Bir ayrılık senaryosu...

Eski bir Osmanlı diplomatı olan ve Fransa'da sürgünde bulunan Şerif Paşa'nın Ermenilerin temsilcisi Bogos Nubar Paşa ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu paylaşma hususundaki anlaşması bardağı taşıran son damlaydı. 
Bölge halkı  ayrılığı reddedip, ayrılıkçı zihniyete karşı ülkesini savunmak için, Osmanlı  hükümetinden  silah ve yardım talebinde bulunuyor, ancak Türk Devleti, halkın isteğini, bütçe imkansızlığından yerine getiremeyince  sadece Noel'in faaliyetlerini İngiliz yetkililerine bildirerek, önlenmesini istemekle yetiniyordu.
Mustafa Kemal Paşa, valiliklere bir yazı göndererek İngilizlerin Kürdistan kurma yönünde faaliyetlerde bulunduğunu belirtiyor,  ülkenin birliği ve halkın selameti için, Kürt ağa ve halkının  yabancı elçiliklere protesto telgrafı çekmesini istiyordu.
Şerif Paşa'nın Ermeni temsilci Bogos Nubar ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu paylaşma yönündeki anlaşması bölge halkı tarafından büyük bir tepki uyandırınca
Bir çok il ve ilçelerdeki kürt aşiretler protesto yayınladılar. Protesto telgraflarının Meclis-i Mebusan'da okunmasından sonra Türklerle Kürtlerin kardeş olduğu, Kürtlerin Osmanlı devletinden ayrılmak istemedikleri dile getiriliyordu. 
 Kazım Karabekir Paşa, Meclise bir telgraf çekerek, Şerif Paşa'nın Paris'te Kürtçülük davası güden heyetin başkanlığından ayrıldığını, bölge halkının birlik ve beraberlik içindeki tutumu karşısında bunun büyük bir yenilgi olduğunu, halkımızın vefalı tutumunun Meclis tarafından kamuoyuna duyurulmasının yerinde olacağını belirtmişti. 

İşte il il yayınlanan protestolar 
MARDİN: Kürtlerin Osmanlı idaresinden ayrılması ve bağımsızlığı yönünde Şerif Paşa'nın Bogos Nubar ile Paris Barış Konferansında isteklerde bulunduğunu haber aldık. Şerif Paşa hiçbir Kürt'ün ve aşiretin vekaletine sahip değildir. Kürtler dört yüz seneden beri bağlı olduğu Osmanlı camiasından ayrılmayacaktır.  Şerif Paşa'nın Barış konferansındaki isteklerini reddeder, Kürtlerin, Osmanlı Devletinden ayrılma kabul etmez bir bütün olduğunun Barış Konferansına iletilmesini istirham ederiz.
SİLVAN:  Osmanlı Devletinin sarsılmaz bir kalesi olan Kürtler, her şeyden evvel İslam'dır, saniyen Osmanlıdır ve en sonra Kürt'tür. Osmanlı ailesinin ve İslam'ın itaatkâr üyesi olan Kürtlerin ayrılma düşüncesi yoktur. Kürtler, Osmanlı yönetimine girdiği günden beri, hiçbir ihanet göstermemiş ve ebediyen de göstermeyecektir. Osmanlı Devletinin bu zor anında Hükümete sarsılmaz bir inançla bağlıdır. Hiç bir kuvvet, Kürtlerle Osmanlı arasındaki tarihi işbirliğini yok edemez. Osmanlılık Kürtlüğü, Kürtlük de Osmanlılığı nefsinde birleştirmiştir. Bütün Kürtler iman etmiştir ki Osmanlının istiklali elden giderse, Kürtlük de yok olur. Kürtlüğün yok olması Osmanlıyı müteessir eder. Şerif Paşa hiçbir ferdin vekaletine sahip değildir. Hareketinin etkisini anlamak için bu havaliye gelsin. Alacağı armağanın bir kurşundan başka şey olmayacağını görecektir. Hükümet-i İslamiyeden ayrılmanın Kürtlerin idamı demek olacağından, bu yöndeki teşebbüsleri kınadığımızı arz ederiz.
DİYARBAKIR: Kendini Kürtlerin vekili göstererek, söz söylemek cüretinde bulunan Şerif Paşayı şiddetle ret ve protesto ederiz. Osmanlı Hilafeti ve Saltanatı altında doğmuş ve büyümüş olan vilayetimiz halkı ilelebet bu mukaddes idare altında yaşayacak ve ölecektir. Bogos ve Şerif Paşalara son sözümüz budur. İsteklerimizin Barış Konferansının üyelerine ulaştırılmasını rica ederiz 
URFA:  Tarihen malumdur ki Urfa, Selçuklulardan beri Türklerin ve Eyyübiler zamanından bu yana Kürtlerin eski vatanıdır.Yüzde beşi geçmeyen gayrimüslim unsurlara rağmen Türklerden ve Kürtlerden ezici bir çoğunluk oluşturan vilayetimiz, mektepleri, medreseleri, camileri ve bütün eser ve müesseseleri ile Osmanlı memleketidir. İtilaf Devletleri yüksen meclisince, istişare edilen Osmanlı Devletinden ayrılma konusunda Berazi Aşireti'nin Türklerle birlikte oluşturduğu çoğunluk dikkate alınarak, Osmanlı camiasında kalacağımızın, Barış Konferansına sunulmasını arz eyleriz.
ERZİNCAN:  Vatan haini ve din düşmanı Şerif Paşanın, Bogos Nubar ile işbirliği yaparak, Kürtlerin geleceği hakkında açıklamalarda bulunduğunu duyduk. Türklük ve Kürtlük bir bütündür. Birbirinin öz kardeşi ve din kardeşler olup, vatan birdir. Kürtler vatanlarının kurtuluşu uğrunda şimdiye kadar Türklerle savaş saflarında kanlarını akıtmışlardı. Bundan böyle de aynı şekilde davranacaklardır. Osmanlı ve İslam topluluğundan ayrılmak hayallerinden geçmez. Dünyanın sonuna kadar bu topluluk içinde yaşamak kararındadırlar. Şerif Paşa'nın çabalarını reddettiğimizi ve kaderimizi hükümetimize bağladığımızı dünyaya ilan ederiz.
VAN-HAKKARİ:  Van ahalisi Türk veya Kürt sayılsın, onüç yüzyıllık bir tarih, din, soy ve gelenekle birbirine bağlı olup, ayrılması imkansız birliğe sahiptir. Bununla övünüyoruz ve mutluyuz. Böyle boş ve aşağılık düşüncelere kapılan Şerif Paşa ve benzerleri bağımsızlık ile uğraşacaklarına gelişmeyi sağlayacak bir idare kurmaya çalışsalar iyi bir iş yapmış olurlar. Osmanlı Devletinden daha adil bir hükümete, İslam Halifeliğinden daha güçlü bir dayanağa, Türklerden daha cana yakın ve iyi kalpli vatandaşa rastlanamayacağına tarihi ve büyük savaşı delil gösteren halkımız, bağımsız Kürdistan diye boş sözler söyleyen Şerif Paşa'yı protesto eder.  
Asıl sorulması gereken tek bir soru var..
Zaman ve şartlar değişmiş olsa da Türk topraklarına karşı yapılan organizasyonlar neden hiç değişmiyor?
Biraz düşünün derim…
VESSELAM

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Remzi Tanış Arşivi