Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

B.M.M. Başkanlığına (Açık Dilekçe)

“Sayın başkan ve Sayın vekiller.”         23. Nisan 1920 de kurulan meclisin devamı olduğunuz bir gerçek. Bazı resmi tarihçiler de 23.Aralık.1976 tarihini olduğunu belirtiyor.  Günümüzde 18 yaşın üzerinde seçme hakkına sahip olan kadın ve erkeklerin oylarıyla seçildiniz. Yurttaşların dertlerini, sorunlarını, ne yer ne içer diye yanlarına gitmenizi öneririm. Meclis çalışmalarınız çok yoğun olabilir hiç olmaz ise seçim bölgenize korumanız     olmadan gidin ve vatandaş ile lütfen konuşun. 
Ülkemizin önemli birçok eğitim kurumlarında okudunuz eğitim ve öğretim aldınız, diploma aldıktan sonra kiminiz akademik kiminiz de iş yaşamına adım attınız, başarılarınızı gören partilerin aday avcıları tarafından seçilerek seçimlerde seçilebilecek sırada aday yapıldınız kutlarım. Bir ünlü politikacının dediği gibi “meclis yatma yeri değil”. Bu nedenle ülkenin iç ve dış düşmanlarına karşı hummalı bir biçimde gerekli yasa ve kararname çıkarıp         yürütülmesini denetliyorsunuz. 
Devletin gelir getiren kamu iştirak kuruluşları günümüze gelene kadar azaldı bunun nedenlerini siz biz yurttaşlardan daha iyi bilirsiniz bunların akıbetini anlatırsanız elbet can kulağı ile dinleriz. Gelir getiren kurumlar olmayınca kamusal hizmet alanları yani altyapı hizmetlerinin vergisi ve kayıp kaçakları kayıtlı faturasını ödeyene yansıtmak doğru değil. Ülkemiz teknolojik olarak iyi olduğu gibi alakasız eğitim kurumlarından “papaz eriğini imam eriğine” dönüştüren aletler yaptılar hatta bir düğmeye basarak lamba yakan cihazlar yaparak TÜBİTAK genç ödülü aldığına şahit olduk. Bu nedenle bu gençler teknolojiyi kullanarak kayıp kaçakları gerekli sensor ve algılama aletleri ile çözüm bularak faturaların şişmesi önlenebilir destekleyin.
Devletin geliri akaryakıt, tütün ve içkiden aldığı ağır vergi ve birde çalışanların verdiği gelir vergisi ile olmakta. Akaryakıt vergisi çok bunun da kayıp kaçakları vergiye yansıtılmakta. Tütün ve içki vergisi devletin tekelinde üretim olduğunda çabuk hazineye geçiyordu ama özelleştiğinden vergi yine yüksek yine kullanan yurttaşlar tarafından ödenmekte ve yine vergisi ağır olmakta. Birçok yurttaş bunu evde yapmaya çalışıyor, kaçak imalat durumu yurttaşların sağlığını tehdit etmekte ölümler olmakta buna nasıl bir sorun bulacaksınız?
 Devletin gelir getiren kalemleri bunlar olurken çalışanların gelir vergisi ala bildiğine artmış durumda. Hatta geçenlerde 2018 verileri gündeme düştü devletin gelir vergisinin yüzde ellisini İstanbul da yaşayan çalışanların verdiği belirlendi. Asgari ücretin vergi dışı olması ayrıca vergi dilimlerinin yüzde on ile başlaması daha eşitlikçi olabilir.
İçtiğimiz su, içimize çektiğimiz hava, yediğimiz gıdaların sağlıklı ve bir o kadar kolay ve ucuz temin edilmeli. Güvenlik, sağlık ve eğitimin sizlerin kolay hizmet aldığınız gibi biz yurttaşlarında aynı kolaylıkta almasından daha önemli ne olabilir?
Asgari ücret dört kişilik bir ailenin kira, gıda, temel hizmetler, eğitim, ulaşım ve diğer harcamalarını karşılayacak durumda değil, bunu sizler daha iyi bilirsiniz. Çünkü asgari ücretin on katı kadar maaş alıyor ve meclisin size sunduğu özel imkânlardan faydalanıyorsunuz. Bir dönem vekillik yaparak “vekil emekli maaşı”  vatandaşın emekli maaşından ve imkânlarından çok, bu nenle sizi vatandaştan ayıran ne olabilir?
Sayın başkan ve sayın vekiller, yurttaş kayıtlı iş yaptığında aldığı ücret üzerinden vergisini ödemekte, bu vergi dilimi aşağılara çekilmeli. Her söylemde dilinde “batıyı örnek” gösteren parti başkanları ve sözcüleri asgari ücretin düşüklüğünden hiç söz etmemekte ve batıdaki sizin gibi vekil ülke asgari ücretin kaç katı aldığını iyi biliyorsunuz. 
Gençler diplomalı ama bir kadar bilgi ve beceri eksiklikleri çok. İşsizler içinde özellikle eğitimlilerin çokluğu sizi rahatsız etmiyor mu? Avrupalı emekliler için Ege ve Akdeniz sahillerindeki dinlenme         tesisleri kuran ve onlardan gelecek gelirle yatırım yapan sistem kendi ülkesinin emeklileri için ne         yapmakta?
“Fırat’ın kıyısında kurt’un kaptığı koyundan mesulüm” diyen dört halifeden biri olan Ömer’in sözlerini günümüz politikacıları dillerinden düşürmüyor güzel özlü söz. Ülkesinde aç yatan, kölece karın tokluğuna çalıştırılan, hastalığına ilaç bulamayan ve alacak parası olmayan, genç eğitimli gücü kuvveti yerinde ama iş bulamayan, bulduğu iş’te sosyal güvencesiz çalıştırılan, köle maaşı asgari ücret verilen nitelikli insanların varlığını umursamayan yok sayan kafasını yastığa koyup uyuyabilir mi, siz yatağınızda huzurlu ve mutlumuzsunuz, güvenliğiniz     var mı? 
Sıfatınız “milletvekili” buna kimse karşı çıkamaz ama milletin vekili gibi davranın yurttaşların sorunlarına sahip çıkın hiç olmaz ise meclise onlar için bir önerge sunun kürsüye çıkıp dile getirin.
Saygılarımla.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi