Biraz da sanatı konuşalım...

Ülke gündemi, ekonomik çıkmaz, koronavirüs, Rusya ve Ukrayna savaşı falan derken etrafımızı sarmalayan gerçeklikten ziyadesiyle bunaldık. Şimdi gelin biraz olsun bunlardan uzağa gidelim. Nereye mi? Tabii ki hayallere, düşlere en önemlisi de sanata. Sanat zira biliyorsunuz ki insana en büyük karamsarlık anında bile umut bahşedebilen bir şey. Ben de buna isitnaden Akbank Sanat'ın çalışmasına dair bir bülteni sizlerle paylaşayım;

Kurulduğu günden itibaren ülkemizin sanat dinamiğini hareketlendiren ve sanatın farklı disiplinlerinde uluslararası projelere yer veren Akbank Sanat, 1 Mart – 7 Mayıs 2022 tarihleri arasında “Dijital Sanatta Şimdi: Alternatif Gerçeklikler NFT” sergisine ev sahipliği yapıyor.

Küratörlüğünü Zeynep Arınç’ın üstlendiği sergi; sanat, teknoloji ve toplum üzerine odaklanan yaratıcı düşüncelere ve uygulamalarına hayat veren sanat eserlerine, günümüz sanat dünyasını meşgul eden konu başlıklarına yer verirken sanatseverlere heyecan verici bir sanat alanı yaratmayı amaçlıyor. Sergide son dönemlerde sanat dünyasının en çok konuşulan gelişmelerinden NFT’ler üzerine bir bölüm de yer alıyor. Sergide görsel sanatlar, ses sanatı, karmaşık verilerin temsili, artırılmış gerçeklik ve sürükleyici ortamlar üzerine dijital teknolojiler kullanarak çalışan sanatçıların eserlerinin yanı sıra farklı tarzları ve sanatsal araştırmaları da bir araya getiriliyor. 

Sergide yer alan NFT eserlerin kürasyon danışmanlığını Doç.Dr.Selçuk Artut üstleniyor. Sergiye eşlik eden NFT ve Blok-Zincir Üzerine Konuşmalar başlıklı konuşma serisi; Alternatif Gerçeklikler ve NFT konularını objektif bir yaklaşımla ele alırken, farklı bakış açıları ve sanatsal görüşlerin merceği altında konunun derinliklerine inmeyi amaçlıyor. Sergide yer alacak konuşmalar, Akbank Sanat web sitesinde ve Youtube kanalında yayına alınacaktır.

Küratör Zeynep Arınç sergi ile ilgili değerlendirmelerinde şöyle diyor:

“Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Leonardo da Vinci'nin Vitruvius Adamı’ndan çok uzaktayız. Vitruvius Adamı 15. yüzyılda Leonardo’nun günlüklerine çizildiğinden beri, insanın hem kendisiyle hem de evrenle olan ilişkisi farklı bir boyut kazandı. İnsanın teknolojiyi şekillendirirken, teknolojinin de onu şekillendirdiğine tanıklık ediyoruz. Yaşama, düşünme, olma biçimlerimiz hızla değişirken hayatımızda yeni bir evreye girdiğimizi hepimiz hissediyoruz ve adapte olmak için sürekli güncelleniyoruz, gelişiyoruz ve öğreniyoruz.

Dijital sanattan bahsederken, köklerinde Kavramsal Sanat, Dada, Fluxus ve Kinetik Sanatın izlerine rastladığımızı hatırlamalıyız. Sanat teorisyeni, küratör ve eleştirmen Christiane Paul, özellikle Marcel Duchamp’ın eserlerinin dijital sanat alanında son derece etkili olduğunu ve sanatçının birçok eserinde gördüğümüz nesneden kavrama geçişin, sanal nesnenin öncülü olarak görülebileceğinden bahseder. Duchamp’ın hazır nesneleriyle birçok dijital sanat eserinde hazır/kopyalanmış görüntülerin kullanılması ve kişiselleştirilmesi de kavramsal açıdan benzerlikler taşırlar.  

Sanatta etkileşim ve sanallık kavramları üzerine sanatçılar aslında yıllardır çalışmalar yürütüyorlar. Öncü örnekler arasında; Marcel Duchamp’ın 1920’de Man Ray’in yardımıyla gerçekleştirdiği, izleyicileri cihazı açmaya ve ondan belirli bir mesafede durarak eseri tecrübe etmeye davet eden optik deneyi Döner Cam Plakalar (Hassas Optik) / Rotary Glass Plates (Precision Optics), elektrikle çalışan ilk kinetik heykel örneklerinden, hareketli ve yansıtıcı yüzeyleri ışık huzmesiyle etkileşime girince bir dizi görsel efekt üreten László Moholy-Nagy’nin 1930 tarihli eseri Light Prop for an Electric Stage (Elektrik Sahnesi için Işık Pervanesi), Alexander Calder’in heykelde devrim yaratan ve boşlukta süzülen Mobil’leri, Jean Tinguely’nin 1955-1959 yılları arasında üzerinde çalıştığı ve sanatçı-sanat eseri-izleyici rollerini sorguladığı, sanat eseri üreten Métamatic makinaları ve Nicolas Schöffer’in mühendislerle beraber çalışıp 1956 yılında prömiyerini Maurice Bejart bale topluluğu performansı eşliğinde yapan, etrafındaki ses, ışık, renk ve hareketlerine tepki veren insan boyutlarındaki sanat dünyasının ilk sibernetik heykeli CYSP 1 (Sibernetik Mekânsal-dinamik / Cybernetic Spatiodynamic) sayılabilir.”

2020 yılında hazırlanan ve Youtube’da yayına alınan Dijital Sanatta Şimdi başlıklı konuşma serisi, bu alanda çalışan, düşünen, üreten ve eserlerini yakından tanıdığımız sanatçılardan kendi sanatsal yolculuklarını, ilham kaynaklarını, eserlerini, yeni konu başlıklarını, güncel projelerini, genç sanatçılara önerilerini ve bu dönem sonrasında sanat dünyasında nasıl gelişmeler beklediklerine yer vermişti. Akbank Sanat Youtube kanalında yayınlanan seri, günümüz dijital sanatının içinde bulunduğu “AN”ın bir fotoğrafını çekiyor ve bir bellek oluşturma görevini üstleniyordu. Dijital Sanatta Şimdi konuşma serisi bu sene yoluna bir sergiyle devam ediyor.

Zeynep Arınç sözlerine şu eklemeyi yapıyor: “Akbank Sanat bir okul gibidir, birçoğumuzun yolu mutlaka oradan geçmiştir. Tüm sergilerinde, konserlerinde, etkinliklerinde; genç sanatçıları ön plana çıkarmaya ve sanatın gelişimini desteklemeye özen gösterir. Bu sergiyle hem sanatseverlere bir sergi ve bir konuşma serisi hazırladık, hem de sanat dünyasının “yeni” üyelerine, vizyonerlerine ve düşünürlerine bir selam verdik.” 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Aslan Arşivi