Erol Sırrı Yolcu

Erol Sırrı Yolcu

Ben buraların yabancısıyım!

Bu yaşıma geldim halen Türk kahvesi pişirmeyi öğrenemedim. Evime gelenlere ikram edemiyorum. 
Ayıp mıdır? Bilemiyorum.

Yıllar önce bebeklere kurşun yağdırdılar. Binlerce insanı sakat, öksüz, kadınları dul bıraktılar.  Annelerin yüreğini ateşe attılar.
Acaba bir yerlere danışman mı oldular?  

Bir tarafta, orman yangınları, seller, afetler, 
Bir tarafta Kabil havaalanı meselesi... 
Kira, aidat, elektrik, su, doğalgaz, internet faturaları…
Bir de göçmenler mevzuu var.
Delta, varyant derken her gün yüzlerce kişinin virüsten vefat etmesi… 
Heybeliada bin 700 adet ağacın zarar görmesi derken, 
Kafamın içi düşünmekten allak bullak. 

Diğer yandan, siyasilerin birbirlerini yalancılıkla suçlamalarına…
Gülmek istiyorum. 
Bu hallerini gören düşmanlarımızın ellerini ovuşturmasına…
Üzülüyorum.
Oysa gülmek ne güzeldir. 

Sorunlarım var. 

Seçim şuan gündemimizde yok diyorlar.
Baraj düşürülsün diye feryat ediyorlar.
Seçim barajı da derdim oldu.
Sıfırlayın, olsun bitsin.    
Kendinize güveniniz mi yok? 
Eğer ki, durum bu kadar vahim ise, 
Yandı gülüm keten helva!
Biz kim güveneceğiz?

Bir şeyler dönüyor ya, bilemiyorum. Hayırlısı… 

IMF’den alındı, verildi deniliyor. İlginçtir. Adam tık alsın diye mezara giriyor.
IMF’den tık yok. “Tiridine tiridine bandım. Bedava mı sandın” türküsünü söylüyor. Arka sokaklarda var bir haller, anlayamıyorum. 

TRT. Milletin radyo ve televizyonu değil misin? Nasıl olur da Türkiye Milli takımının sevincini yurttaşa yansıtmazsın. Düşman bunu yapmaz.  Neden kesiyorsun?
Hani tek millet idik!

Diyanet, gameti uzatıyor. Atatürk’ü anmıyor. 
Midyeyi yasaklıyor. 
Hayırdır, neler oluyor? 
Biz de bilelim! 

Gazi Paşa olmasa idi. Ne o zırhlı arabalara oturabilirdiniz. Ne de hutbeye çıkıp, saygısızlık edebilirdiniz. Şatafat içinde yaşadığınız hayatı ona borçlu olduğunuzu da unutmayın.  

Olgunlaştım. Alınganlığımı terk ettim, kıskançlığımı yendim diyorum. Fakat sorgulama merakımdan vaz geçemiyorum. 

Örnek mi?
Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar, acaba kendileri için ne kadar fatura ödendiğini biliyorlar mı?
Gülmeyin, ne yani bir tek ben mi merak ediyorum.

Manavın, berberin, işçinin, emeklinin geliri artmıyor.
Malum holdingin 425 milyon vergisi siliniyor.
İmam çocuklarını öldürüyor…
Neden?
Bilmek, öğrenmek istiyorum. 

Mesela her şey artıyor.
Cesaretiniz varsa bir de işsiz yurttaşa sorun,
“Geliriniz, arttı mı?” diye.
Vallahi, sopayla kovalarlar.
O kadar çoklar ki yemin ederim, kaçacak yer bulamazsınız. 

Merak işte,
Okullar açıldı. 
Virüs küheylan gibi tırısta, 
Sınıflar istim üstünde,
Öğretmenler aşısız. 
Binlerce öğretmen bekliyor. 
Atanan yirmi bin.
Acaba öğrenmemiz mi istenmiyor? 

İlkokula çocuğunu kayıt ettiren bir veliden, 
Göçmen çocukların Türkçe seviyeleri düşük olması sebebiyle, bizim çocuklarımız geri kalmasın diye ayrı bir sınıf oluşturulduğunu duydum. 
Okul idaresi bu sınıfa kayıt için diğerlerine göre iki katı ücret alıyormuş. 
Kabahatimiz, özrümüzden büyük.  

Bakınız Mustafa Kemal ATATÜRK ne demiş;
“Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır” 

Tek millet, tek devlet, tek bayrak olduğumuz gibi,
Sorunlarımız da tek.
Her şeyi bilmek istiyoruz.
Buda mı suç…  
Bugün Ayın Kaçı
Nasreddin Hoca bir gün bir işi için Konya’ya gitmiş. Yolda giderken bir adam Hoca’yı durdurmuş:
– Pardon Amca, bugün ayın kaçı biliyor musun? 
Hoca:
– Ne bileyim yahu! Ben buraların yabancısıyım!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sırrı Yolcu Arşivi