Rahsa Pınar Çetinkaya

Rahsa Pınar Çetinkaya

8 Mart kadına değer verenlerin günü

8 Mart 1857 Bu tarihte Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde yaklaşık 40 bin kadın işçi “eşit işe eşit ücret” talebiyle, cinsiyet ayrımcılığına son verilmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için greve başladı. Polis müdahalesi ile karşılaşan, barikatlarla fabrikaya kıstırılan kadınların 129’u iş yerinde çıkan yangında can verdi. Bu olaylardan 52 yıl sonra Danimarka'nın Kopenhag kentinde düzenlenen Kadın Sosyalist Enternasyonal toplantısında 8 Mart 1857'de New York'ta başlayan, kadın haklarının kazanılması ve kadınların birlikteliği mücadelesinin her yıl Kadın günü olarak kutlanmasını Almanya Sosyal Demokrat Partisi'den Clara Zetkin sayesinde, yangının çıktığı günü, kadınlar günü olarak kararlaştırdılar.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 19 Mart 1911’de Almanya ve İsviçre’de anıldı. 
1921'de Moskova'da düzenlenen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda karar verildi. 
1960’lı ABD'de de yıllarda anılmaya başlandı. 
Birleşmiş Milletler, 66 yıl sonra 8 Mart'ın 'Dünya Kadınlar Günü' olarak kabul etti. 
Türkiye'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra cunta yönetimi tarafından dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmasına izin verilmedi. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" kutlanmaya devam edilmektedir.
Peki, 1857 yılından bu yana kadınların haklarındaki durum ne oldu? Kadınlara verilen hakları kimi kadın alnı açık, başı dik onuruyla gururuyla, işçiliği ile anneliği ile bireysel olarak ve kadın olarak gururla taşımaya devam ederken, kimi de verilen hakkın kıymetini hala bilememekte ve bilenlerin önünde engel olmak için çalışmaya devam etmektedir.
Kadınlar günü özel bir gündür. Ne dini bir gün, ne de resmi tatil günüdür. Kadınların, emeklerinin ve hayatın merkezi olan kadınların farkındalık günüdür. Bunu kabul etmeyenler, kadına şiddet gösterenlerle eş değerdir benim için. Hem evde hem işte çalışan emekçi kadınların günüdür, evinde hizmette sınır tanımadan tüm görevleri üstüne alınan evde çalışan emekçi kadınların günüdür. Tüm dünyada fiziksel gücüyle üstünlük taslayan o yaratıklar için; eziyet gören, tecavüze uğrayan, dayak yiyen, çocukları için tüm sıkıntıları içine atan, kadının yaradılışındaki o mucizevî özelliklerinden korkan ve baskın çıkmak için güç gösterisi yapanlara karşı kol kola durarak ses olma günüdür. Kadının kıymetini bilip, destek olma günüdür.
Bir 8 Mart günü daha, kadının sorunları anlatılacak, çözüm yolları tartışılacak, gösteriler yapılacak, sloganlar atılarak kutlanacak. Ve kim bilir belki, aynı saatlerde bir yerlerde bazı kadınlar yine şiddete uğruyor olacak. Bazı kız çocukları yaşadıkları travmaları yetişkinliklerine anlatacak, taciz ve tecavüzlerle boğuşuyor olacak. Kadın kimliği sindiriliyor, hiçleştiriliyor olacak belkide. Bu 8 Mart günü de kadına yönelik şiddetin son bulmadığı bir gün olacak. Dünyayı çirkinleştirenlerle mücadele şimdilik yetersiz kalsa da, 8 Mart kadınlar günü için bir nefes olmak adına, umut olmalıyız. Destek, güç birliği sağlanmalıdır. Atatürk’ün dediği gibi “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
Maalesef ele ilk alınması gereken bir konu fakat tümden unutuluyor: Kadına fiziksel veya psikolijik şiddet uygulayanların, kadın haklarını hiçe sayanların, kadına istediğini yapmayı kendine hak görenlerin, kadınları metalaştıranların bilinçlendirilmesi için daha duyarlı, eğitimli olmalı ve belediyelerin, devletin desteğinin artması gerekmektedir. 
Kadın bir yandan, kadın hakları için mücadele ederken; diğer yandan erkekler ve birilerine yaranmak için kadın haklarını görmeyen zavallı kadınlar tarafından insanlık hakları yok ediliyor. Hazreti Aişe’yi, Nene hatunu, Halide Edip’i, Latife hanımı yok görerek…
Kadını korumaya yönelik yasal düzenlemeler elbette yapılmalı, fakat şiddeti önlemek amacıyla daha köklü eylemlerde bulunulmalı. Bugünün erkek çocuklarının gelecekte şiddet yanlısı olmaması, bugünün kız çocuklarının ise şiddet mağduru olmaması için cinsel eğitimin daha fazla gecikmeden yasalaştırılması gerektiğini düşünüyorum. 
Erkeğiyle, kadınıyla, yaşlısıyla, genciyle, kadına yönelik şiddet ve benzeri, insan onurunu zedeleyen her türlü haksızlığa, adaletsizliğe karşı demokrasi ve adaletle mücadele edeceğimiz, toplumsal huzurun tesis edildiği günlere erişme temennisiyle tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahsa Pınar Çetinkaya Arşivi