Anormalleşelim

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İllerimizi, Bakanlığımızın belirlediği kriterlere göre 4 gruba ayırarak kademeli normalleşme sürecini başlatıyoruz." dedi. Önce oh be! Dedim. Nihayet normal hayata kademeli de olsa dönüş başlayacak. Aslında benim normal olarak bildiğim hayatın anormal hayat olduğunu, 24 Mart’ta Ak Parti kongresinden sonra tekrar, yasaklar başlayınca anladım.

Geçtiğimiz günlerde birkaç proje için Ege bölgesine gittim. Kademeli normalleşmeyi bir kaç ilde yerinde ve objektif olarak gözlemleme fırsatım oldu.

Tekirdağ Çanakkale karayolu üzerinden İzmir’e kadar rota oluşturduk. Tekirdağ’da yol üzerinde bir tesiste çayımızı kahvemizi sosyal mesafeye uygun olarak rahatlıkla içtik. Edirne Keşan’da her zaman uğradığım esnaf lokantası var. Ciğeri çok meşhurdur. O bölgeden her geçtiğimde mutlaka orada ciğer yeriz. Aylar sonra bir mekanda masada oturarak ciğer yiyelim dedik. Gittik baktık masalar sandalyeler kalkmış lokantanın içine istiflenmiş. Tabiki iller arası renk tablosuna bakmadığımızdan dolayı yetkiliye; “hayırdır sen daha normalleşmedin mi?” Diye sorduk. Biz anormalleşenlerdeniz abi demez mi? içinde bulunduğumuz normalleşme sürecinin asıl olması gereken adını ciğerci ne güzel de özetledi.

Çanakkale’den Kaz dağlarının bol oksijenini içimize çeke çeke Çanakkale Balıkesir sahil yolundan rotamıza devam ettik. Çanakkale Küçükkuyu normalleşmiş iki adım ilerideki Balıkesir Altınoluk, ciğerci esnafın dediği gibi anormalleşme tarafında kalmış. Balıkesir Ayvalık anormal kalmış, yanı başındaki İzmir Dikili normalleşmiş. Vatandaş masada oturup yemek içmek için iki sokak ilerideki Küçükkuyuya, ya da Ayvalık’tan 10 dakika ilerideki Dikiliye gidiyor. Ayrıca İzmir’de tüm eğlence mekanları akşam 19:00’a kadar açık ve her cafeden içerisi full dolu, bangır bangır müzik sesleri yankılanıyor.

Normal alarak bildiğimiz birçok şeyin aslında anormal olduğunu pandemi sayesinde öğrenmiş olduk. Ege’ye gitmişiz, 2 yıl öncesinde bize deselerdi ki;

İzmir kordonda eşle dostla, bir masada güneşi batırmak anormal olacak.

Kaz dağlarının tepesinde, Hasan Boğuldu şelalesinin serin sularına ayaklarını sokup, cümbür cemaat iki türkünün gözüne vurmak anormal olacak.

Cunda sahilinde akşam serinliğinde sevdiklerinizle, kolkola dolaşmak anormal olacak. Tamam bunlar keyfe keder istekler anormal olsun. Ahmet Arif’in “hasretinden prangalar eskittim” dediği gibi, aile büyüklerimden 71 yaşında bir annem kaldı. O da Karadeniz’de yaşıyor. 2 yıldır her yanına gittiğimde, ayaklarımda prangalar misali hasretle sımsıkı sarılamamanın hüznünü ve hasretini yaşamak normal midir?

“Masken burnunun ucundan kaymış” diye gariban vatandaşa ceza kesen kolluk güçlerinin davranışı normal midir?

Ak Partinin Ankara Kapalı Spor Salonu'nda 17 bin kişiyle kongre yapması normal midir?cumhurbaşkanımızın salona girmeden önce kendisini bekleyen muhteşem! kalabalığa; "Kar yağışının tüm mikropları temizlediği anlamlı buluşmada en kalbi duygularla sizleri selamlıyorum" demesinden doğal ve normal ne olabilir ki?

Korkaklık şu soruyu sorar;

-Güvenlimi ?

Menfaatçilik şu soruyu sorar;

-Faydalı mı ?

Kibir şu soruyu sorar;

-Popüler mi?

Ama vicdan şu soruyu sorar;

-Adaletli mi?

Kalın sağlıcakla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Osman Köse Arşivi