Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Büyükçekmece’deki atıkların akıbeti nedir?

Geçen ay haberlere sağlık ve çevre faciası ile ilgili iki olay yaşandı ikisi de aynı ilçede ve aynı bölgede olması kafaları karıştırmakta.
Devlet ve ona bağlı kamu kuruluşları vatandaşın yanında doğa ve canlıların korunup kollanması için gerekli önlemleri yasal olarak almak zorunda. Özellikle anayasanın 56. maddesine göre vatandaş için sağlık hizmetleri ve çevre (doğa) ile ilgili maddesi gerekli kamusal zorunlulukları açıklıyor.
İlimizin su toplama havzası ve yeşil alan olarak kullanılan göl, gölet ve dereler belli kademelerle koruma sınırları içinde. Ayrıca sanayi atıklarının belirli yerlerde toplanması gerekli yasa ve kararnamelerle belirtilirken üretim yapan işletmelerde kendi arıtmalarını kurmak zorunda olup o atıkları yine belirlenen yerlerde imha edilmesi kamu kurumlarının bilgisi dâhilinde yapılması gerekmekte. Buna bağlı olarak yurtdışına satılacak ürünler için Avrupa Birliği ile yapılan antlaşma gereği Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) raporu istenmekte. Oysa Çin’den gelen her mal için ayrı inceleme yapan gümrük görevlileri giden mal için aynı hassasiyeti gösterebilmekte mi?
Büyükçekmece Kamiloba mahallesinin TEM otoyolu yanındaki araziye kimliği belirsiz kişiler tarafından kimyasal atık maddesi dökülür. Bu atık madde nedeniyle bölgede otlayan hayvanlar zehirlenerek telef olur. Görevlilerin yaptığı incelemelere göre atıkta özellikle siyanür ağırlıklı ağır metal işletmelerinde kullanılan maddeler çıkar. İlçenin seçilmiş belediye başkanı, “İstanbul’un en önemli havzası olan Büyükçekmece su toplama havzasının korunmasından korkmaya başladım. Bu bir vahşet! Hem kaçak hafriyat dökümünden hem de zehirli kimyasal atık maddelerin dökümünden ötürü Büyükçekmece göl havzası büyük bir tehdit altında” diyerek tehlikenin önemini belirtir.
TEM otoyolu kenarına bir avuç ya da bir kürek değil bir kamyon dolusu atığın atılması ve suçluların bulunup kamuoyuna yansıtılması gerekir. Aradan bunca zaman geçti TEM oto yolu devamlı denetlenmekte ve kameralar var ve suçluların bireysel değil kamusal suç işlediği için kimler olduğunun bilinmesi ve yargılanması gerekir, yargılanıyorlar mı?
Sanayi şehir içinden dışarı çıkarılmasına rağmen İstanbul alabildiğine nüfus artışı olması nedeniyle işletmeler konutların içerisinde kaldı. Üretim yapan kuruluşlar katı atıklarını belli kurallar çerçevesinde kamu kurumlarının belirlediği yerlere götürüp imha ederken belgesini de almak zorunda. Sıvı atıklar için arıtma tesisini kurarak çevreye zarar vermeyecek biçime geldiğinde resmi kurumun kimyasal arıtma tesisinin kanalına gönderir. Oysa son yıllarda kanal patlamalarının artması evsel atıkların kanalına kimyasal atık atılmasıyla olduğunu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, İSKİ ve Çevre Mühendisleri Odası açıkça belirtmekte.
Katı ya da sıvı sanayi atıkları insan sağlığına, çevre ve doğa katliamına yol açmakta. Bu şirketler ürettiklerini satmak için pazarlama yapmakta. Ürünlerinin ham maddeden mamul hala gelene kadar geçtiği her aşamayı, çalışanlarının kimliği ve sağlığının yanında hatta atıklarını bile nereye bıraktıklarını belgelendirmek zorundadır. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği ÇED ve ülkemizdeki bilinen adıyla Hıfzıssıhha raporu önemlidir. Bu saydığım kurumlar merkeze insanı ve doğayı almakta, üretim ve tüketim bu temelde yapılması istenmekte.
Bir ülkenin gelişmişliği sanayisinden değil sanatçısından belli olur. Geçenlerde “iktidarın sanatçısıyım” diyen şahıs “Avrupa da yere tükürmek yasak ama ülkemizde serbest” diyerek özgürlükleri kıyaslamakta. Sanatçı toplumun aynasıdır, şayet bu şahıs sanatçı olduğunu iddia ediyorsa ülkemin yöneten ve yönetileni anlamak hiçte zor değil.
Bölgemizde, doğaya katı ve sıvı kimyasal atıkların kimler tarafından atılıp faciayı yaratanlara kamusal cezai müeyyide uygulanıp uygulanmadığını bir yurttaş olarak yetkili kurumlardan bilmek hakkımız; yoksa bu kurumlarda sanatçı olduğunu iddia eden şahıs gibi “çevreyi ve doğayı kirletme/katletme özgürlükleri vardır” mı diyecek?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi