Azılı azınlık

Çok uzun yıllardır algı yönetimlerinin hakim olduğu ülkemizde gerçekleri halktan gizlemek adına kullanılan bir azılı azınlık vardır.
Bu azılı azınlık kimi zaman bir grup siyasi parti fanatiği olarak çıkar ortaya.
Kimi zaman cemaat ve tarikatlar içinde gösterir kendini.
 Kimileri de devletin olanaklarını sonuna kadar semiren bir mutlu azınlığın artıklarıyla yetinen, eğitimsiz, sorumsuz, haddini bilmez bir güruh olarak çıkar karşımıza.
Medya organlarında özel olarak görevlendirilmiş, yerleştirilmiş, para hırsıyla her daim kalemini satmaya hazır gazetecileri de unutmamak gerek.
Onlar için ülke çıkarları, toplumsal fayda, manevi değerler, ahlaki kurallar, vicdani sorumluluk; hepsi boş laflar.
Şimdilerde bu azılı azınlık çok daha örgütlü, çok daha organize biçimde saldırmaya başladılar.
Kuşkusuz bunların bürokrasiden, devlet olanaklarından yararlanmadan, destek almadan bu işleri yapmaları mümkün değil.
Geçtiğimiz günlerde bu işi profesyonelce yapan sözüm ona bir gazeteci, üstelik de övünerek bu algı faaliyetlerini, maniplasyonları nasıl yaptıklarını açık seçik anlattı.
Siyasi abilerin, hayırsever kimi iş insanlarının kendilerine nasıl sahip çıktıklarını, cemaat ve tarikatlardan nasıl yardım aldıklarını bilmeyen yok.
Asıl sorun toplumda çok küçük bir azınlık olan bu kişi ve grupların toplumda yarattıkları korku ve endişe ortamı.
Ana akım medyayı elinde bulunduran iktidar bu azılı azınlığın gerçekleştirdiği operasyonları gazete ve televizyonlar aracığıyla manşetten duyurduğu gibi kendi oluşturduğu sosyal medya ağları vasıtasıyla da olabildiğince geniş kitlelere yaymayı başarıyor.
Onların bu yoğun propagandalarını, algı çalışmalarını boşa çıkarmak için muhalefetin çok ciddi çalışma yapması gerekiyor.
Barış ve demokrasi yanlısı yurttaşların da bu çirkin saldırılara karşı uyanık olması, demokratik tepkilerini zamanında ve güçlü biçimde vermeleri halinde tüm bu karanlık oyunlar boşa çıkarılabilir.
Yeter ki, bu toplumda karşılığı olmayan propagandaların etkisine kapılıp umudumuzu ve direncimizi yitirmeyelim.
Son günlerde Sezen Aksu’ya yapılan linç girişimi, gazeteci Sedef Kabaş’ın tutuklanması bu azılı azınlığın sayesinde olmuştur.
Geçmişte sanatçı Atilla Taş örneğinde de olduğu gibi bu azılı azınlığın beslediği trol ordusu ortam hazırlığı yapıyor, kişileri hedef gösteren yayınlar yapıyor, twitler atıyor güvenlik ve adalet bürokrasisine adres gösteriyor.
Sonrası malum!
Artık bağımsızlığı tartışılan yargı ve güç odaklarının kavga arenasına dönmüş kolluk güçlerinin vicdanına kalmış.
Bir gece yarısı evinizden alıp, kaç gün gözaltında tutarlar ne zaman iddianame hazırlanır ne kadar tutuklu kalırsınız orasını bilemem.
5 yıl önce bestelenmiş bir şarkıdaki kimi sözleri suç kabul etmeye hazır bir kitleyi harekete geçirmek bu mutlu azınlık için çok kolaydır.
Öncesinde İçişleri Bakanıyla fotoğrafları olan 10 yaşındaki bir çocuğu ”babanı hapisten çıkartırız” vaadiyle ana muhalefet partisi lideri için “o haindir” dedirten bir anlayışın desteğiyle toplumda kin ve nefret tohumları serpen bu güruhun, bu azılı azınlığın artık tutunacak dalı kalmamıştır.
Demokratik yollardan yeniden iktidar olamayacağını bildikleri için her türlü karanlık ilişkileri kullanan, her yolu deneyen bu iktidar artık gidicidir.
Ülkenin içinde bulunduğu, sosyal, ekonomik ve siyasal koşullar artık bu iktidarı taşıyamaz.
O yüzden seçimleri geciktirmek, ertelemek ve hatta ellerinden gelse hiç yapmamak için toplumu eskisinden daha çok kutuplaştırmaya, muhalefeti itibarsızlaştırmaya, yerel yönetimleri çalışamaz hale getirmeye çaba gösteriyorlar.
O yüzden bu “görevden af talepleri!”, o yüzden bakanlık değişiklikleri…
Bu koşullar böyle devam ederse görevlendirecek kamu görevlisi bulamayacaklar.
O yüzden ekonomi eğitimi olmayan bir Maliye ve Hazine Bakanı görevde.
O yüzden bürokraside liyakat yerle bir olmuş.
O yüzden hazine tamtakır, 
O yüzden ne işsizlik oranlarını ne istihdam ne enflasyon rakamlarını doğru açıklamıyor, gerçekleri gizliyorlar.
Satacak bir şey kalmayınca da vur abalıya, halkın sırtına biniyorlar.
O yüzden elektriğe, doğal gaza, akaryakıta her gün yeni zamlar geliyor.
Halk marketlerin yolunu unuttu, pazara gidemez oldu.
Yani demem o ki, bu iktidar ülkeyi yönetemez oldu, 
Bu halk bu iktidar tarafından yönetilmek istemiyor.
İşte bu yüzden, diyorum ki;
Siz bu azılı azınlığın yaygarasına aldanmayın
Gidiyor, gitmekte olan.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi