Anormal normalleşme sıkıntılı oluyor

Hafta sonu yasağının önce uygulanacağının açıklanması ardından bizzat Cumhurbaşkanı tarafından bir gece ardından kaldırılması Anormal bir normalleşme sürecimizin nasıl gideceği hakkında bize önemli işaretlerde bulundu. Bu virüs öyle bir virüsmüş ki hafta içi bulaşmayan haftasonu bulaşan, saat 22.00 ye kadar bulaşmayan 22.00 den sonra bulaşan AVM içlerinde bulaşmayan ama sahillerde bulaşan. 18 yaş altına bulaşıp sınavda bulaşmayan bu virüs öncelikle mutlaka araştırılmalı ve incelenmeli bence. Bir not daha vermek gerekirse son olaya bakınca devletin hızlı değil doğru karar alması gerektiğini bir kez daha gözlemledik. Sağlık Bakanı "Sokağa çıkma yasağı önerilmedi" dedi. İçişleri Bakanlığı Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla sokağa çıkma yasağı ilan etti.Ardından Cumhurbaşkanı sabah tweetler atarak "Yasağı kaldırdım" dedi.  Diyeceğim odur ki Allah aklımıza sahip olsun. Bu durumda zor yani.
 

Salgın simülasyonu ürkütücü


Çok ciddi bir uyarı var. Bu da Haziranda yüksek bulaşma öngörüsü. Simülasyon, toplumun pek alışık olmadığı bir terim. Bir olayın “benzeri”ni yapmak, veya benzetim. Bilimsel bir yöntem ve öngörüler sunuyor. Bir olay veya durumun nasıl gelişeceği kestirilmekte veya bir durumun mümkün olduğu kadar aynısı “benzetilerek” canlandırılmakta. Mesela uçak “simülatörleri”, pilotların havada uçaktaymış gibi uçuş/ deneme yapmalarını sağlar.
Hava tahminlerinde de çok hacimli “benzetim programları” işler. Bugünkü koşullar sürdüğü sürece nüfus dinamikleri nasıl olacak 10 - 50 yıl sonra gibi demografik benzetimler yapılır. Tüm bilim alanlarında kullanılır. Tabii ki yeni koronavirüsün nasıl gelişeceği konusu da iyi bir benzetim programıyla yakın geleceğe ışık tutucudur.
Bilim Akademisi’nin sitesi Sarkaç’ta yeni koronavirüs üzerine bir simülasyon-öngörü yayımlandı. Yazarları Özgür Ertunç, M. Pınar Mengüç ve Reyhan Diz Küçükkaya.
Uyarıcı buldum, 1 Haziran’dan itibaren toplum yeni sosyal ve ekonomik ilişkilere sokulduğuna göre, acaba geçmiş 3 aylık deneyim göz önüne alırsak, koronavirüsün bulaşma olasılıkları nedir, merak etmez misiniz? Dünkü yazımdan sonra, bu makalenin ana hatlarını paylaşıyorum.
 

Salgın nasıl dalgalanacak?


Yazarlar, 1 Haziran’dan itibaren girilen yeni ekonomik-sosyal düzende salgının artacağını öngörüyor. Ve diyorlar ki eğer temmuz veya ağustosta yeni normalleşme başlatılsaydı, salgın daha kontrol altına alınabilir olacaktı.
Haziranda “günlük hasta sayısı günlük hasta sayısı martın ikinci yarısındaki seviyeye ulaştığında sert önlemlerin alınmasını” öngörüyor. Eğer bu önlemler 1 hafta gecikirse simülasyon “Mart ayında başlayan salgından daha büyük boyutlu bir salgının yaşanacağını” gösteriyor. Yani, yorumlarsam, martta başlayan nisan hızla yükselen yüksek salgın oranlarını aşacak bir durum tehlikesine işaret ediliyor. Hemen önlemler alınmazsa! Bundan anlaşılacak olan, yeniden kısıtlamalara gidilmesi zorunluluğu. Haziran sonuna doğru, mart ayındaki salgın durumu aşılabilir. Fakat ekonomik ve sosyal açılmaya karar vermiş siyasi iradenin, yeniden bir kapanmaya gitmesi beklenmemeli. Yapabileceği tek şey, açılım uygulamalarında çok sert önlemleri de dayatması ve sıkılaştırması olabilir.
Böyle bir durumda, iktidarın elinde 18 yaş altı ve gençler ve 65 yaş üstü insanlar yine kapalı tutmayı sürdürmek olasılığı kalıyor ki, bu giderek uygulanamaz bir önleme dönüşebileceğini yani bu kesimlerin bu önlemlere artık çoğunlukla uymayacağını kestirebiliriz.
Önlemlerin 2 veya 3 hafta gecikmeyle alınması durumunda ise salgın kontrolden çıkabilir. Simülasyonda gelişmeler yüzde 95 güvenilir verilerle izlenebiliyor.
 

Saptanamayan hasta 30 katı
 

Simülasyon “tespit edilmediği halde hastalığı geçirip iyileşen (bağışıklık kazanmış olabilecek) hasta sayısını, tespit edilen sayının 3.5-4.5 katı arasında olabileceğini” öngörüyor.Peki, saptanmayan ama ortalıkta dolaşan hasta /vaka sayısı ne kadar?
Bu sayı “hastalığın en tepe noktasında 30 katına ulaşabiliyor.. Bu saptama asemptomatik hasta oranının çok yüksek olduğunu” gösteriyor ve araştırmacılar bu durumu buzdağına benzetiyor.
Başka önemli bir saptama daha var: Haziran başında yeni döneme girerken, ortalıkta serbest gezen tanınmayan bulaştırıcı sayısı, mart ayının ortasındaki bulaştırıcı hasta sayısı kadar. “Bu kişiler, haziran başında gerçekleşecek normalleşme ile ikinci bir dalganın oluşmasının ana nedeni olacak”.

Vefat sayısında artış
 

Yeni dönemin yükselen dalgasını 15 Haziran’dan sonra göreceğiz, uyarı var: “Devlet, bir hafta gecikme ile nisan ayındaki gibi yasakları devreye sokarsa mayıs sonundaki seviyeye ulaşmak için Eylül 2020’yi beklemek gerekecek.” Mayıs sonunda 5 bin seviyesindeki vefat sayısı, 8 bin-11 bin aralığına sıçrıyor! Saptanan “hasta sayısı 20 civarında olduğunda dahi, serbest dolaşan ve bulaştıran sayısı 200-1000 arasında.”
Dikkat: Haziran normalleşmesinde “Üç hafta gecikme ile getirilecek sokağa çıkma yasakları, vefat sayısını 20 bin bandına taşıma potansiyeline sahip.”
 

Herkese önemli uyarılar var:
 

Yükselen dalgalar kaçınılmaz. Bu da eğitimde ekonomide vb. derin sonuçlar yaratır. İktidar uyarılıyor: Yükselen dalgayı gördüğünüzde hemen kısıtlamalara gidin.. Kamu ve özel kurumlar, uzun vadeli planlarını olası dalgalanmalara göre yapmalı.. hastane dışında sistematik örneklemelerle yapılacak çok sayıda test ile hasta tespiti yapın.İnsanlar asla önlemleri elden bırakmamalı. Normalleşmede toplu taşıma araçlarında bulaşma riski nasıl en aza indirilecek? Okul ve üniversiteler nasıl güvenli hale getirilecek? Aynı durum, camiler ve uzun yolculuklar için de geçerli, bu sorulara verilecek olumlu yanıtlar, bulaşmanın boyutlarını belirleyecek.

COVID bulaşması, bizi ne bekliyor?
 

Yeni dönem, insan faaliyetlerini hızla artıracak bir nitelik taşıyor. Eğer, 1 Haziran’a kadar alınan önlemlerin etkisinin aynen devam edeceğini varsaysak bile, ekonomik ve sosyal açılımla birlikte, 1 günde 800 - 1000 bulaşma sayısının normal olarak artacağını öngörmemek mümkün değil. Her ne kadar 18 yaş altına ve 65 yaş üstüne kısıtlamalar sürse bile, bu kısıtlamaların da sürdürülebilir bir nitelik taşımayacağını ve onların da toplumsal hayata katılımın artacağını şimdiden öngörebiliriz.
Bu şu demek: Bu grupların da hayata katılmasıyla, toplumun bugüne kadarki davranış pratiği gösteriyor ki, bulaşmanın artmasına etkisi fazlasıyla olacaktır.
Lokantalar, kafeler, çeşitli etkinlikler hayata başladı. Ancak, her ne kadar açılma protokollerine ve standartlarına uyulsa bile, bu açılmanın bulaşmaya etkisinin yüzde kaç olacağı, uygulama standartlarına ne kadar uyulacağıyla ilgili olacaktır: Yüzde 80 uyulursa bile yüzde 20’lik bir alacakaranlık aralığı kalacaktır. Ki yüzde 80 uyulma çok çok sürpriz olur.
Bu açılmanın ilk sonuçlarının, 10 Haziran’dan itibaren istatistiklere yansımasını beklemeliyiz. 18 yaş altı ve 65 yaş üstünün 15 Haziran’dan sonra sosyal hayata katılımı halinde, alacakları önlemlere rağmen, yine de bulaşmayı artırıcı etkisi kaçınılmaz olacaktır. Bu etkiyi de istatistikçiler hesaplayabilir. Bu katılım da gerçekleşirse haziranın son haftasından itibaren bulaşı istatistiklerinde bu etkiyi de artı olarak göreceğiz. Bu ikinci alacakaranlık aralığı olacak.Bunlar, iktidarın bilerek göze aldığı hesapladığı risklerdir.
 

Deneyim ve birikim
 

İktidar, salgının büyük dalgalanmalara yol açmadan, kontrol altında tutulabileceğini düşünüyor.Hastanelerin yükünün çok azalması ve özellikle İstanbul’da yeni büyük kapasiteli hastanelerin kurulması, iktidara da bulaşmayı daha rahat kontrol edebileceği hesabını yaptırtıyor. Mart - mayıs döneminde de hastanelerin tam dolu olmamasını da dikkate alıyor. Bu arada, hastanelerde kahraman ve özverili sağlıkçılarımızın, doktorlarımızın, hemşirelerimizin ve diğer sağlık personelinin geçmiş 3 aylık deneyim birikimi de salgını daha iyi kontrolde ve tedavide başarıyı artıracağı güveni de var.
 

Bedenlerde etki alanı çok geniş
 

Şunu da unutmayalım: Yeni koronavirüs ve insanlara etkileri konusunda giderek artan bilgilerle beraber, daha iyi tedavi olanaklarının gelişebileceği iyimserliği de mücadele için uygun bu zamana girebileceğimizi gösteriyor. Fakat henüz daha iyi bir tedavi yok gibi. Yeni virüsün etkilerini aza indirecek yeni bir ilaç ortada yok.Yeni virüsün insan bedeni üzerindeki etkilerinin genişliği yeni yeni anlaşılabiliyor. Bu etkiler beyine kadar uzanıyor.
Risk grupları çok farklı; insanların biyolojileri tek tip hiçbir zaman değil ve dolayısıyla virüsten etkilenmeleri çok farklı. Genç ve orta yaşlılardaki çeşitli etkileri ortaya çıkıyor.Özetle işimiz zor. COVID kobayı olmamak için, önlemlerimizi sıkı sıkıya sürdürmek zorundayız. Toplumlar yeni döneme giriyor olabilir ama virüs yeni bir döneme girmiyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi