Adını doğru koymak gerek

Son günlerde Afganistan’da yaşanan olaylar ve bu olayların perde arkası daha çok konuşulacak, üzerinde tartışılacak konulardandır.

Afganistan’da yönetimi Taliban’a ABD de mi bırakmıştır?

Bu hızlı operasyonların ardında başka hangi küresel güçler vardır?

Nato, bu gelişmelerin ve yaşananların neresindedir?

Afganistan’da ki şu anki yönetimin adına ne diyeceğiz?

Tüm bu konular henüz tam olarak net değil ve izaha muhtaç!

Gerçi Taliban yönetimi ülkenin adını Afganistan İslam Emirliği olarak açıkladı.

Demokratik bir yönetim tarzının olmayacağını, bir şeriat devleti olacağını ilan eden Taliban yönetimi modern dünyaya, batı ülkelerine şirin görünmek adına, kadınlara kimi kısmi özgürlüklerin verileceği iddiasında bulundu.

Önümüzdeki günlerde Afganistan’ın nereye savrulacağını hep birlikte yaşayarak göreceğiz.

Geçmişte Mustafa Kemal Atatürk’ün Afgan Kralına ve Afgan halkına gösterdiği yakınlık ve ilgiden yola çıkarak gereksiz ve anlamsız benzetmeler, kıyaslamalar yapılıyor.

Hatta kimileri Afganistan Taliban yönetiminin ABD’ den ülkeyi tek kurşun sıkmadan devralmasını bir ulusal kurtuluş mücadelesi, antiemperyalist bir halk savaşı gibi göstermeye çalışıyorlar.

Daha da ileri gidip “Bağımsız Afganistan’ı tanıyoruz, tanımayanı biz de tanımıyoruz” diyecek kadar ileri götürüyorlar.

Şu gerçeği görmezden geliyorlar.

Mustafa Kemal başından itibaren Cumhuriyet yönetimini hedef almışken o dönem Afgan Kralı elinde bulunduğu yetkilerden ve monarşik yönetimden vazgeçmeyi hiç düşünmedi.

Atatürk’ün etkisi ve yönlendirmesiyle kimi demokratik açılımlar yapılsa da sonuçta yönetimin başında bir kral ve etrafında da kraldan çok kralcılar vardı.

Taliban ve benzeri örgütlerin ne denli vahşi yöntemlerle insanlara ve özellikle de kadınlara baskı, işkence, katliam yaptığını tüm dünya biliyorken şimdi Taliban’ı Afganistan’a bağımsızlık ve demokrasi getirecek bir devrimci! örgüt gibi sunmaya çalışanların demokrasiden ne anladığını çok iyi biliyoruz.

Kimi zaman sosyalist görünüp, en ırkçı söylemleri kullanan, şimdilerde sarayın borazanlığını üstlenen bu sözde aydınlık! güruh çok sinsi bir algı operasyonuyla yine suni gündem oluşturma çabası içindeler.

Geçmişte Afganistan’ da, Osmanlı saraylarında beslenen kraldan çok kralcıları aratacak denli iktidar yalakalığı yapanlar, bugün Türkiye de halkın “Afganistan tam bağımsızlığına kavuştu” yalanına inanacağını sanıyorlar.

Onlar, her dönem güçlüden yana oldular.

Onlar, kendisi gibi olmayanları hain, terörist ilan ederek, gerçek yurtseverleri asılsız suçlamalarla ihbar ederek her dönem bu vatana kendileri ihanet ettiler.

Onları iyi tanımak, adını doğru koymak gerek.

Onları vatan savunmasında göremeyeceğiniz gibi, ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu afet zamanlarında da göremezsiniz.

Daha yeni orman yangınlarında iktidarın arkasını toplamakla meşguldüler.

Halen devam eden Dersim’deki yangınlarla ilgili İçişleri Bakan Yardımcısının “Tunceli’yi teröristler yaktı” yalanını yaymakla meşguller.

Kimi iktidar yanlılarının yaptığı gibi Atatürk’ü itibarsızlaştırmak için uğraşıyorlar.

Onları ne Anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırı biçimde bir gece ansızın çıkarılan bir kararnameyle kaldırılan İstanbul sözleşmesi, ne kadın hakları, ne de acımasız biçimde artan kadın cinayetleri ilgilendirir.

Evet yazının başlığında da değindiğim gibi onları iyi tanımak, adını doğru koymak gerekir.

Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim,

Akar suyun, meyve çağında ağacın,

Serpilip gelişen hayatın düşmanı.

Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına;

Çürüyen diş, dökülen et

Bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler.

Ve elbette ki, sevgilim, elbet,

Dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya

Dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle,

İççi tulumuyla

Bu güzelim memlekette hürriyet

Bu fırsat, yukarıdaki dizelerin sahibi, dünya ozanı, barış savaşçısı, büyük ozan Nazım Hikmet’i de saygıyla analım.

Yine 99.yılını kutladığımız 30 Ağustos zaferini bize yaşatan tüm kahramanlara ve bu uğurda yaşamını yitirmiş şehitlerimize şükranlarımızı sunalım.

Kimse Afganistan ya da Taliban hayaliyle bu ülkede algı operasyonu yapmaya kalkmasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi