Doların ani artışıyla birlikte artık hayat çok daha pahalı. Bu pahalılığın en baş nedenlerinden biri ise dışa bağımlılığımız.

Son yıllarda her şeyi ithal eder olduk. Bu konuyla ilgili geçtiğimiz günlerde ise manşet olan bir haber vardı. ‘Çöpü bile ithal etmeye başladık’. Yanlış duymadınız artık çöp ithal ediyoruz. Buna sebep; ülke olarak geri dönüşümde geri devletlerin başlarında gelmemiz.

Yüzyıllar boyu doğada erimeyen pet şişeleri, teneke içecek kutularını, kağıt atıklarımızı dönüştürmek yerine ülke olarak halen bilinçsiz bir şekilde doğayı kirletmek üzere kullanıyoruz. Elin devletleri ise bu konuda kafa yoruyor, politikalar üretiyor çöplerini tek tek ayrıştırarak bir de bu işten para kazanıyor.

Çöp diyerek geçmeyin. O burun kıvırdığınız atıklar basit bir sistemle geri dönüştüğünde giderek kalabalıklaşan dünyanın sonunu uzatacak.

Devlet bu konuda bazı kanunlar çıkardı. Belediyeler ise sokaklara cam şişeler için çöp kovaları koymuş durumda. Ancak yurtdışındaki kanunların karşısında bizdeki uygulamalar cılız bile denilemez. Dünyadaki geri dönüşüm taa II.Dünya Savaşı zamanında başlamış savaş dolayısıyla ortaya çıkan finansal kısıtlamalar ve savaşın etkisiyle hızlı bir şekilde azalan hammadde geri dönüşüme ihtiyacı ortaya çıkarmıştır. Ülkeler bu sıkıntıları aşmak amacıyla vatandaşları çeşitli kampanyalar, ilanlar ve afişler ile geri dönüşüme teşvik etmişlerdir. Ayrıca savaşın kazanılmasındaki geri dönüşümün önemi insanlara anlatılarak vatanseverlik bilinci de kazandırılmıştır.

O dönem II.Dünya Savaşı kazanılırken şimdi ekonomik savaş neden kazanılmasın? Geri dönüşüm bu işin lokomotiflerinden biri neden olmasın?

Ülke olarak bir çok farklı alanda atılımlarda bulunuyor, ileri medeniyet seviyesindeki devletleri geçmeye çalışıyor ve bazı konularda önde olduğumuzdan övgüyle bahsediyoruz. Fakat ortada bir yanlış var. O da iğneden ipliğe neredeyse her şeyi ithal ediyor olmamız. Bu sebeple hükumet bir dizi önlemler alıyor ve son zamanlarda Yerli Üretimin arttırılması için devlet tarafından üreticilere bir takım teşvikler sağlanıyor. Ancak şuna dikkat çekmek gerek tüm bu önlemlere paralel çok geç kaldığımız bir kazanım daha var. Bu da hem Yerli hem de Milli Üretim ‘Geri Dönüşüm’!.

Şu sıralar gündem maddemiz yerel seçimler. Yakında tüm şehir ve ilçelerin adayları belli olacak. Adaylardan kim kendi ilçesinde kuracağı basit bir sistemle çöpten ilçe yatırımları için para kazanacağını hatta emlak vergilerinin bir kısmını ayrıştırdığımız çöplerimizle ödeyebileceğimizi taahhüt ederse diğer adaylardan bir adım daha öteye geçebilir.

Kendi ilçesinde bunu başaran Başkan önce ana haberlere konu olur, sonra başarısı yadsınamayarak partisi tarafından büyükşehir belediyesine gelecek dönem için aday gösterilebilir. Şayet bunu iyi bir örgütlenme ile ilçe belediyelerini de harekete geçirerek bir Büyükşehir Belediye Başkanı yaparsa o vakit koltuğunun hakkını vermiş olur.

Kimsenin Çöp’üne muhtaç olmayacağımız yarınlara ulaşmak umuduyla sağlıkla kalın…