6. duyu organı

İnsanoğlunun kalbiyle beyni arasında sonsuz şiddete dayalı depremde dahi yıkılamaz, çelikten bir köprü vardır.

Kimler duygularıyla, kimler mantığıyla hareket ediyor? Bunu anlamak için mini testlerden birine siz de sosyal medya mecralarında mutlaka denk gelmişsinizdir.

'Fotoğraftaki ayakkabı ya da elbiseyi mavi mi yoksa pembe mi görüyorsunuz? gibi.

Oysa mantık ya da duygusallık hangisi sizi tanımlarsa tanımlasın aradaki köprü sayesinde insan kalbiyle hisseder, beyniyle düşünür. Önce hangisinin onu harekete geçirdiğinin önemi çoktan ortadan kalkmıştır. Çünkü beyniyle düşünse de kalbiyle hissetmediği bir duyguyu asla idrak edemez. Bu durumda insan düşündüklerini hissetse de hissettiklerini düşünse de kendisini bir başkasının yerine koymayı iç güdüsel bir refleks olarak yapar. Kimimizde bu his fazla gelişmiş kimimizdeyse eser miktardadır.

Hani derler ya dünyayı sevgi kurtaracak diye, aslında o sevginin altında yatan bir iç ses destekliyor verilen kararları, o da 'empati' hissi.

Bazen bir hayvana bazen doğadaki bir bitkiye bazen bir nesneye çoğu zamansa insana karşı davranışta gösteriyor kendini bu his.

İnsanın kendisini başkasının yerine koyma sanatı.

Bu açından bakınca özde dünyayı 'empati' kurtaracak desek daha doğru bir tanımlama yapmış olmaz mıyız?

Bir canlıya zarar vermeme özenidir empati.

Komşunu, bulunduğun çevreni rahatsız etmeme hassasiyeti. Kullandığını tekrar bulmak istediğin gibi bırakma,

bir dostunun ihtiyacına kayıtsız kalamama durumu. Kendine yapılmasını istemediğini bir başkasına yapmaktan seni alıkoyan his. 


 

İnsan çok yüksek bir ses varsa kulaklarını tıkar, çirkin bir görüntüde gözlerini kapar, kötü bir tadı hemen tükürür, keskin kokudan kaçar, acı vereni teninden uzaklaştırır. 5 duyu organından farklı olarak fazlası zarar olmayan tek duyu organıdır empati. Aksine azı zarardır. Bu durumda empati, nur topu gibi dünyaya çoktan gelmiş bir diğer duyu organımız değil midir? Üstelik diğer duyu organlarımızdan farklı olarak beyne değil en yoğun hislerin biriktiği yer olan kalbimize doğrudan bağlı, tek duyu organı. Tüm dünya bireylerinde fazlasıyla olması gereken,

çoğaldıkça dünyaya iyilik, güzellik, mutluluk aşılıyan, koruyup kollama hissi uyandıran. 


 

Çok yakın bir zamanda Fatih'te 4 kardeşin siyanürlü intiharının ardından bu kez de Antalya'da 4 kişilik bir ailenin daha siyanürle intihar ettiği haberiyle sarsıldık. Bu insanları çaresizliğe sürükleyen sebeplerin başında ise ekonomik sıkıntıların varlığının olması hepimizi daha da derinden etkiledi. Oysa akrabalarının, komşularının, dostlarının, belediyenin, devletin arasında bu insanların yerine kendilerini koyabilecek insanlar olsaydı, onlara bir umut, ufak da olsa bir çözüm yolu üretebilseydi belki de çaresizlik içine sürüklenmeyecek, yaşamaya devam edebileceklerdi.

Onlar için çok geç ama dünya için bu durumda 'empati' çözüm olabilir. 

O sebeptendir ki bir çocuğa farkındalık yaratacağınız, onu tanıştıracağınız ilk duyu organı aslında empati olması gerekmez mi? 

Yeryüzündeki her şeyi sahiplenerek, yerine koyma sanatı. 

Kim neye zarar verebilir ki ya da kıyabilir ki böylesi güçlü bir his karşısında?


 

İlkeli Söz; 

Acı duyabiliyorsan, 'canlısın'. Başkalarının acısını duyabiliyorsan, 'insansın'.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlke Duyan Arşivi