Başlık bir hayli ilginç geldi değil mi? Evet. Hepinize bir hayli ilginç gelse de Çatalca Belediyesi maddi anlamda tam bir çöküntü yaşıyor. Bunu nereden çıkarttım değil mi? 
Şimdi şuradan pay biçelim isterseniz… 
Bir esnaf düşünün, asıl işi hediyelik eşya satmak olsun. Ama kapısında “Sahibinden satılık daire", "Acil Satılık Arsa" ya da "Az kullanılmış falanca marka araba" yazıyorsa, ne deriz? "Eyvah falanca esnaf batıyor." 
Hele ki kendisinin olduğunu biliyorsak sattığı yerleri, o zaman sorma gitsin. Yazık oldu falanca esnafa. Şimdi Çatalca Belediyesi'nin hemen hemen her yıl, özellikle şehir merkezi dediğimiz noktalarda sattığı yerleri göz önünde bulundurursak, bu seferki satış çok daha farklı. Aslında alacak kişi için paha biçilmez bir alan bana göre. 
Mehmet Akif Ersoy Ortaokulunun tam karşısında, Şair Necmettin Halil Onan Bulvarına sıfır, 5 bin 712 metrekare olan yer. Söz konusu parselde yapı inşaat alanı 250 metrekarelik alanı geçmeyen salon, mescit, lokanta, kahvehane, çay bahçesi, açık veya kapalı otopark ayrıca güreş, tenis, yüzme, mini golf, gokart vb. spor alanları ve çocuk oyun parkları yapılabiliyor. Yani kaçak köçek bir şey yapmaktansa, en babasından yasal piknik alanı, hem de en baba lokantalı… Yap! 
Geçmişte Çatalca Belediyesi burada bir Piknik Koordinasyon Merkezi yapmak istedi ama, para nerde? Yok! Para olmayınca olmuyor tabi bu işler. 
Şimdi Belediye Başkanımız Sayın Cem Kara burayı satmak için ihaleye çıkıyor. Bugün müşteri yok ise yarın olur... Yarın olmaz ise mal bizim ya hani, bir daha ki ay olur. 
Ama işin gerçek tarafını konuşacak olur isek, bugünden itibaren, Türkiye’nin hemen hemen tüm belediyesinde yakın süreçte başlayacak olan, batmalar… 
Biz de erken başladı. Hem de çok erken. Çatalca Belediyesinin borcu var mı? Var! Kredi borcu bile var artık. Malı var mı? Öyle çok büyük rakamlara tekabül eden bir mal varlığı yok aslında. Borcu karşılar mı? Ben muhasebeci değilim. 
AK Partili Meclis Üyeleri içerisinde muhasebecilik ile övünen arkadaşlar vardı hani ya, bak onun hesabını da onlar yapsın. 
Ancak, Çatalca Belediyesinin bütçesi, borcu, kredileri ve yapması gereken yol ve benzeri mecburi hizmetleri düşünülürse, üstüne üstlük ekonomik krizin tırmanmaya başladığı şu günlerde Kasım Ayında toplanması gereken verginin yüzde 30 ila yüzde 40’lara düşmesi, Çatalca Belediyesinin önümüzdeki aylarda müthiş bir kriz yaşayacağının yegane ispatıdır. 
Çatalca Belediyesinin bundan sonraki süreçte, son bir yılda yaşayacağı krizler de düşünülür ise, bugün yapması gereken satışlar yapılamıyor ise, hazır olun Çatalca Belediyesi Batıyor cümlesi ile başladığımız bu köşe yazısı, bundan bir yıl sonra “Çatalca Belediyesi Battı” ile devam edebilir. 
He bir belediye batar mı? Eğer ki Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara’nın kafasında giderse batar. Adam borçlanmayı sevmiyor. İlla borç en düşük seviyede olacak. En yakın komşumuz belediyeler 10 yıllık bütçeleri kadar borçlanıyor ama bizim ki bir yıllık bütçesi kadar borçlanmaya bile karşı. 
Kısacası borçlan ama satma başkan! Borç yiğidin kamçısı. Borçlan ama bir şeyler yap! Fen İşleri araç kiralamasına ödediği kadar parayı yola, taşa ödese, Kültür Müdürlüğü yemeğe verilen para kadar para ile her bir mahallede kültür evi yapsa, Park Bahçeler budamanın dışında bu ilçede vizyon projelere imza atsa, borçlan borçlanabildiğin kadar! Ama satma! 
Borç bir şekli ile ödenir! Lakin mal bir şekli ile bir daha geri alınmaz! 
Allah kimseye atalarından kalanı sattırmasın! Ama satmasa batacak! Maaşlar bile zor ödenecek! Aşağısı da, yukarısı da kıla, tüye değecek tükürse! 
Fakat var ya, iddia ediyorum, uykuları kaçıyordur başkanın, birilerinin bir yerlerinde pireler uçuştuğu saatlerde… Oysaki en büyük saltanatı da onlar sürüyor ya neyse…