Başarır, sonunda başardı

Ülkemizin içinde bulunduğu ağır ekonomik ve sosyal koşullarda artık yönetemez duruma gelen iktidar, günlük politikalarla gidişini geciktirmeye çalışıyor.
Bunu yaparken de bir yandan toplumun özenle korumaya çalıştığı değerler üzerinden polemiklerle gündemi değiştirmeye, yapay gündemler oluşturmaya, diğer yandan da kendi yandaşlarını daha politize hale getirmeye uğraşıyor.
Kuşkusuz bunları yaparken muhalefetin içini karıştırmaya yönelik operasyonları da ihmal etmiyor.
Bunda kimi zaman başarılı olduğunu da söylemek durumdayız.
En son ve somut örneği de yakın zamanda CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın bir televizyon programında amacını aşan, yanlış anlaşılmaya müsait bir açıklamasıydı.
Aslında belki inanmayacaksınız ben bunu bekliyordum.
Son günlerde niyedir bilmem, ısrarla hemen her gün bir kanalda tartışma programlarında boy gösteren Başarır’ı izledikçe, “ne zaman hata yapacak?” diye bekliyordum.
Neredeyse kadrolu konuşmacı haline gelen Ali Mahir Başarır hukukçu kimliğiyle kendi alanında elbet açıklama yapmak, televizyon programlarına katılmak hakkına sahiptir ve hatta yapması görevidir de.
Ancak bu kadar çok medyada görünürseniz ve her konuda tartışma ve polemiklere katılırsanız sonunda olacağı budur.
O programı baştan sona izleyen biri olarak şunu söyleyebilirim.
Başarır’ın kastı kesinlikle orduya hakaret değildi.
Stratejik öneme sahip Tank-palet fabrikasının Katar’a satılmasına yönelik yaptığı eleştiriyi, anında aleyhinde kullanmaya hazır bir yandaş medyanın varlığını dikkate almadan konuşma yapmıştı.
Genç, dinamik, mücadeleci bir siyasetçi olarak gereksiz bir polemikle siyasi geleceğine kendi elleriyle ipotek koymuş oldu.
Bu yalnızca Başarır’ı ilgilendiren bir durum değil elbet.
Düştüğü zor durumdan kurtulmak için yeni manevra alanları açmak isteyen AK Partiye önemli bir koz vermiş oldunuz.
Bir konferans, panel ya da toplantıda konuşmacı olarak katılırsanız önceden hazırlığınızı yapar, her türlü yanlış anlamaları, aleyhinize kullanılabilecek konuları dikkate alarak konuşmanızı yaparsınız.
Ancak doğaçlama konuşmak durumunda olduğunuz ortamlarda, özellikle de televizyon programlarında her an hata yapabilirsiniz.
Yaptığınız her hata rakiplerinize verilmiş kozdur ve bunu katlayarak kullanırlar.
Geçtiğimiz günlerde Kamu Politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çevikiz’ün S-400 le ilgili yaptığı açıklamalar, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun öğretmenlerle ilgili yaptığı değerlendirme iktidar partisine hareket alanı açmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli’nin prompter den konuşmasını eleştirenler, şimdi sanırım nedenini anlamışlardır.
Siyasi tarihimizde hiçbir iktidar bu kadar çok yanlış politikalar uygulamamıştır.
Son 30 yılda muhalefet hiç bu kadar iktidara yakın olmamıştı.
Ancak ne yazık ki; şu son örneklerde olduğu gibi yaptığı gereksiz çıkışlarla ve kimi sözcülerinin anlamsız açıklamalarıyla neredeyse elinin tersiyle geri çevirecek.
Hazine sıfırlanmış, ekonomi dip yapmışken, salt sıcak para kaygısıyla yatırımcıları Türkiye’ye çekmek için ekonomi ve hukuk reformu yapmak isteyen iktidar, bu konuda bile halkı inandıramamışken muhalefetin bu özensiz davranışlarına ne demeli?
Eğitim sistemi yaz-boz tahtasına dönmüş, sağlık sitemi kontrolünü yitirmiş, uluslararası ilişkilerde güven sorunu yaşanırken muhalefetin gündemi değiştirecek bu tür hatalardan kaçınması gerekmez mi?
Kaldı ki Cumhur İttifakı içinde fırsat kollayan bu kadar siyasetçi, koşulsuz iktidar destekçisi deneyimli polemik ustası gazeteci ve yazar var iken her akşam aynı kişilerin televizyon kanallarına gönderilmesini anlamak gerçekten çok zor.
Şimdi ne Berat Albayrak’ın ve Merkez Bankası Başkanının istifası, ne Bülent Arınç’ın itirazları, ne yönetilemeyen salgın süreci, ne atanmaya öğretmenler, ne her gün daha da tükenen sağlık emekçileri konuşulmuyor.
Oysa son başlatılan projeyle 81 ilde başlatılan ekonomi söyleşileri ses getirmeye başlamış, özellikle de Esnaf Bakanlığı önerisi toplumda heyecan yaratmışken, iktidar gündemi tamamen Ali Mahir Başarır ve Ünal Çeviköz’ün açıklamaları üzerinden oluşturuyor.
Bu yazıyı yazarken bir yandan da Kemal Kılıçdaroğlu’nun salı grup toplantısında yaptığı konuşmayı dinliyorum.
Öğretmenlerle ilgili yaptığı gafı anlamış olmalı ki, eğitimi konuşmasında öne alarak telafi etmeye çalışıyor.
Geldiğimiz noktada muhalefetin; iktidarın gündemi değiştirmesine fırsat verecek konuşma ve tavırlardan özenle kaçınması gerekir.
Artık gün, demokrasiye sahip çıkmak, tüm demokrasi güçleriyle birlikte ülkemizde bir barış ve huzur ortamının oluşturulması için yeni, yaratıcı politikalar oluşturma günüdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi