İBB Meclisi geçtiğimiz hafta Büyükçekmece'nin yıllardır gündeminden düşmeyen Albatros arazisini yeşil alana değiştirme kararı aldı.

Büyükçekmece belediyesi 'Burası bizim tapulu arsamızdır' dese de öyle anlaşılıyor ki bu arsaya bir süre daha herhangi bir inşaat yapılamayacak.

Peki 2013 yılında gerçekleşen Gezi Parkı olayı sonrası gündeme gelen Albatros olayı şöyle dursun.

Ya Büyükçekmece'de bu günlerde bir biri ardına yükselen binalara ne demeli?

*


 

Beykent'te yükselen ‘Avenue İstanbul’ adlı konut projesinde imar iznini usulsüz olarak neredeyse iki katına çıkarıldığı haberi geçtiğimiz aylarda medyada gündeme gelmişti.

Habere göre; Şirket 3 blok yerine 5 blok dikti. Gül İnşaat adlı firma, Büyükçekmece Belediyesi'nin sorumluluk alanı içerisindeki Beykent'te bulunan 297 ada 2 parseldeki araziye konut projesi yapmak için belediyeye başvuruda bulundu. 30 bin 360 metrekarelik arazinin emsal ruhsatı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi kayıtlarına göre 1.5 olarak belirlenmişti. Buna göre Gül İnşaat, araziye yaklaşık 45 bin metrekarelik inşaat alanı yapma hakkına sahipti. Proje de buna göre 3 blok yapılacak şekilde hazırlandı. Ancak 31 Mart yerel seçimleri sonrası Büyükçekmece Belediyesi, Gül İnşaat'a verilen 1.5 emsal ruhsatını 2.5 emsale çıkardı. 45 bin metrekarelik inşaat hakkı da böylece yaklaşık 75 bin metrekareye çıkarılmış oldu...

Büyükçekmece Esenyurt'a benzeşiyor!

Büyükçekmece Mimarsinan'daki 13 km sahil şeridi üzerinde konumlanan Marina 24 projesi ile git gide yükselen ve artan inşaat yığını ile dikkatleri üzerine çekiyor.

Küçükçekmece Belediyesi önceki başkanlarından Aziz Yeniay'ın sahibi olduğu bilinen konut projesinde 367 bağımsız bölüm inşaa edilecek.

İnşaat alanında daha önce genellikle villa yapımına ve en fazla 5 kat inşaata izin verilirken Marina 24 projesinin 10 katı geçerek yükselmeye devam etmesi çevre halkının oldukça tepkisini çekmeye başladı.


 

*

İstanbul'un her karış noktasının rezidans, inşaat ve dikey yapılı konutlara çevrilmesine isyan edenlerin başında gelen Cumhuriyet Halk Partili yurttaşlar, CHP'nin iktidarında olan ilçelerinde böyle bir inşaatı anlamakta güçlük çekmekteler.

Bildiğiniz gibi Esenyurt son yıllarda çevreyi, doğayı, şehri mahveden inşaatlarıyla gündeme gelmiş ve belediye başkanı da görevden alınmış bir ilçe olarak akıllarda yer almakta.

Gözümüzün önünde Esenyurt gibi olumsuz bir örnek varken her defasında Büyükçekmece'nin bakir kaldığından, yeşili doğası bol olduğundan, denizi ile, çevresi ile, doğal güzellikleri ile her yerde ilçeyi öven başta Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün olmak üzere belediye yöneticileri bu duruma neden izin verirler anlamak mümkün değil.

Böyle giderse dün insanlar İstanbul'un en geri kalmış, en çağ dışı, çevre düçmanı, rant sever ilçesi Esenyurt'u örnek gösteriyorlardı.

Korkarım yarın Esenyurt'un yerini Büyükçekmece almasın.

Konut değil tarıma yönelmeli

Sadece Büyükçekmece'de değil artık Türkiye olarak yeterince ders alınacak örneklerimiz var.

Konuta değil üretime.

Camiye değil okula.

Ranta değil bilime.

Heykellere değil fikirlere önem verilmeli.

Tarıma yönelmeli.

Gençlere yatırım yapılmalı.

Sağlık sektörüne bütçe ayırmalı.

*

Bakın Büyükçekmece'nin göl kenarında devasa tarım arazileri var.

O arazileri parsel parsel halkın kullanımına açın.

He aileye 40-50 m2 alan verin.

Orada üretmeleri için tohumverin.

Gübre verin.

Oradan elde edilen mahsüllerin yarısı o üreticinin olsun yarısını da belediye istediği gibi kullansın.

İhtiyaç sahiplerine dağıtsın.

Pazarda satsın geliri ile burs verilsin.

Yani daha neler neler yapılabilinir.

*

Sırf üç kuruş fazla vergi almak için, menfaatlenmek için, rant için, güzelim arazileri beton yığınına çevirerek ne elde ediceksiniz?

Olan bitenden hiç mi ders alınmaz?

Depremden.

Pandemiden.

Virüsten.

Savaşlardan.

Terörden.

Artık çağ bilim çağı.

Teknoloji çağı.

Tarım çağı.

Üretim çağı.

İnsanlık çağı...

Ranta hayır, doğaya evet...