Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

Büyükçekmece'de yaşamanın keyfi

Sevgili Okuyucular, 1994 yılı başında İTÜ'den emekli olup Büyükçekmece'ye geldik. İlçeleri sık sık gezer belediyeler ile tanışır, görüşürüm. 1994'ten bu güne en iyi gelişme yaratan ilçe Büyükçekmece. Anayasamızın 56. Maddesi "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir" diyor. 


Önünde güzel bir koyu, arkasında yakınındaki ilçelerinde su ihtiyacını karşılayan gölü ve kişi başına düşen yeşil alan konusunda da en önde gelen ilçelerden biridir Büyükçekmece. Herkesin hayatını sağlıklı sürdürebilmesi, gençlerin eğitimi, spor ile gelişmesi, büyüklerin doğa hasretini giderebildiği parkları bahçeleri, yeni yeşil alan projeleriyle, eğitim ve kültürel etkinlikleri ile yaşanabilir bir kenttir Büyükçekmece. 1998 yılında kimseden bir kuruş maddi destek almadan, o tarihte adı Beko olan firmada görevli dost insan Hüseyin Hamaratın eleman desteğiyle deve bağırtan yokuşunda 4000 fidanla başlattığım ağaçlandırma çalışmalarına, Belediyemizin tahsis ettiği göl havzasındaki alana Makine Mühendisleri Odası 3. Bölge Temsilciliğinin ağaçlandırmaları ile devam ediyoruz. 


Her yıl o alanda yaptığımız dikim, bakım ve "Uçurtma Şenliği" ile mutluluk yaşıyoruz. 5215 no'lu Belediye Kanunu mezarlıklar, ağaçlandırma, park ve yeşil alanların geliştirilmesi görevlerini belediyelere vermiştir. Sağlıklı çevreye ulaşmanın yol, yöntem ve kuralları da imar mevzuatında tanımlanmıştır. Planlarda, yeşil alanlar yönetmelikler çerçevesinde tanımlanan nüfus-donatı-standart ilişkileri ve ilkeleri bağlamında şekillenmekte, kamulaştırma, hazine arazilerinin bu amaçla kullanımı ile gerçekleşebilmektedir. Ancak ülkemizde, ortak gereksinimleri yaratacak uygulama araçlarının yetersizliği, mevcut araçları kullanmada teknik kapasite yetersizlikleri, plan kararlarının siyasi popülist politikalara alet edilmesi, rant düşünceleri, toplumun yaşam kalitesi konusundaki bilinçsizliği ve talepsizliği, denetleme sorunları gibi nedenlerle yeşil alanlar yeteri düzeyde sağlanamamaktadır. 


İmar Yönetmeliği'nde mahalle ölçeğinden kent ölçeğine kadar kişi başına düşen değerin aynı olması da (10 m2), yeşil alan sisteminin kurulmasının önünde engel teşkil etmiş, orman alanları, kentsel bölgesel ölçekteki her türlü yeşil doku bu standardın içine sokulmaya çalışılmıştır. 1980'de İmar Affı Kanunu ile yürürlüğe giren Islah İmar Planları bu yeşil alan yetersizliğinin temel nedenlerinden biridir. Yine 1980'lerde merkezi yönetime turizm alanları ilan etme yetkisini tanıyan Turizm Kanunu ile İstanbul'da pek çok park alanı veya yeşil alanlar üzerinde AVM'ler, oteller yapılmıştır.

Yine 1987 tarihinde Orman Kanunu'na eklenen hususi orman alanlarında %6'lık yapılaşma imkânı ile kapalı siteler furyası başlamış, İstanbul'un kuzey ormanlarının erimesinin yolu açılmıştır. Biz okumayan, araştırmayan insanlar ve bizden sonra gelecek nesiller İstanbul'da, sıkıntılar ile yaşayacaklar. Bize bırakılan emaneti iyi koruyamadık. Okullarda filmler, seminerlerle, bilinçlendirme çalışmalarımız için kurduğumuz DEÇED (Doğa Emanetçileri Çevre Eğitim Derneği) ile de Okullarda Çevre Eğitimi ve 2002 Yılında Joıhannesbourg'da "Dünyanın en büyük Katılımlı Çevre Etkinliği" ödülü aldığımız Türk Boğazları Etkinliğini de artık yapamıyoruz. Şansımız Büyükçekmece'de yaşamak. Bu şansı kaybetmemek için hepimiz üstümüze düşen görevi yerine getirmeliyiz. Sağlıklı bir çevrede sağlıklı yaşamanız dileğimle. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi