Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Ben kimim biliyor musun?

Devletin varlaşması ile devlet yöneticileri ve yakınları kendilerini dokunulmaz ve hatta iltimaslı oldukları kanısına vardılar. 'Devlet' genel anlamda 'egemen hâkim gücün kullandığı mekanizmadır'; devlet egemen güçlerin çıkarına hizmet ederken egemenlik altındakiler yani yönetilenler onların kulu olup yine onlar için çalışıp hizmet etmek ve yaşamak zorunda.
Dünden bugüne devleti yöneten birkaç kişi “ben vatandaşlarım için varım devlet onların hizmetindedir” derken yine birkaç kişi günün her hangi bir saatinde tebdili kıyafetle birkaç adamıyla çarşı pazar dolaşır bilgi alır. Bu gibi yöneticiler yaşam tarihimizde pek az olmasına rağmen toplumsal yaşama ivme katmıştır. Yine yöneticilerin çoğu ise bildik kelimelerle edasıyla parmağını sallayarak ve sesini yükselterek “sen benim kim olduğumu biliyor musun” diye başlayan şımarık ve bir o kadar ukala sevimsiz laflarını ve tavrını sergiler.
“Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” Beylik bir laf olurken konuşanın nasıl bir ruh hali içinde olduğunun acizliğinin saldırgan bir tavırla karşısındaki ezmeye ve hakir görmeye çalıştığının farkında bile değil ya da bilerek yapmakta. Onun için “ben varsam onlarda var” mantığı egemenlik/hâkimiyet kurma yani efendi köle ilişkisi görülmekte. Yöneticilik ister atanma ister seçilmişlik olsun ömür boyu olmadığını sağır sultan bile bilir, özellikle doğu ve gelişmekte olan ülkelerde devlet anlayışı toplumsal anlamda olgunlaşmadığı için devlet yurttaş mantığı değil devlet köle/maraba mantığı hâkimdir.
Devletin seçilmişi merkezi ya da yerel pek fark etmiyor, yine devletin atanmışlarına bulunduğu konum gereği ayağına çağırdığı gibi, hakaret etmekte kimi zamanda devletin güvenlik güçlerini çıkarı için kullanmakta. Bir dönem iktidar partisinin Hatay vekilinin oğluna kimlik soran polisleri sıraya sokup ağır sözler etmesi; yine iktidar partisinin Akyazı ilçe başkanının sağlık ocağında öncelikli neden bakılmadı diye kadın doktora ağır sözleri bize hiçte yabancı gelmiyor. Hele ki atanmış adliye ve güvenlik kurum çalışanlarının vatandaşın işi kendilerine düştüğünde nasıl tavır aldıkları aşikârdır; hatta sevgilisi telefonu açmıyor diye devletin polisini peşine takıp kaldığı yurdu basan savcımızı bilmeyen kalmamış. İş bunlarla da kalmıyor iktidar partisinin bir ilçe yöneticisinin basına düşmüş olan sözleri ibretliktir, “Sen bakma benim kantinci olduğuma. Ben… Gençlik kolları başkanıyım, gerekirse senin üniformanı soydururum.”
Bireyin yurttaş olma ve haklarını sonuna kadar bilip kullanma özgürlüğünü bilmedikçe birileri bunu kötü biçimde kullanıp toplumu celebin sopasını kaldırdığı gibi yönetir. Yurttaşların koyun yöneticilerin de celep olmadığını bu toplumun yüzde onu biliyor geri kalan inatla bilmemek ve öğrenmemekte. Bu nedenle iktidar partisi ve atanmışların içinden bulunduğu yeri hazmedemeyenler hesap vermemek için “sen benim kim olduğumu biliyor musun” demekteler.
Yurttaşlar olarak onlara biz soralım “sen bizim kim olduğumuzu biliyor musun?”
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi