Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

Bir eğitim yılına daha girerken

Her eğitim yılı başında aynı başlıkla yayınladığımız bu yazıyı yaşadığımız değişiklikleri ile yine sunuyorum. İlkçağ, Ortaçağ, Yeniçağ, Yakınçağ, Uzay Çağı, derken 2000’li yıllara da Bilgi Çağı adı yakıştırıldı. Bir asıra yakın bir zamanda öyle nesiller yetiştirmişiz ki, köşe dönücü, yetim hakkı yiyici, “Devletin malı dokuz, yemeyen domuz” diyen. Vakıflarda eğitim vereceğiz diye topladığı çocuklara tecavüz eden, ormanı yakıp yok edip villalar yapan, yapanlara para ve oy uğruna göz yuman. Su havzalarına, devlet arazilerine, vakıf arazilerine sahip çıkıp parselleyip satan. “Adam sende, bana dokunmayan yılan bin yaşasın,” “Gemisini kurtaran kaptan”, “Benim memurum işini bilir,” felsefesiyle işini bilen, ayrıca da devletten maaş alan nesiller. Evet, ahlak kirliliğinin, çevre kirliliğinin baş döndürücü hızla artışının sınır tanımaz özellikte oluşu ve bu sorunun baş aktörü olan insanın bilgili ve bilinçli insan olarak yetiştirilmesi bu yeni dönemin en başta görevi olmalı. Ve biz STK’lar da bu görevde etkin yer almalıyız.

Kadıköy’de kurucusu olduğum DİB (Doğa İle Barış), Büyükçekmece Çevre Koruma Ve Güzelleştirme, DEÇED (Doğa Emanetçileri Çevre Eğitim Derneği), yine içinde Büyükçekmece temsilcisi olduğum ÇYDD (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği) bu gayeye hizmet vermektedir. 1994 de İTÜ’den emekli olup gelip yerleştiğim Büyükçekmece’de ilk dernekleri kurup okullarda gönüllü olarak “Çevre Eğitimi” vermeye başladık. 2002 yılında İl Çevre Müdürlüğünde dostlarım İslam Sadıker ve Yavuz Çengel’in zamanın valisi Erol Çakır’a anlatıp onun beğenisiyle tüm ilçelerde başlayan okullarda çevre eğitimi ÇEP projesi olarak yaşamımıza girdi. İllerde Vali, İlçelerde Kaymakam başkanlığında, STK temsilcileri, Basın temsilcisi olarak oluşturulan ÇEP İlçe Çevre Komisyonunu tekrar oluşturup okullarda çevre eğitimini devam ettirmek istiyoruz. Öğrencilere sözelden çok görsel filmler göstererek yaptığımız eğitimler çok yararlı oluyordu. Hiç unutamadığım bir şey Mimarsinan Kolejinde Canan öğretmen ile birlikte yaptığımız bir çevre etkinliğinde bir anne siz bu çocuklara nasıl öğretiyorsunuz bizim her ay gelen elektrik ve su faturalarını alıp geliyor.

Anne siz bu ay yine hiç tasarruf yapmamışsınız bak bu ay faturası geçen aydan fazla diyor demişti. Gönlümüzde Ekim ayı başında toplanarak yeni öğretim yılı çalışma programını yapmak istiyoruz. Ama şimdi okullara girmemize izin verilmiyor. 25 yıldır hiçbir karşılık beklemeden yaptığımız bu görevde son üç yıl önümüz kesilmişti. Yazımı dünyanın düzelmesinin insan unsurunun düzelmesine bağlı olduğunu çok güzel anlatan küçük bir mesajla bitireceğim. Bir baba kendi işleri için vakit kazanmak gayesiyle dünya resmini yaz-boz haline getirmiş, parçalarını karıştırmış ve sonra çocuğuna vermiş. Bütün bunları yaparken küçük çocuğun dünya parçalarını kolay kolay birleştiremeyeceğini kendisini uzun bir müddet rahat bırakacağını düşünmüş. Çocuk birkaç dakika sonra odaya geri döndüğünde gözlerine inanamamış.

Çocuğun dünya resmini eksiksiz olarak birleştirdiğini görmüş ve şaşkınlıkla nasıl yaptığını sormuş. Çocuk cevap vermiş, "dünya resminin içindeki insan resmini düzeltince dünya kendiliğinden düzeldi." Evet dünyanın düzelmesi, yurttaşlık bilincine sahip, bilgili, fikir sahibi, sorumluluk ve yükümlülüklerinin farkında olan, eleştiren, düşünen, hukukun üstünlüğüne ve hukuk devletine inanan, yanlışlara dur diyebilecek, iyi yurttaş, iyi kentli olarak yetişmiş, yetiştirilmiş çocuklar için eğitim alan, eğitim veren, okullarımızdaki hizmetlisinden müdürüne kadar, herkese sağlıklı, başarılı, mutlu bir eğitim yılı diliyorum. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi