Onlardan mısınız!

Onlardan mısınız!
31 Mart yerel seçimleri bitmiştir. Oylar sayılmış, en az 1 fazla oy ile tercih edilen bütün adaylar ‘mazbata’ denilen görevlendirme belgesi ile belediye başkanı unvanını hak ederek makama geçme hakkını da elde etmiştir.

31 Mart yerel seçimleri bitmiştir. Oylar sayılmış, en az 1 fazla oy ile tercih edilen bütün adaylar ‘mazbata’ denilen görevlendirme belgesi ile belediye başkanı unvanını hak ederek makama geçme hakkını da elde etmiştir. ‘İtiraz’ denen hakkı kullanmak ise son seçimler ardından görüldüğü gibi, iyice vıcık bir hal alarak kullanılmaya başlanmıştır. Kimin kiminle yan yana gelerek bu yarışa girdiğinin hiç önemi yok. Anayasal çerçevede kurulan ve var olan bütün partiler meşrudur. Bu nedenle, TBMM’de temsilcisi de bulunan bulunmayan her parti dilediği bir diğer parti ile yan yana gelebilir. Eskiden bu şekilde kurulan hükümetlere ‘koalisyon’, bugün seçimlere girenlere ise ‘ittifak’ deniyor. Var mı bir sıkıntı;
Var!..
Sıkıntı, makamların el değiştirmesinde değil; olanakların elden gitmesinde yatıyor. Elinden oyuncağı alınmış çocuğun ağlaması gibi koltuğu kaybedenlerin ağlamaklı bakması başka türlü açıklanamaz.
Ha… Açıklanacak başka detaylar da var ama, söylentileri pekiştirecek şekilde bunların kanıtlı ve resmen göz önüne serilmesi de koltuk kaybedenlerin işine gelmiyor…
E, napacak bu millet; babadan oğula geçecek bir yönetim sistemine boyun mu eğecek!..
Bugün Cumhur İttifakı’na oy verenler arasında bile seçim sonrası yaşananların yakışık almadığı konuşuluyor. Sonuçlar bir yenilgi değil, seçme hakkı bulunan vatandaşların tercihidir. Bunu kabul etmemek, vatandaş kavramının da yok sayılması demektir. Yani, sandığa oy atanların adam yerine konmamasıdır.
O halde, seçim neden yapılır;
Uç Beyi belirler gibi ver eline fermanı istediğin kişiye, gönder gidip otursun koltuğa. O zaman hukuktan ve demokrasiden söz etmeyeceksin.
Neymiş;
Atarlarmış içeri.
Kaç kişiyi atacaksın…
İnsanlar yapılan haksızlıklara her yerde tepki gösteriyor. Stadyumlarda onbinlerce kişi Osmanlı şamarı atar gibi ‘hak yerini bulsun’ diyor. Hala diretiliyorsa, hala başka hesaplar yapılıyor demektir. Nereden inceyse oradan kopsun yaklaşımı, eninde sonunda kopartır. Bu mudur istenilen…
 İstanbul seçimlerinin yenilenmesi de dillendiriliyor.
Aha buraya yazıyorum:
Böyle bir karar çıkarsa, en az yüzde altmış ağırlık altında ezilirler. Bunu göze alamazlar. O halde, üçüncü bir alternatif yok: Ya sonucu kabul edecekler ya da her türlü hesap ile özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni teslim etmeyecekler. Neye mal olursa olsun…
Neye mal olur!
Büyük ihtimalle istediklerine…
 Arap Baharı, Kuzey Afrika ülkelerinde bütün çiçekleri soldurdu.
Aynı anda dört mevsimin yaşandığı Türkiye’de bırakın insanlar bahar tadında bir yaşam sürsünler. Çiçek, sadece saray bahçesinde açmaz.
Türkiye Komünist Partisi’ne oy vermiş bir seçmen olarak diyorum ki, hadi daha açık konuşalım; çekilin aradan: Yüksek Seçim Kurulu, ‘ezerek’ hak etmiş adayların mazbatasını versin de normalleşelim artık…
Her fırsatta Araf Suresi’nden okuyanlara bir hatırlatma; aynı sure diyor ki:
“Allah Teâlâ ezeli ilmiyle biliyordu ki, bunlar ileride irade ve hürriyet sahibi oldukları zaman taahhütlerini yerine getirmeyecekler ve görevlerini yapmayacaklar, fıtratlarındaki emaneti, şühudu ve marifeti ve diğer güçlerini hak yolunda kullanmayacaklardır, Alçaklığa saplanıp kalacaklar ve heveslerine uyacaklardır."
Siz, onlardan değilsiniz değil mi!.. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.