Aşktan ölen bile kalmadı!

Dün gece bir rüya gördüm, hayırdır inşallah. Ekonomi çökmüş, insanlar evlere makarna, şeker, un, pirinç stoklamaya başlamış. Dükkanlar da mal kalmamış, satış yok. Mahallede trampa başlamış.“Ben de pirinç var, sana vereyim senin makarna ile takas yapalım.” Ter içinde uyandım, dedim ne oluyor yahu? Karneli günlere mi döneceğiz bu gidişle yoksa? Yok canım, rüya bu. Daha dün bayram kutlarken yeni saray yapacağız, hem de 1071 metrekare dediler, yer bakıyorlar ya. Bir rahatladım ki sormayın...
***
Bir tarafım açık yatmadım elbet, neden böyle bir rüya gördüğümü biliyorum tabi. Bu sabah kapıma bırakılan elektrik faturası yüzünden! Genelde karanlıkta oturmayı seviyorum, yıldızlar karanlıkta daha güzel görünüyor, bazen keyif olsun diye renkli bir mum falan yakıyorum. Bir de zorunlu olarak buzdolabı çalışıyor. Bu kadar kullanıma gelen fatura 85 lira! Demek ki çok kafama takılmış, bilinçaltımda öfke nöbeti gerçekleşmiş. Olsun ne yapalım, sağlık olsun. Derdi veren dermanını da verir. Siz de faturaları görünce sıkıntı yapmayın.
*** 
Yazının başlığını neden böyle attım, şimdi onu anlatayım. 
Çığırından çıkan zamlar ve kağıt sıkıntısı yüzünden artık  zar zor basılan gazetelerden, her gün düzenli olarak iki ya da üç tanesini alıp bakıyorum. Ama üzülerek! Geçmişte, üçüncü sayfa da yer alan şiddet haberleri artık birinci, ikinci sayfaya indi. Ancak bunlar bile bugünküler kadar vahşi cinayet haberleri değildi. Trafikte yeşil yandığı anda gaza basmayana dayak,  çocuk parkında gürültü yaptı diye çocuk vurmak gibi şiddet olayları artıyor. Anasını babasını doğrayan, boşandığı karısını çocukları ile birlikte acımasızca öldüren canilerin sayısı günden güne çoğalıyor. 
*** 
Boğaz köprüsünden aşk için intihar edenler geldi aklıma. Sevdiği kızı ailesi vermiyor diye,  yüksek apartmanların çatısından atlamaya çıkıp, sevdiği uğruna ölümü göze alan aşıklar... Polis gelir,“atlama kızı getireceğiz”der. Kız gelir, çocuk iner falan...
Bir de bugüne bakın! Boğaz köprüsüne ya da  hayatına son vermek için çatıya çıkanlar, ya işsizlikten ya açlıktan, veya borç yüzünden çıkıyor. Polis müdahale için geldiğinde, artık gencin aşık olduğu kızı değilde, erzak kolisi getiriyor, veya birileri devreye girip iş bulmayı vaad ediyor. Ne güzelmiş o günler ya...
Aşktan ölen bile kalmadı!
***
Başkanlar, başbakanlar, gelir geçer. Kimler geldi, kimler geçti değil mi? Demirel, Özal, Ecevit gibi liderlerin fanatiklerini hatırlayın. Ekonomi bozulur, düzelir. Ancak toplum olarak maalesef balataları yakıyoruz, artık tepki bile verecek mecalimiz yok sadece bakıyoruz. işte bunun çaresi yok!
***
Sevgiyle kalın   

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi