Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Af var mı?

Devleti yöneten hükümetten tutunda yerel yönetimi yönetene kadar hemen hepsi cezalı olanlara, tutuklulara ve hükümlülere af getirme peşinde. Dün olduğu gibi bugünde tutsakları ikiye ayıran devlet 'özgürlük, emek ve ekmek mücadelesi' vereni hiç dikkate almadığı gibi özellikle kader mahkûmu(!) dediği, yakınlarını ya da eşlerini katleden, uyuşturucu satıcısı, tecavüzcü, dolandırıcı, sahtekâr ve bunların yanında vergisini ve aldığı hizmetin karşılığı olarak zamanında ödemeyen fatura borçluları. Ha bunların içinde şirket sahipleri cezaevinde değil sadece küçük esnaf ve sade vatandaş cezaevinde olmakta. 
Bir dönem genel başkanının yanında çocukların oyuncağı atarisini elinden düşürmeyen günümüzdeki sayın genel başkan bugünlerde eş katili çete başı olan kişiyi cezaevinden çıkması için bildik manevralar yapmakta. Bu şahsı dışarı çıkarmak için sözde kader mahkûmlarının (!) ardına saklanarak iktidarın dışarıdan ortağı olarak seçimlerden önce "kanun hükmünde kararname" (KHK) çıkmasına çalışmakta. Oysa iktidarın isteği tamtakır boş olan bütçeye rağmen vergi affı ve barışı adıyla kararnameler çıkarmak. 
Devlet kamusal hizmetlerini yaparken vatandaştan cüzi miktarda katkı payı alması mevcut yasalara göre doğru. Ama bunun tümünü vatandaştan alması mevcut yasaların eşitliğine aykırı. Üstünde yaşadığımız bu kadim topraklarda Helen, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve 1923’den beri varlığını sürdüren Türkiye Cumhuriyeti devletinin yöneticileri başa kim geçerse geçsin yurttaşı her zaman sağmal inek olarak görmüş. Dün salmalarla bugün yediği içtiği hatta tükettiği ne varsa onun vergisini almakta. Sistemin içinden basit bir tabirle bu ülkede bulunuyorsan her şeyden vergi vereceksin demekte. Yurttaş yaşamak için çalışmak zorunda, çalışsa da çalışmasa da aldığı nefes, içtiği su, çöp ve atıklarının da vergisini ödemek zorunda. 
Yurttaş, mevcut sistemin ceberut devlet yapısından dolayı aldığı hizmetin karşılığını şu ya da bu biçimde de olsa ödemekte. Ama birileri yüksek meblağı bulan vergisini ödemediği gibi cezalı konuma düşmüş bile olsa ödememekte. Neden? Devleti yönetenler her seçim döneminde "vergi barışı" adı altında af getirmekte. Peki, zamanında ödeyen sormaz mı "zamanında ödeyene ne gibi bir indiriminiz var?"
Merkezi hükümet hem cezaevlerindekilere hem de cezalı konumdaki vergi mükelleflerine kademeli olarak af getirecek, getirmek zorunda çünkü “kasa tamtakır kuru bakır”. Merkezi hükümet bunu yaparken yerel yönetimlerde alt yapı hizmetlerinin ödenmeyen cezalı konumdaki kim varsa af getirmekte. Partisine oy vermeyene hizmeti 'zül' gören İBB Başkanı su ve gaz işletmelerindeki cezalı olanlara af getirmenin yanında çevreyi kirletenlere, kanalları patlatanlara, çöpleri gelişi güzel imha edenlere af getirdi. Son günlerde nedense suçlu şirketlere ceza yazılmazken denetlemelerde gelişi güzel yapılmakta. Hatta iktidara yakın kişilerin çocukları bu çevreyi kirleten kurallara uymayan şirketlerde işe girerken birilerinin ağız tadı şekerlenirken onun atıkları doğamızı kirletmeye devam etmekte. Birilerinin çocukları işe girecek ve kariyer yapacak diye masum çocukların geleceği karartılmakta doğamız katledilmekte. Günlük çıkarları ve menfaatleri için geleceği düşünmemekte. Devlet ve diğer kamu kurumları doğa ve toplumsal suç olaylarına insani değerleri ayaklar altına alanlara af getirmesi suçluları övmesinden sırtını sıvazlamasından başka bir şey değildir.
Doğayı kirleten ve katleden kim olursa olsun af etmek geleceğimizi yok etmekten başka bir şey değildir de nedir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi