Bu dünyadan Muharrem Yerli geldi geçti...

Ölüm adın kalleş olsun.

Yine yaktı yüreğimizi.

1960'lı yıllarda doğduk.

70'lerde ilkokulda.

80'lerde orta ve lisede arkadaştık.

Dağlarda kuzu otlattık.

Köyümüzün deresinde göl yaptık çimdik/yüzdük.

Ateş yaktık patates pişirdik.

Ata bindik.

Eşekten düştük.

Keçi kovaladık tereklerde.

Danalarımız tezdi peşinden koştuk.

Yaylada ketemizi bölüştük.

Ekmeğimizi peynirimizi bölüştük.

*

İlk aşkımızı anlattık birbirimize.

Dertleştik.

Kavga da ettik.

Futbol oynadık.

Çelik çomak oynadık.

Cıyrık çevirdik.

Kızak yaptık kaydık.

Kramponlarımızı bölüştük.

Kravatlarımızı, gömleklerimizi, ceketlerimizi bölüştük.

Saatlerimizi değiştik.

Cep harçlıklarımızı bölüştük.

*

Beraber çamurlu yollarda yürüdük.

Lisemizin yolu 6 km gidiş 6 km geliş mesafesindeydi.

Bir saat gidiş bir saat geliş sürerdi.

Sen benden önce Ankara'ya gitmiştin amcanın yanına.

Asfalt yol ile tanışmıştın.

Sene sanırım 1981-82.

Anlatıyordun, öyle bir yol yapmışlar ki bal dök yala.

Bir de bizim yollara bak diye.

*

Okulun futbol takımında sen kaleci ben ileride oynuyordum.

Köyümüzün takımında da öyle.

Bir gün beni geldin evden aldın. Beni çalıştır, şut çek, bu hafta maçımız var gol yemeyelim diye.

Bir sorun vardı topumuz yoktu.

Sadece maçtan maça statta oluyordu topumuz.

Gittik Kasım dedemin çayırında, senin çorabının içerisine ot doldurduk.

Sana öyle şut attım.

Ertesi gün galip gelmiştik.

Sen penaltı kurtarmıştın ben iki gol atmıştım.

Zevkten ayaklarımız yere basmadan geldik köyümüze.

*

Hayaller kurardık.

Sen daha büyük hayaller kurardın.

Derinlemesine yaşardın o hayalleri.

'Bağır öyleyse' kitabın zaten o hayallerin bir ürünüydü.

Bana paylaştığın hayalleri bir baktım kitaplaştırmışsın.

Baskıdan önce ilk ben okudum.

Çok heyecanlandım.

Arkadaşım yazar olacaktı.

Sonra kitabı bütün Kars sahiplendi.

Ve ardından başka kitaplar geldi.

*

Liseyi bitirdik.

Tesadüf bu ya; ikimizde basın çalışanı olduk.

Sen 'İkibin Dergisi' yazarıydın.

Ben hem Fırt'ta karikatür çiziyordum hem yerel gazetelerde çalışıyordum.

Sık sık bir araya gelir meslekten bahsederdik.

Sonraları sen 1995 yılından itibaren Kars'a yerleştin.

'Köyden Köye' programı ile Ulusal Kanal'dan dünyaya seslendin.

*

Doğu insanının yüreğini taşıdın ekranlara.

Köylülerimiz seninle ekranlarda kendilerine yer tuttular.

Dertlerini paylaştılar.

Cumhurbaşkanına, başbakana, milletvekillerine, belediye başkanlarına, valisine, kaymakamına, senin aracılığın ile ulaşmanın, sorunlarına çözüm aramanın yollarını buldular.

*

Daha geçen yıl Beyoğlu'nda, pandemi ortamında bir masayı paylaştık.

Çok şeylerden bahsettik.

Kızının şiir yarışmasında dereceye girdiğini konuştuk.

Evlatlarımızın varlığının mutluluğunu paylaştık.

En son bacak ameliyatımda beni iki sefer aradın.

Atlatırsın bu kırığı da yine top oynarız dedin.

Ben sana gel İstanbul'da yaşa, dediğimde sen de İzmir'de yaşamayı düşünüyorum demiştin.

*

Şimdi bir haber aldım ki; maalesef ani kalp krizi seni ayırmış bizden.

İnanmak çok zor Muharrem.

İnanmak çok zor.

Daha yeni yeni kendimizi toparlamıştık.

Kitaplar yazacaktın.

Tv programları yapacaktın.

Köşe yazıları yazarak gündeme not düşecektin.

Çok erken oldu Muharrem çok erken.

*

Daha bacağımın kırık ameliyatı geçmese de bugün seni son yolculuğunda yalnız bırakmayacağım.

Bastonlarıma yüklenerek yanında olacağım.

Seni asla unutmayacağımı, unutturmayacağımı kulağına sesleneceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi