Bu hayatta kalabilme başarısıdır

Deprem oldu ve hepimiz çok etkilendik. Yaşadığımız sarsıntının korkusundan öte asıl sarsıntıyı TV kanallarındaki programlarda ve sosyal medyada dolaşan senaryoları izlerken, okurken yaşıyoruz. Biz yetişkinlerde çok endişeliyiz fakat çocuklarımızın duygu durumu nedir? Sizler de günlerdir okulda yaşadığı deprem anını kaç kez çocuğunuzdan dinlediğinizi sayabildiniz mi? Ya da deprem ile ilgili ardı arkası bitmeyen sorularla karşı karşıya mısınız? “Okula gitmek istemiyorum, yine deprem olursa diye çok korkuyorum” sözcüklerini her gün duyuyor musunuz?
İşte burada görüyoruz ki, binaların depreme dayanıklı olması kadar psikolojik olarakta dayanıklılığımız çok önemli. Psikolojik olarakta güçlendirilmeye, kaygılarımızla, korkularımızla baş etmeyi öğrenmeye ihtiyacımız var. En başta da çocuklarımızın buna çok ihtiyacı var. Bu nokta da okulların rehberlik ve psikolojik destek birimleri aktif olarak çalışmalıdır. Çocuklarla yakından ilgilenmeli, hatta birebir görüşmeli ve gerekliyse aileleri bilgilendirerek uzmanlara yönlendirmelerini yapmalıdırlar. Gözlemliyorum ki çocuklar ve aileler bu konuda çok zor durumdalar. Aileler, çocukları deprem konusunda bilgilendirmek gerektiğinin farkındalar ama korkutmadan daha çok kaygıya sebebiyet vermeden nasıl anlatacaklarını bilemiyorlar. Telefon, tablet gibi araçlarla çocukların doğru veya yanlış pek çok bilgiye anında ulaşabildiği, yaşanmış olan deprem görsellerini izleyerek kafalarında yarattıkları senaryolarla durumu daha da ağırlaştırdıklarının farkındasınızdır. Çocukları doğru ve onların anlayacağı daha basit bir dille bilgilendirme konusunda okulların rehberlik hizmetlerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı olan birimleri rehber öğretmenleri bu konularda bilgilendirmeli ve rehberlik hizmetlerinin programları çocukları depreme psikolojik olarak hazırlamak üzerine düzenlenmelidir. Görünen o ki depremin sarsıntısından ziyade psikolojik olarak yaşadıkları sarsıntının izleri uzun yıllar çocukları         etkileyecek.
Yani depreme hazırlık çalışmaları topyekün olarak yapılmalıdır. Her kurum ve çalışanları üzerine düşen görevi yerine getirmeyi başarabilirse, herkes üzerine düşen sorumluluğun farkında olursa deprem konusunda daha hızlı yol almamızı sağlayacaktır. Kaymakamlıklar, belediyeler işbirliği içinde fikir üretip hızlı bir biçimde uygulamaya başlamalı diğer yandan muhtarlıkların da organize olmada önemli birimler olduğunu düşünüyorum. Her muhtarlık kendi mahalle sakinleri ile depremde yapılması gerekenler üzerine çalışmalar yürütmeli ve belediyeler, kaymakamlıklar çatısı altından da birleşerek halkın doğru yönlendirilmesini sağlayarak, güven oluşturulmalı. Şu an yaşanan korkunun en büyük sebebi belirsizlik yani o zaman geldiğinde ne yapacağımızı bilememekten kaynaklanıyor.
Madem ki bir deprem ülkesiyiz önlem almak için daha ne bekliyoruz. Deprem ile yaşamayı öğrenmiş ve bu konuda başarılı diğer ülkelerin uygulamalarını örnek alarak bir yerden başlamak gerektiğini düşünüyorum. Bence en önemli adımlardan biri eğitim alanında atılmalıdır. Okullarda belki de ana sınıfında itibaren deprem ve yapılması gerekenler içerikli zorunlu ders müfredata dahil edilmelidir. Yetişkinler içinde halk eğitim merkezleri deprem eğitimi konusunda seferberlik başlatmalıdır. Herkes deprem sonrası hayatta kalabilmek adına gerekli bilgilerle donatılmalıdır. Örneğin ilk yardım konusunda eğitim almış bir kişi hem kendisinin ve ailesinin hem de ihtiyacı olan pek çok kişinin yaşama tutunmasını sağlayacaktır. Bu bir ulusun hayatta kalma meselesidir. Deprem anı ve sonrasında yaşacağımız tüm şartlar göz önüne alınarak öğrenmemiz gerekenler eğitim verebilecek konusunda uzman kişilerle işbirliği içinde hayata geçirilmedir.
Şimdi merak ediyorum Çatalca ve diğer ilçeler de kaç okulda rehberlik hizmetleri deprem konusunda çocukların psikolojik olarak hazırlanması üzerine çalışmalar yapıyor?
Çatalca’da yaşayan biri olarak Çatalca Belediyesi veya Çatalca Kaymakamlığı’nın halkı bilgilendirmek, deprem konusunda eğitmek anlamında herhangi bir çalışması var mı? Deprem bizim gerçeğimiz ise şimdiden bu gerçekle yüzleşip hazırlanmamızın zamanı değil mi? Şimdi değilse ne zaman hazırlanacağız enkaz altında yakınlarımızı ararken mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Savaş Atak Arşivi