Aldatıldılar, kandırıldılar hala kandırılıyorlar

Gün geçmiyor ki, biri de çıkıp densizce bir laf etmesin! 
Adil Gür isimli şahıstan bahsediyorum. Kim bu adam?
A&G Araştırma Şirketi genel müdürü. Adını seçim anketlerinde duyduğumuz bu şahıs aynı zamanda hukukçu. Öyle bir laf etti ki, izlerken tüylerim diken diken oldu.”Bizi Amerika aldattı, şimdi Rusya aldatıyor. Ayıdan post, Rus’tan dost olmaz. Bunlardan başka türlü dost olur.”derken, bu“muhteşem”lafının altına imza atmaktan dolayı da epey gururlu görünüyordu. 
Aldatılmaktan da, kandırılmaktan da bıkmadınız! Onlara alıştık zaten. İşler umduğunuz gibi gitmediğinde, çıkarsınız“bizi aldattılar”dersiniz olur biter!
    ***
Bu sözlerle de yetinmedi, ekledi;”ayaklarını denk alsınlar”diyerek bir de tehdit savurdu iyi mi! 
Hangi sıfatla, neye güvenerek? Zaten son günlerde yaşadığımız siyasi gerilimlere bir yenisinin ekleneceğini düşündü mü acaba? Kadınlara ettiği hakaretin ne denli ucuz ve ahlaksız bir itham olduğunu sonradan kavrayabildi mi acaba? 
Bana sorarsanız, haddini bilmeyen bu tür insanlardan da, bu memlekete hayır gelmez. Bu saatten sonra özür dilese ne olacak. Fikir bu, zikir bu!...
Corona virüsü buraya gelmese de olur. 
Bizi Corona öldürmeyecek, bunlar öldürecek sonunda.
***
Türkiye’de gündem o kadar hızlı gelişiyor ki, bir çok olayı üstünkörü geçiyoruz. Unutuyor muyuz? Elbette hayır. Sadece, Suriye-Rusya-ABD-Nato-Mülteciler’e kilitlendik. 
Samsun Belediyesi, Şubat ayının son günlerine doğru ambleminden Atatürk’ü kaldırdı. Unutmadık, konuşmayı erteledik! Samsun’lu vatandaşlar, siz de bir ilgileniverin bir zahmet.
Ekonomi her ne kadar iyi, şu kadar büyüdük, bu kadar daha büyüyeceğiz, güven tazelendi diye açıklasalar da, görünen öyle değil. Maliye Bakanı bir gün semt pazarlarına çıksın, bankalara girip otursun da vatandaşın halini bir görsün. Bunu da geçelim, şimdilik erteleyelim. 
Bu arada depremzedeler ne alemde? Dünyayı saran korkunç virüs her yere sıçrıyor. Biz de durum ne? Bunu da erteleyelim.
    ***
Şubat ayının son günü Suriye’de verdiğimiz onca şehitten sonra bütün bu konular acımızın ardına geçti. Ben şuna üzülüyorum;Herkeste bir suskunluk var. Şehit aileleri susuyor, konuşanlar da sanki seçilmiş gibi ekranlarda, çocuklarının şehadete ermiş olmasından mutlu gibi gösteriliyor. Hastane de yaralılar var, hiç birini konuşurken duymuyoruz. Ne kendileri, ne yakınları! Sosyal medya hesaplarında, orada askerlik yapan çocuklarından, arkadaşlarından, akrabalarından haber alamayanlar olduğunu okuyoruz. Onca şehit verdiğimiz o gece, ana muhalefet kanadından da açıklama yapanlar oldu. Hastaneye sivillerin sokulmadığı, sayısız ambulansın geldiği söylendi. Hala konşurken de hiçbirinde net bir ifade yok, alelacele geçiştiriyorlar.
Neden bu suskunluk?
Sevgiyle Kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi