Bitkisel hayat

Her gün düzenli olarak mahkum olduğumuz ilaçlar sağlığımıza kavuşalım derken bizi adım adım ölüme mi götürüyor?
Özellikle son yıllarda alternatif tıp üzerine insanlık daha çok kafa yormaya başladı.
Tabiat Ana'nın bize sunduğu asırlar öncesinden gelen ancak unutulmaya yüz tutmuş bitkilerin mucizeleri yeniden gündemde. Özellikle ilaç sektörünün çaresiz kaldığı hastalıklarda, içindeki etkin maddelerin fayda sağladığı gözlemlenen besin kaynakları birer birer ön plana çıkmaya başladı.
Bunların arasında bir bitki var ki araştırıldıkça ortaya çıkan faydaları insanlık tarihine damga         vuracak nitelikte.
Her fırsatta ölümsüzlüğün arayışı içinde olan insanoğluna ışık tutacak kadar yüksek bir öneme sahip.
Bir çok hastalığın tedavisinde kullanılan ancak vücuda bir o kadar da zarar veren kortizonu duymayan yoktur. Öyle ki kortizona, vücutta bir tarafı düzeltirken diğer bir tarafa verdiği zarardan ötürü 'iki ucu keskin bıçak' derler. Amerika'da yapılan son araştırmalardan birinde bu mucize bitkinin kortizon kadar etkili olduğu ortaya çıktı. İçindeki etken maddesi kurkuminin tıpkı kortizon gibi enflamasyonu baskıladığı, üstelik baskılarken de vücuda hiçbir yan etkisinin olmadığı gözlemlendi.
Mucizeleri saymakla bitmiyor. Ancak en çok da insanlığı heyecanlandıran kısmı kanser üzerine araştırılan etkisi. İçinde bulunan etkin maddenin kanserli hücreyi bloke ettiği hatta kanser hastaları için korkulu rüya olan metastası dahi engellediği ortaya çıktı. Kansere yakalanma ihtimalimizi de en aza indirdiği aşikar.
Ülkemizde düne kadar yaygın olarak yetişmeyen bir bitkiydi 'Zerdeçal'.
Ana vatanı Hindistan. Hindistan'da doğup büyüyen ikiz kız kardeşlerden biri Amerika'ya yerleşince ilginç bir durum da ortaya çıktı. Kanserin genetik olduğuna dair bilgileri sarsan bir olay. Aynı genetik yapıya sahip tek yumurta ikizi olan kız kardeşlerden biri Hindistan'da kalırken diğeri üniversiteye gitmek üzere Amerika'ya yerleşiyor ve Amerika'ya giden kız kardeş kısa bir süre sonra meme kanserine yakalanırken Hindistan'dakalan kız kardeşte yapılan tetkiklere rağmen böyle bir hastalığa rastlanmıyor. Uzmanlar tarafından yapılan yorumlara göre muhtemelen Hindistan'daki kız kardeşin yeme alışkanlıkları sebebiyle hemen hemen her yemeğinde tükettiği zerdeçalın etkisinin bu konuda rol oynadığı düşünülüyor.
Amerika'da ilgiyle takip edilen Dr.Mehmet Öz'ün de içinde bulunduğu bir televizyon programı var. 'Ben doktorum bana güvenin' isimli sağlık programı. Bu programda denekler üzerinde yapılan uygulamalarla sağlık konusunda ortaya atılan tezlerin doğru olup     olmadığı bunun yanı sıra hangi yolla tüketilirse daha etkili olabileceği bilimsel verilerle gözler önüne seriliyor.
Zerdeçalın insan sağlığı açısında hayati önem taşıdığını programın bölümlerinden birinde bilimsel olarak denekler üzerinde yapılan çalışmalarla ortaya koydular. Bu çalışmayı bir adım daha öteye götürerek 'nasıl tüketilirse daha faydalı olur' kısmına da açıklık getirdiler. Üç gruba ayırdıkları deneklerin 1.grubuna zerdeçalın hapını, 2.grubuna zerdeçalın tozunu, son gruba da ısıtılan yağa zerdeçal ve dörtte bir oranında karabiber konup bu karışımı tüketmelerini sağladılar. Sonuç; Yağda eritilerek tüketenlerde neredeyse kemoterapi etkisi yarattı. Ya da bir başka deyişle etken madde kurkuminin etkisini arttırarak vücutta çelikten bir kalkan oluşturduğu gözlemlendi.
Sağlıklı yaşamanın yolu hiç kuşkusuz yine sağlıklı gıdalarla beslenmekten geçiyor.
Bu durumda sizce de 'zerdeçal' mutfağımızın baş köşesinde çoktan yerini alması gereken bir besin maddesi değil mi?
İlkeli öneri kitap okumayı sevenlere gelsin;         Soner Yalçın'ın ilaç sektörünün tüm gerçeklerini ortaya döktüğü 'Kara Kutu' isimli son çıkan kitabını okuyabilirsiniz.
İlkeli Söz; Bir berduş bir dervişe sorar; Alıp verdiğimiz her nefesin amacı ne olmalı?
Derviş; 'Hayra ve Barışa yönelik iş yapmak!'... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlke Duyan Arşivi