Bordaki mucize

Geçtiğimiz günlerde çok güzel bir gelişme ile karşılaştık. Belki duyanlarınız oldu belki de yoğun iş temponuzun içerisinde hiç denk gelmediniz. Ancak sağlıkta bir devrim yaşandı.
Eskiden hastaneler değil şifahaneler vardı. Hastalanmamak için şifa aranırdı. Tabiat eczanesinin o dönemlerde kıymeti büyüktü. Şimdi ise hastalandıktan sonra gidilen yer olduğu için adı hastane oldu ve her yer hasta ve hastanelerde kuyruklarla doldu. Tüm bunların yanında hastalanmamak için ne yemeli, ne içmeli, nasıl beslenmeli? GDO’su ile oynanmış gıdalar, bir kerelik tohumlar sebebiyle azalan besin değerleri nasıl yerine konulmalı? Hatta gıdaların içindeki mineral ve vitaminler nasıl arttırılmalı yönünde çalışmalar yapanlar bize umut oldu.
Haber Afyon’dan geldi.
Afyon Kocatepe Üniversitesi’nden iki öğretim üyesi, patentini aldıkları yöntemle yoğurt, kaymak, sucuk gibi et ve süt ürünlerine bor ilave ederek raf ömrünü uzatıp, ürün kaynaklı minerallerin insan vücudundaki faydasını artırmayı başardı.
Bor bileşikleri, magnezyum, kalsiyum ve sodyum gibi tuz halde bulunuyor. Ve bu kadar zengin mineral deposuna sahip bu maddenin gıdalara katılıp yenilebilmesi kulağa bir mucize gibi geliyor gerçekten.
İlk olarak hayvanlar üzerinde uzun süren araştırmalar sonucunda en kıymetli protein kaynağı olan et ve süt ürünlerinde bor madeninin nasıl ve ne oranda kullanılacağı tespit edildi. Bu çalışmalarda özellikle bor elementinin kalsiyum metabolizması üzerinde ve karaciğer yağlanmasının giderilmesi hususunda olumlu etkileri ortaya çıkarıldı.
Sonrasında hangi çeşit bor madeninin kullanılabileceği tespit edildi.
Uzun süren çalışmaların ardından insan sağlığına yararlı, bor ilaveli gıda maddeleri ürettilebilir hale geldi. Üstelik tüm bunları yaparken gıdaların içindeki minarelerin insan vücuduna faydasının da kat kat arttığı gözlemlendi.
Yediklerimizden fayda yerine zarar gördüğümüz şu günlerde gelen bu haber karşısında şahsen çok mutlu oldum ve hemen sizlerle paylaşmak istedim.
Allah’ın hepimize bahşettiği en kıymetli servet kuşkusuz akıl ve beden sağlığımızdır. Ve şu hayatta her birimizin en büyük sınavlarından biri de bedenimize ne kadar iyi bakabildiğimizdir. Burdan yola çıkarsak insanın ibadetlerden biri de bu değil midir?
İlkeli Sözün kısası;
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine...
Yaşamak sadece nefes alıp vermekten ibaret değildir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlke Duyan Arşivi