76 plan değişikliğine kim(ler) izin verdi?

İstanbul'da tam tamına 40 milyar dolarlık rant sağlayan 76 plan değişikliği. Bir kere değiştirilmemiş, en yüksek imara ulaşıncaya kadar ne yapılması gerekiyorsa bir, iki, üç ve dört kereye kadar plan değişikliği yapılmış. Sorumlu kim? Yok... Herkes masum...

Bir ülkede kriz derinleşiyor ve yoksulluk artıyorsa yönetenlerin temel savunması dış güçler ve muhalefettir. 
Dünyanın her yerinde böyledir zannetmeyin.
Demokrasinin az geliştiği yerlerde ya da gelişmekte olduğu yerlerde aynı savunmalar yapılır.
Olumsuzluktan asla yönetenler sorumlu değildir.
Varsa yoksa dış güçlerdir.
****
Bir ülkede aynı zamanda yoksullaşma artıyorsa bilin ki, yoksunlaşmada artıyordur.
Yoksunlaşma artıyorsa bilin yolsuzlukta artıyordur.
Yoksulluk ve yolsuzluk at başı gidiyor.
Yolsuzluk artıkça yoksullukta artmaya başlıyor.
Sonuç ise her şeyden yoksunluk oluyor.
****
Hayat pahalılığı hayatın tüm alanlarında büyüyor.
Hayat yoksullaşırken vatandaşların alım gücü de düşüyor.
Çifte bir yoksullaşma yaşanıyor.
****
Düşünün Türkiye birkaç yıldır iyi yönetilmiyor.
Özellikle, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimleri, refarandurum ve 24 Haziran seçimleri sonrasında ülkemiz tersine doğru bir eğilime girdi.
Kötü yönetiliyoruz.
Yetkiler tek elde toplandıkça, itiraz sesi azaldıkça, bürokratik oligarşi güçlendikçe sorumluluk dış güçlerde oluyor.
Dış güçlerin oyunu, bizim bölmeye çalışanların oyunları, onların yerli işbirlikçileri, vatan hainleri, teröristler söylemi dozunu yükseltiyor.
İktidardakiler vatansever, iktidarı eleştiren herkes ise vatan haini.
İnanın bakın dünyanın başka yerlerine aynı şeyleri göreceksiniz.
Mesala Venezuella ve Maduro örneğinde olduğu gibi.
Kötü yönet, beceriksiz ol sorumluluğu ve suçu dış güçlere at.
Ve tabi onların yerli işbirlikçileri muhalefete.
****
Dün, TOKİ denetçilerinin İstanbul'da yapılan 76 plan değişikliği ile ilgili hazırladığı rapor tarafıma ulaştı.
Bir yerde plan değişikliği yapmak, inşaat alanını yükseltmek için birkaç yıl değil uzun bir süre bekleniyor.
Hesaplar, planlar yapılıyor.
Bir değişiklik yetmiyor, ardından ikinci değişiklik yapılıyor. O da yetmiyor üçüncü değişiklik yapılıyor.
Deprem toplanma alanlarından tutun da, hastane yerlerine kadar betona boğuluyor.
İstanbul'da toplam 76 imar plan tadilatlarından dolayı sağlanan rantın 40 milyar dolar olduğu iddia ediliyor.
****
Ve sonra çıkılıyor, İstanbul için günah çıkartılıyor.
Günah çıkartıldığında, özür dilendiğinde imar plan tadilatlarını yapanlar, izin verenler, ortak olanlar ne oluyor? Hiç.
Düşünün TOKİ'nin ve KİPTAŞ'ın plan değişiklikleri yapılarak yaptıkları ortada duruyor.
TOKİ'nin ki raporlara yansımış. Hem de muhalefet tarafından değil bizzat TOKİ denetçileri tarafından...
Ve sayıştay başkan vekili bunlardan dolayı istifa etmek zorunda kalıyor.
Teşekkür edilmesi gerekirken, toplumu aydınlattığı kamu zararını ortaya çıkardığı, talanı gösterdiği için ödül verilmesi gerekirken resmen istifa etmek zorunda kalıyor.
****
Yetmez, TOKİ ve KİPTAŞ'ın başındaki zat-ı muhteremler belediye başkan adayı     gösteriliyor.
Yani onlar da ödüllendiriliyor.
Yetmez, 76 gökdelenin sahibi ve ortakları... Onlar da ödüllendiriliyor.
Düşünün 1453 projesi orman alanı betono gömülüyor. İçersinde bir de üniversite var...

Hamasetin büyümesiyle, 
yolsuzluğun direk ilişkisi var

Yoksullaşma arttıkça, gelir adaletsizliği büyüdükçe birilerinin kar hırsı büyüyor.
Yetmez, yoksullaşma ve hayat pahalılığı artıkça hamaset büyüyor.
Yetmez, dış düşmanlarımız çoğalıveriyor.
Yetmez, dış düşmanların işbirlikçileri nedense iktidarı eleştirilenler oluveriyor.
****
Patlıcan, hıyarla, domatesle uğraşırken, belediyeler sebze ve meyve fiyatlarını ucuzlatmak için yine vatandaşlardan topladıkları vergilerle finanse edilen; araçlar, akaryakıtlar, elamanlar tabi kayıtsız satışlarla pahalılığa savaş açılırken, yolsuzluk raporları düzenleyenler istifa etmek zorunda bırakılıyorlar.
Sebze ve meyve, tarımda iş o kadar basit ki...
Üreticinin mazot fiyatını düşür.
Paraları köprü fiyatlarını ve otobanlardan sebze ve meyve taşıyıcılarından para alma.
Sorunu çözüver.
Olmaz...
Dış güçlerle mücadele etmek için seferber oluveriyoruz.
Sormuyoruz dış güçler nasıl sebze, meyve, soğan, patates fiyatları ile oynar diye akıl bile yürütmüyoruz.
Soğan depolarını basan devletimiz nedense, elekrik faturaları için, doğalgaz faturaları için depo basmıyor.
****
Devlet ise merminin fiyatını soruyor.
İşte bu bile vatandaştan nasıl uzaklaşıldığının en önemli göstergesi haline dönüveriyor.
****
Kutuplaşma artıyor.
Hayat pahallığını dış güçlere bağlayanlar; devlete ve yöneten partiye, lidere bağlılıklarını ifade ediyorlar.
Sorgulamak yok... Soru sormak yok...
Diğer taraf ise ölümüne bir nefret dalgasına savruluyor.
Her iki tarafta ölümüne savunuyor kendi görüşlerini.
Üçüncü bir yol yok.
3. yolu söyleyenler ise her iki taraftan linç ediliyorlar.
****
Artık şunu biliyoruz. Yolsuzluk, yoksulluğu büyütüyor. Yoksulluk ve yolsuzluk yoksunluğu beraber büyüyor.
Ve çürüme başlıyor. 
Her üçünün at başı yarışa çıkması ise; adaleti, özgürlüğü ve hukuku hayatımızdan çıkarıyor. 
Üç y'nin büyümesiyle ve aöh olmamasıyla birbirimize tahammülsüzlüğümüz de büyüyor. 

Sonuç: Yazın bir kenara değişecek. Bir dönemin sonuna şahitlik ediyoruz. Değişecek. Sadece biraz daha acı çekeceğiz. Ancak biliyoruz ki, karanlığın en koyu olduğu an sabaha en yakın olduğumuz andır. Merak etmeyin bu kadim toprakların çocukları umudu yeniden yeşertecekler. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Tarakçı Arşivi