65 yaş ve kronik hastaların günahı nedir?

65 yaş ve üzeri yurttaşlarımız 22 Mart-10 Haziran arasında 71 gün ev hapsine tutuldu. Bu ara da ise önce hafta sonları ardından biraz daha esnetilerek "Kıdemli yurttaşların"en azından doğa ile buluşma nefes alıp vermesine olanak tanındı. Hala da sadece onlar için kısıtlamalar sürmektedir. İnsan haklı olarak soruyor 65 yaş üzeri ve yaş belirlenmeksizin kronik hastaların günahı nedir ? Bu konuya daha sonra devam edeceğim ama güncel durumları gözönünde bulundurmadan bir sonuç çıkartmakta yanlış olacaktır. Corona virüste ivme son günlerde yapılan günlük rapor açıklamalarında pekte aşağı inmiş sönümlenmiş görünmemektedir. Hatta özellikle entübe ve yoğun bakım hastası sayısı hala 1600'lerde seyretmektedir. Bir başka esprili yaklaşımla! yurttaşlarımızın vaka ve vefat sayısındaki istikrarı bozmamak artışa yol açmamak adına gösterdiği kuyumcu hassasiyeti de gözlerimizi yaşartmaktadır !

İndi iniyor gitti gidiyor derken

İndi iniyor gitti gidiyor derken önümüzdek hafta Ağustos ayına Kurban Bayramı ile giriyoruz ve Corona virüsün bayram edeceği günlere hızla yaklaşıyoruz. Gerçi Ayasofya'da Cuma namazı kılınması nedeniye bir Coronavirüs "Cuma Bayramı" yaşandı. Sonuçlarını Kurban bayramından hemen önce başlayarak göreceğiz.

Yoğun bakım hastası arttı

Bu arada Son bir haftada yaşanan durumu kısaca paylaşmak isterim. 17 Temmuz günü 41,215 yeni test yapıldı. 926 yeni tanı kondu. 18 kişi hayatını kaybetti. Entübe ve yoğun bakım hasta sayısı ise 1628 olarak gerçekleşti. 24 Temmuz günü ise 42,986 yeni test yapıldı. 937 yeni tanı kondu. 17 kişi hayatını kaybetti. Entübe ve yoğun bakımda yatan hasta sayısı ise 1627 olarak gerçekleşti. Gördünüz mü hassas teraziyi. Ama öyle de değil tabi Bir haftada 6.453 kişi daha Corona hastalığına yakalandı. Bir hafta önce vefat eden yurttaş sayısı 5458 iken 24 Temmuz günü bu sayı 5580'e ulaştı. Yani bir haftada toplam 122 kişi daha yaşamını yitirdi. Yani efendim ne demek istiyorsun derseniz. Kuyumcu terazisi hassaslığı ile de akşamları sonuçları açıklasanız, test sayısını bir indirip bir çıkartsanız da pek bir şey değişmiyor. Gerçekte sayı artıyor sıkıntı sürüyor ve hatta büyüyor.

Kul hakkı yeniyor

Yurttaşların bu umarsızlığı sürdüğü sürece bu iş bitmeyecektir. Aksine daha da büyüyecektir. Şu üç küçük hayat kurtaran kuralı uygulamak ne kadar zor geliyor insanımıza anlayamıyorum. Maske- Mesafe ve temizlik uyun şu kurallara Corona illetinden kurtulalım. Uymuyorsunuz uyanları da zorda bırakıyorsunuz. Umursamaz davranıyor açık söyleyim bunu yaparken de bayağı ah alıyor küfür yiyorsunuz çünkü kul hakkı yiyorsunuz. Nasıl mı? Ben güvenli davranırken sen umarsızsın ve hastalık saçıyorsan benim hakkımı yiyorsun demektir bu kadar basit.

65 yaşa gelen kısıtlama yordu

22 Mart 2020 tarih ve 5762 sayılı T.C. İçişleri Bakanlığı Genelgesi ile 65 yaş ve üzerindeki bireylere ve kronik hastalığı olanlara sokağa çıkma ve ikametten ayrılma kısıtlaması getirildi. 20 Mayıs 2020 tarih ve 8206 sayılı Bakanlık Genelgesi ile 65 yaş ve üzeri bireylere 21 Mayıs 2020 tarihinden itibaren en az bir ay boyunca dönmemek kaydıyla, tek yön olarak istedikleri yerleşim yerlerine gidiş izninin verildiği belirtilmiştir. 29 Mayıs 2020 tarih ve 8483 sayılı Bakanlık Genelgesiyle 65 yaş ve üzerindeki bireyler arasında işletme sahibi, esnaf, tüccar, sanayici, serbest meslek sahipleri ile çalışanlardan durumlarını (aktif sigortalılıklarını gösteren SGK hizmet belgesi, vergi kaydı, şirket yetki belgesi, oda ve birlik kimliğinden biriyle) belgeleyenlerin, sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulacağı açıklandı.

Corona saat 20.00'den sonra bulaşıyor!

10 Haziran 2020 tarih ve 9138 sayılı Genelge ile 22 Mart 2020’de yürürlüğe giren sokağa çıkma ve ikametten ayrılma kısıtlaması esnetilerek 65 yaş ve üzerindeki bireylere her gün 10.00 ile 20.00 arasında sokağa çıkabilme izni verildi. Yani Corona 65 yaş üzeri ve kronik hastalığı olan yurttaşlarımıza saat 20.00 ile 10.00 arası bulaşıyor demek ki. 4 Haziran 2020’de ise; turizm sezonunun açılması sebebiyle 65 yaş ve üzeri bireylerin turizm amaçlı seyahatlerine izin verilmesinin uygun olacağı ifade edildi. Başvuru formunda otel tatili, yazlık/devremülk, kiralık ev/villa ya da karavan tatili gerekçelerinden biri seçilecek olup, otel tatili için rezervasyon belgelerini, yazlık/devremülk için tapu örneklerini, kiralık ev/villa tatili için ise kira sözleşmelerini, karavan tatili için karavan sahiplik belgeleri ya da kira sözleşmelerini başvuru sırasında sisteme yüklemeleri zorunlu tutuldu.

65 yaş ve üzerine getirilen kısıtlamalar ölçüsüz, grup içerisinde de eşitsiz ve tutarsız olmuştur. Uygulamanın sonuçlarını gösteren epidemiyolojik bir rapor yayınlanmadı. Savaş ya da salgın gibi olağan dışı durumlarda devletlerin önlem alabilecekleri, bireylerin de buna uymak zorunda oldukları bilinmektedir. Ancak bu uygulamalarda ön koşul ölçülülük olmasıdır.

65 yaşa eziyet sürüyor

COVID-19 pandemisinin başlangıcında, risk grubunda yer aldıkları için 65 yaş ve üzerindeki yurttaşlarımıza sokağa çıkma ve ikametten ayrılma kısıtlaması getirilmesi anlaşılır olmakla birlikte; bu kısıtlamanın çok uzun sürmemesi ve bu grupta yer alan yurttaşlarımızın beden ve ruh sağlıklarının da gözetilmesi gerektiği daha önce birkaç kez TTB tarafından ifade edilmiş ve Sağlık Bakanlığı bu kısıtlamanın olgu ve ölüm sayılarındaki yansımalarını açıklamaya davet edilmişti. Ne yazık ki Sağlık Bakanlığı bugüne kadar 65 yaş ve üzeri yurttaşlarımıza getirilen kısıtlamanın, düzenlemelerin yürürlüğe girdiği tarihler itibarıyla ve illere göre sonuçlarını karşılaştırmalı olarak gösteren herhangi bir epidemiyolojik rapor yayınlamadı. Kısıtlamaların esnetilmesinde 65 yaş üzeri yurttaşların beden ve ruh sağlıkları yerine önceliğin turizm vb ekonomik gerekçeler olduğu anlaşılmaktadır.

Ruh ve beden sağlığı tehlikede

Yaklaşık iki buçuk ay boyunca süren sokağa çıkma ve ikametten ayrılma kısıtlaması, 65 yaş ve üzerindeki yurttaşlarımız açısından bir ayrımcılığa dönüşmüş, pek çok yurttaşımız hareketsiz kalmış olmak nedeniyle hem beden ve ruh sağlığı sorunları yaşamaya başlamış hem de gündelik işlerini (Bankadan para çekmek, alışveriş yapmak vb.) yapabilmekten ve yakınları/arkadaşları ile zaman geçirebilmekten alıkonmuştur.

İşi olana Corona bulaşmıyor!

Üstelik yapılan düzenlemeler içerisinde de 65 yaş ve üzeri yurttaşlarımız arasında ayrıcalık oluşturan yaklaşımlar söz konusudur. Örneğin işletme sahibi olması ya da çalışması halinde aynı yaş grubundakilerin sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulması, tıbbi gerekçelerle açıklanması mümkün olmayan bir durumdur ve aynı yaş grubundaki yurttaşlarımızın bir bölümü açısından eşitsizliği daha da arttırmıştır. Benzer biçimde turizm amaçlı seyahatlere izin verilmesiyle ilgili olarak getirilen düzenleme ile 65 yaş ve üzeri yurttaşların ücret ödemeksizin yakınlarının ya da arkadaşlarının yazlıklarında tatil yapmak için kısa süreli turistik seyahatlerini olanaksız kılmıştır.

DSÖ kriterlerine aykırı

Sağlık, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “yalnızca hastalık ve sakatlığın olmaması değil, aynı zamanda bedensel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik durumu” olarak tanımlanmaktadır. 65 yaş üzeri yurttaşlarımıza getirilen ve uzun süren kısıtlamalar ikametten ayrılma ve sokağa çıkma sınırlamasıyla bedensel, yakınları ve arkadaşlarıyla bir araya gelememek nedeniyle ruhsal ve sosyal olarak tam iyilik hallerinin olumsuz etkilenmesine yol açmıştır. Bu dönemdeki gözlemlerimizbaşta kas iskelet sistemi ve dolaşım sistemi rahatsızlıkları olmak üzere, 65 yaş ve üzeri yaştaki hastalarımızın yakınmalarında artış yaşandığını göstermektedir.

Her gün yalnızca 10.00 ile 20.00 saatleri arasında sokağa çıkabilme izni verilmesi tıbben doğru değildir, bilimsel bir temeli yoktur: 20.01-09.59 arası sokağa çıkmanın olumsuz etkileri kanıta dayalı olarak açıklanmalıdır.

Sokağa çıkma ve ikametten ayrılma kısıtlamasının esnetilerek 65 yaş ve üzerindeki yurttaşlarımıza her gün yalnızca 10.00 ile 20.00 saatleri arasında sokağa çıkabilme izni verilmesi de tıbben doğru bir yaklaşım değildir, bilimsel bir temeli yoktur. Söz konusu saatler mevsim ve iklim koşullarıyla da uyuşmamaktadır. Güneş sabahları 6’ya doğru doğmakta, akşam 8’den sonra batmaktadır. 65 yaş üstü bireylere güneşin ve sıcağın etkisinin yoğun olmadığı saatlerde yürüyüş yapmaları önerilmektedir. Kaldı ki 20.01-09.59 saatleri arasında 65 yaş ve üzeri yurttaşlarımızın sokağa çıkmasının nasıl bir olumsuz etki yaratabileceği konusunda da Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu tarafından yapılmış herhangi bir açıklama yoktur.

SON SÖZ : Yaşamları her bir insanımız gibi çok değerli olan 65 yaş ve üzeri yurttaşlarımızın sağlıklarının daha fazla olumsuz etkilenmesini önlemek için, bu gruba yönelik bütün kısıtlamalar ivedi olarak kaldırılmalıdır.

Kurbandan Corona bulaşmaz

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, Kuban Bayramı'na özel açıklamalar yaptı. Kurbanın kendisinden corona virüsü bulaşmayacağını belirten Prof. Dr. Çelik, acemi kasaplara karşı uyardı. Prof. Dr. Çelik, 20-40 yaş arası vakalarda artış olduğunu ve böyle giderse Eylül-Ekim aylarında ciddi sıkıntılar yaşanabileceğini vurguladı.

Bilim Kurulu Üyesi ve Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İlhami Çelik, Kurban Bayramı öncesi açıklama yaptı. Kurban Bayramı’nda dikkat edilmesi gereken konulara değinen Prof. Dr. Çelik, “Kurban Bayramı’nda özellikle hayvan satış yerlerinde kalabalıkların oluşmaması lazım. Maske ve sosyal mesafe kuralına uyulması gerekiyor. Bazı gördüğümüz fotoğraflar var. Basında yer alan haberlerde maske takmayan hayvan satıcıları ya da insanların kalabalık oluşturduğu görüntüler hiç doğru değil.

Standart önerilere uyulması lazım. Maskeyi mutlaka takacaklar. Birbirleri ile temas etmeyecekler, tokalaşmayacaklar. Mesafe kuralına mümkün olduğu kadar uymaya çalışacaklar. Eğer uyamıyorlarsa oradan çıktıktan sonra maskeyi mutlaka değiştirmeleri lazım. Kalabalık ortamlar virüs bulaşı için oldukça önemli yerler” diye konuştu.

Hayvandan bulaş sözkonusu değil

Kurbanlık hayvandan virüsün bulaşıp bulaşmayacağına değinen Prof. Dr. Çelik, “Kurbanın kendisinden corona virüsü bulaşmaz. Ancak, acemi kasaplar var; birbirlerine yardım ediyorlar ve topluca kurban kesiyorlar. Dolayısıyla bu ortamda sıkıntı olabilir. Vatandaşlardan birbirine bulaşma söz konusu olabilir; ama, hayvandan bulaş söz konusu değil. Bu tür kesim işlerini profesyonel kişilere bırakmalarını öneriyorum.

Kasapların bu işleri yapmaları, veteriner eşliğinde kurban kesilmesi gerekiyor. Kurbanın mümkünse belediye mezbahanelerinde kesilmesi gerekiyor. Çünkü oralarda çok iyi koşullar sağlanıyor. Kurban paylaşımı yaparken de kalabalık oluşturmamaları ve mesafelerini korumaları gerekiyor. Çünkü orası riskli bölgeler. Özellikle açık alanda bu işi yapabiliyorlarsa orada yapmaları lazım. Onun dışında kapalı alanda bu tür işlemeleri vatandaşların yapamamasını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.

Bayramlaşmadan kaçınılmalıdır

Prof. Dr. Çelik, Kurban Bayramı’nda temastan uzak durulması gerektiğini ifade ederek, “Kişisel kanaatim insanlar bayramda birbirleri ile bayramlaşmamalı. Bayramda kesinlikle temastan kaçınmak lazım. Tokalaşmamak, öpüşmemek gerekiyor. Gittikleri zaman maskelerini mutlaka çıkarmamaları gerekiyor. Mesafeli oturmaları lazım.

Bayramlar bizim için çok önemli günlerden biri. İnsanların bir araya geldiği, sevinçlerini, üzüntülerini paylaştığı günler. Kurban etini hediye ettikleri dönem. Özellikle yemek yerken, bir şeyler içerken, çay ve kahve gibi olaylarda maskeleri çıkarıp, birbirlerine çok yakın duruyorlar. Bu çok olumsuz bir tabloya yol açıyor. Bulaş riskini son derece fazla artırıyor. Bu tür görüntülerin olmaması gerekiyor” diye konuştu.

Corona gençleri vurmaya başladı

Özellikle 20 – 40 yaş arası erişkin hastaların kendilerine çok fazla başvurduğunu ve vakaların beklenenin çok üzerinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. İlhami Çelik, “Biz yaz aylarında öngördüğümüz seviyede değiliz açıkçası. Çok daha az vaka bekliyorduk ama beklediklerimizin çok üzerinde vaka artışı yaşıyoruz şu anda. İnşallah tekrar Nisan ayındaki duruma dönmeyiz diyeceğim ama yavaş yavaş o döneme gidiyoruz gibi geliyor. Vaka sayısı artıyor ve burada da vatandaşlarımız önlemlere uymadı ki dikkatsizlikler göze çarpıyor. Tekrar vaka sayılarında artış var, zatürre olgularında artışların olduğunu görüyoruz ve 20 – 40 yaş arası genç erişkin hastaların çok daha fazla bizlere başvurduğunu gözlemlemeye başladık.

Yaşlı hastalar risk grubu ve gerçekten de kaybettiğimiz vatandaşlar genellikle bu gruptan ortaya çıkıyor ancak gençlerle çok ciddi ve ağır vakalarla karşı karşıya kalmaktayız. Dolayısıyla özellikle bu iş üreten yaş grubu dediğimiz 20 – 40 yaş grubunun çok daha dikkatli davranması gerektiği kanaati ortaya çıkıyor.

Eylül- Ekim sıkıntılı

Aile kümelenmelerinden sonra şimdi de iş yeri kümelenmeleri geldi. Klasik düğün, nişan ve cenaze törenleri yine her zamanki gibi devam ediyor. Uyarılara rağmen burada bir gerileme görmedik maalesef. Buna çok dikkat edilmesi lazım. Bu gidişle herhalde Eylül, Ekim ayında çok daha ciddi sıkıntılarla karşı karşıya geleceğiz gibi duruyor” dedi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi