Bıçak kemiğe dayandı!

Kolay kolay isyan etmez yurdum insanı. Ama zamanı geldiyse sokak manzaralarından durumu anlarsınız. Mesela gider yazar kasa fırlatır, ürününü hayvanlara yem eder veya üzerine benzin döküp yakar. Haberlerde bu tür olaylara ne kadar sansür uygulansa da, sosyal medya sayesinde birazından haberdar olabiliyoruz.
Maaş alamaz ses yok, üç kuruşundan vergi kesilir ses yok, zenginden alınmayan vergi onun cebinden çıkar, faturasına yansır ses yok.  İş bulmak için kuyruğa girer, giriş parası öder ses yok. Bu suskunlukta pek hayra almet değil ama bakalım...
İnsanlar istasyonunda arabasına benzin alıyor, yine zam gelmiş deyip gülüyor. Bu gülme iyi mi yoksa kötü mü bilmem ama, galiba bıçak kemiğe dayandı, kısacası oynatmaya az kaldı. Ramazan geldi, bir baktık marketlerde bütün ürünlere zam gelmiş. 
Müslüman ülkeyiz allahtan, mübarek ramazan bereketiyle geldi. İncire zam, hurmaya zam, peynire, zeytine zam, baklavaya zam(üstelik fıstıksız)  
Geçen hafta 9 liraya aldığımız damacana su, bu hafta oldu 11 lira. Maaşallah, ramazan bereketi yağıyor. 
***
Yılbaşından bu yana türk lirası %30  değer kaybetti, ses yok! Ne yapsın insanlar? Ona hep haline şükür etmeyi tavsiye etmişler, öyle yapıyor. Allah devlete zeval vermesin. Sarayımız var, köprülerimiz var, duble duble yollar var, havaalanlarımız günden güne çoğalıyor, bütün dünya bizi kıskanıyor... Yalnız, döviz kurları ile bir sorunumuz var, borsa gibi izliyoruz an be an, seçim bir olsun hele, o da hallolacak inşallah. Ekonomimiz sağlam temellere dayanıyormuş, çözümü varmış, seçimlerden sonra dediler. Yıllardır sabrettik, biraz daha sabır.... 
Miting alanlarında, yapacağız/edeceğiz-cekler-caklar- gani. Kur artışının dış güçlerin oyunu olduğundan bahsediyorlar, bir 
yandan da bu sorunun seçimden sonra çözüleceğini dile getiriyorlar. Neden şimdi değil de seçimden sonra? Dış güçlerin kimler olduğunu, bunu nasıl, ne şekilde yaptıklarını, faiz lobisini halka anlatsalar da bizde bilsek. Adam sokakta aynen öğretildiği gibi “dış güçler bunun sebebi” diyor ama devamını o da bilmiyor.
***
Kolay kolay isyan etmez yurdum insanı ama, artık bıçak kemiğe dayandı!
-Bir vatandaş  traktörün üzerinde bankanın önüne gelip, “yeter yeter” diye bağırıp, ödeyemediği borcundan dolayı  şube önünde tütününü boşaltıyorsa, cinnet geçirip kendini yakmaya kalkıyorsa, 
-“İşsizim, açım” diyerek boğaz köprüsünden birileri kendini atmaya kalkıyorsa,  
-Sokaklarda incir çekirdeğini doldurmayacak meselelerden dolayı, sopalı, bıçaklı saldırılar yaşanıyorsa, bıçak kemiğe dayanmış demektir. 
Ülkemin durumu içler acısı. Uzman olmaya gerek yok, miting alanlarını inceleyin, konuşulanları dinleyin yeter. İnsanlara anlatılan, vaad edilen, çözüm bekleyen fakat çözülemeyen sorunlar yıllardır hep aynı. İşsizlik, eğitim, çiftçi, maaşlar, üniversiteliler, emekliler, adalet... Daha fazla demokrasi! İşsizlik yoksa, o meydanlara o kadar insan nasıl toplanıyor, onu da ayrıca düşünmek gerek.
***
Biraz da Prof. Maranki’den bahsetmeden geçemeyeceğim....
Prof. Dr. ünvanlı, nane, maydonoz, limon temalı şifalı tavsiyeleri ülkemiz vatandaşları tarafından çok dinlenen Ahmet Maranki’nin sözlerini dinlediğimde kulaklarıma inanamadım. Sözüm ona, pozitif enerjiden bahsedip, insanlara deva dağıtmaya çalışan birinin, 25 Haziran 
sonrası “Bismillah” diyerek şifa dağıttıklarının üzerine gömdüğü silahla yürüyecek olmasının sebebini anlamaya çalışıyorum. İnsanları nefrete sürükleyen bu beyanın ardından bunun hesabı sorulmalı diye düşündüm ve soruşturma açıldığının haberini gördüm. Ertesi günde ziyarete gittiği bir ilde en üst düzey seviyede ağırlandığını okudum. 
Belgrad ormanına gömülü olduğunu söylediği silahlar galiba hiç kimsenin ilgisini çekmiyor. Çoğul konuştuğuna göre herhalde tek başına değildi. Kimlerle organize olup, nereye ne gömdüklerini soracak birileri çıkacak mı?  Bu nasıl bir nefret, nasıl bir kin? 
Ey Maranki, profesör ünvanına yazık! Üstelik diplomalı olup olmadığın da belli değil. Demokratik ülkeyiz, iktidarlar değişir ancak bu ülkenin çatısı altında düşüncelerimizle, tercihlerimizle hep birlikte yaşamak zorundayız. Ekmeğini yediğin, suyunu içtiğin kaba tükürme!
***
Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi