündüğüm o zaman ki Güneş ile bu zamanki Kara'ya baktığımda basın ve medya da akılla samanı karıştıranın da ben     olmaktayım.
Çünkü bir zaman Akit, sonra Vakit olan gazete gibi dün adı Güneş olan bugün adı olmasa da kendisi Kara olurken onların başında olan ve kendilerine gazeteci denmesi için bin bir takla atanların gözleri de karartılmış bir durumda maalesef..

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.