ABD Başkanı Trump, günlerdir beklenen Ortadoğu Barış Planı’nı açıkladı. Tabi adının barış planı olduğuna bakmayın içinde ne maddeler var ne maddeler… İsrail-Filistin sorununa çözüm bulma iddiasını taşıyan ve bu nedenle “Yüzyılın Anlaşması” dediği bu anlaşmayı açıklarken yanında sadece İsrail Başbakanı Netanyahu vardı. Yani bu demek oluyor ki Filistin’e tek taraflı olarak dayatılmış bir plan olmanın çok daha ötesinde anlam ve önem taşıyor. Adına “barış” dense de Trump’ın açıkladığı plan, Filistin için teslimiyet ve Ortadoğu için yeni bir savaş planı demek. Amerika için her savaş mutluluk sebebi. Çünkü masum insanları katlederken onların sadece hayatlarını çalmakla kalmıyor. Canlarını alıyor, mallarını alıyor, yer altı kaynaklarını sonuna kadar sömürüyor. Hem silah satıyor hem de o insanları o silahlarla birbirine kırdırıp para kazanıyor. Yani nereden bakarsanız bakın win-win yöntemini uyguluyor. İnsanlar ve onların hayatları kimin umurunda?

Hatırlayın daha öncede aynı şeyi defalarca kez yaptılar. Bay Trump’ın ülkesi ABD, Irak’ta karışıklık çıkınca durun böyle olmaz biz Irak’a refah ve barış getirmek için giriyoruz dedi. George Bush’un Başkan olduğu dönemde de girdiler Irak’a… Ne huzur ne barış ne refah ne de özgürlük geldi. Olan masum çocuklara oldu. Binlerce insan canından oldu, çocuklar yersiz yurtsuz kaldı. Ayrıca olan o ülkenin petrollerine de oldu. Zaten dertleri de asıl onlara el koymaktı ve istediklerini de yaptılar. Milyon dolarlık kazançlar elde edildi Irak’tan. 

Sonra sıra geldi Suriye’ye... Dönem Başkanı Barack Obama idi. Suriye iç savaşa girdi aslında girmedi sadece onlar iyi senaristlik yaptılar. Uluslararası güçler dün Irak’ta hangi oyunu oynadılarsa bugün de Suriye ve Filistin üzerinde de aynı oyunu oynuyorlar. Bunu görmemek için kör olmak gerekir. 9 yılda neler neler götürdüler. İnsan hakları dediler insanların yaşam hakkını çaldılar, güvenlik dediler herkesin can güvenliğini elinden aldılar. Yer altı yer üstü kaynaklarını ne kadar sömürdüler ondan hiç bahsetmiyorum bile.
Milyonlarca insan hayatını kaybetti kimi evinden oldu kimi ailesinden oldu. Yüzbinlerce çocuk kadın yaşlı insan müslüman hunharca katledildi. Olan hep çocuklara oldu.
Böyle olacaksa batsın sizin barışınız refahınız özgürlüğünüz.
Gittiğiniz her ülkeye gözyaşı kan ve zulüm götürdünüz.
Her iki senede bir Kudüs üzerinden bütün İslam alemine mesaj verip duruyorsunuz.
Yıl olmuş 2020… Trump Bey hala barış diyor neyin barışından bahsediyorsunuz, siz ne zaman barış yanlısı oldunuz? Bir ülkede kargaşa çıkarıp sonra da o ülkenin tüm imkanlarından faydalanarak ülkeyi işgal eden sizler değil misiniz?
Hesaplamalar farklı olsa da Amerika, son yarım yüzyıl içinde 50’den fazla askeri operasyona katıldı. Bu her yılbaşına birden fazla operasyon anlamına geliyor. Bunlar arasında Vietnam, Irak, Afganistan gibi büyük ve önemli savaşlar kadar Kuveyt, Bosna, Pakistan, Libya, Granada, Suriye Haiti ve Panama gibi birçok uzak ülkede gerçekleştirilen ufak çaplı operasyonlar da var.
Sonuç olarak Clinton, Bush, Obama ve Trump gibi isimler değişse de sistem zihniyet hiç değişmedi! Hepsinin kan emen sülüklerden hiçbir farkı yok, tek fark onların bile bir faydası yok Amerika’nın hiç kimseye bir faydası yok.
Dünya tarihine baktığımızda sizin gibi zalimlikler sapkınlıklar yapan onlarca kavim helak edildi. Tüm kalbimle inanıyorum ki ellerinizde milyonlarca çocuk, kadın ve yaşlının kanı var gün gelecek mazlumların öç alma zamanı geldiğinde bu cenk amansız olacak. 
İşte o zaman tüm günahlarınız gök kubbeden taş yağar gibi üzerinize yağacak.
Ve o vakit biz de sadece sessizce izleyeceğiz.