Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Çamur at izi kalsın

Yeteneksiz ve toplumla barış içinde olamayanın saldırgan bir yapısı vardır. Tıpkı kedinin uzanamadığı ciğere  “mundar” demesi gibi, sorun onun yaşadığı sorunların kişide bıraktığı arazlardır. Arazların iyileştirilmesi psikolojik sağaltıma bağlıdır. Kişi kendisiyle barışık olamadığından sorunlarını başkalarıyla paylaşmaz. Oysa sorunlar paylaşıldıkça giderilir ve salt sorunlu kendisi olamadığını başkalarının da benzer sorunları olduğunu anlar. Yani kişi önüne duvar örmemeli; bir de sorunlarının nedenini başkalarında aramaya çalışanlar vardır ki bunlar bir önceki gibi içe kapanık değil saldırgan tiplerdir.
Bunlar başarısızlıklarını hep dışarıda arar. Bunların morali iyi olduğunda her kez dost, ama kötü olduklarında ise her kez düşmandır. Başarıları ya da övgüleri kendilerinin “ulvi” zekâlarından dolayıdır. Aldıkları eğitim yetersiz de olsa kendileri akademik konumda hissederler. Yazdıkları ve çizdikleri hatta yaptıkları her şey mükemmel övülmesi gereken şeyler olarak görürler. Her yerde baş olmayı bir erdemlik sayarlar hatta soğanların arasında bile “soğan başı” olmayı bir erdemlik sayar. 
Onları hiç yerine koydun mu işte o zaman sen dünyanın en kötü kişisisin. Bu kişilerde renk iki tanedir, siyah ve beyaz. Toplumda ikiye ayrılır iyiler ve kötüler. Hatta eşekleri erkektir, dişilerini bile kabul etmez. Kendilerinin gelemedikleri yere gelenlere kara çalmayı çamur atmayı bir meziyet sayar. Oysa çamur attığı kara çaldığı kişilerden dün borç alıp geri vermez, karşısındakine kararlı ve tutarlı olduklarını beyan eden, en zor koşulda bile çözülmeyen onurlu diyen kişi,  gözlerine kestirdikleri yere birileri geldi mi içlerini kusar çamur atar. Yani çamur at izi kalsın mantığını güderek ahlaksızlıklarına/çirkefliklerine yenilerini eklemekten övünç duyar.        
Bunlar W.R.’ ın  “Dinle Küçük Adam”  kitabındakiler gibi zavallı insancıklardır. Bunların sağaltıma ihtiyaçları var ama konumuz gereği bunu yerine getiremeyeceğiz, çünkü aldığımız eğitim  “işletme iktisadı”.Günümüzde en iyi savunma saldırı. Her kim olursa olsun muhalefet ederse onun en iyi yanıtı gözünün üstünde kaşın olmasıdır.
 Yaşayan canlı varlıklar yanlış yapabilirler. Onların bilerek yanlış yaptıklarını düşünmek aptallıktır. Aptallar aynı taşa tekrar, tekrar takılıp düşerler, çünkü dolap beygiri gibi onun etrafında dolanıp durur. Yaşayan varlıklar hata yapar yapmayan ise ölüler ve birde tanrı / katında olanlardır!
Bugünlerde mütevaziliği elden bırakmadığımdan birileri ciddiye alıp gerçek sanmakta. Oysa yaşamda kırıcı ve dediğim dedik olunduğunda sevimsiz ve çekilmez olunuyor. Karşısındaki kim olursa olsun ciddiye alıp dinlemek ve yanıt vermek gerekir. Akılsız ve ne oldum delisi olan dinlemediği gibi küçük dağları kendisi yaratıyor, içinde bulunduğumuz toplum yapısı bu gibilere değer vermekte. Hani ne derler “kişi layık olduğunu seçer”! Ama içinde bulunduğumuz toplum ve ekonomik sistem de çoğunluğun değil borazana sahip olan yönetmekte. 
İnsanlarımız dün olduğu gibi bugünde boynu eğik, ozanın dediği gibi “salhanede (mezbaha da ) kuyruk beklemede”. Yıllar geçse de Şeyh Bedrettin gibi düşüncesini alenen açıklayanlar var olacaktır. Hatta Şeyh Bedrettin, Hazerfen Ahmet Çelebi ve Lagari Hassan Çelebi gibi kimilerine çamur atılıp sürgüne hatta darağaçlarına ve ölüme göndermekte. Yusuf gibi zindana atılıp yıllarca “yusufiye” de kalanlar saçlarına ak düşmüş bile olsa yaşamın verdiği olgunlukla atılan çamurları bir övgü haline getirmesini bilir.” Bu nedenle altını” nereye atarsanız atın temizledikten sonra yine altındır ama ya teneke?
Yaşamın yükü ağırdır, bunu sırtlamak yürek ister. Sorumluluklarından kaçan sorumsuzlar sorumluluklarının bilincinde olanlara sardırmaya çamur atıp çirkefleşmeye hala devam etmekte.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi