Sevgili okurlar bildiğiniz gibi Ekim Ayı içerisinde Çatalca Belediyesi’nin yer satışları gündemi fazlaca meşgul etti. Çatalca CHP ve İYİ Parti, belediyenin bu satışına karşı olduklarını basın açıklaması yaparak ifade ettiler. 27 Ekim tarihinde gerçekleşen satışın ardından Kasım Ayı Meclis Toplantısı’nda, yapılan satışın meclis gündemine taşınacağını ve meclisin sert tartışmalara sahne olacağını düşündüm. Tam da düşündüğüm gibi oldu ve muhalefet tarafından satış konusu gündeme getirildi. Başta CHP grup sözcüsünün okuduğu metinde, satışa neden karşı olduklarını açık ve net bir şekilde ifade etmişlerdi. Ancak sonrasında, AK Parti grubu sözcüsünün ve söz alan diğer AK Partili Meclis Üyelerinin yaptıkları açıklamaların ardından CHP Grubu’nun bir yerde haklı konularında bile gereken karşılığı veremeyip sessiz kalmaları derslerine iyi çalışmadıklarının göstergesi oldu.

CHP Grubu ne kadar hazırlıksızsa, AK Parti Grubuysa satış konusunun gündeme geleceğinin hesaplayarak bir o kadar ayrıntılı şekilde çalışıp, hazırlanmışlardı. AK Parti Grubu’nun yaptıkları çalışma işe yaradı. Çünkü bir yandan muhalefetin haklı konuları olan satış konusunda bile konuşmalarının önüne geçtiler, diğer yandan da muhalefeti başka bir tartışmanın içine çekerek başarıya ulaştılar.

Mecliste yalnızca gurup sözcüsü tarafından okunan metin ile yetinen sonrasında AK Partili Meclis Üyeleri’nin söylediklerine nasıl cevap vereceğini bilemeyen bir CHP Grubu gördüm. CHP Grubu’nun bu eksikliğini gerektiği gibi hazırlanmamalarına ve ilçe başkanı ile iletişim içerisinde çalışmamalarına bağlıyorum.

Böyle düşünmeme sebep olansa CHP İlçe Başkanı Mehmet Çoban’ın yaptığı basın açıklamasındaki söylemiyle, meclis üyelerinin söylemlerinin birbirinden uzak ve alakasız oluşudur. Yazılı metne bağlı kalmayı tercih eden meclis üyeleri, ilçe başkanının basın açıklamasını dikkatlice dinlemiş olsalardı veya bir araya gelip konu üzerine fikir alış verişinde bulunsalardı, AK Partili Meclis Üyelerinin açıklamalarının ardından dut yemiş bülbül misali kalmazlardı. Bu durum karşısında da çok klasik olacak belki ama Çatalca CHP İlçe Örgütü’nde neler oluyor demeden geçemeyeceğim. Çatalca CHP İlçe Örgütü ve Belediye Meclis Üyeleri arasında iletişim kopukluğu olduğu izlenimi yaratıyor.

AK Parti Grubu’na gelirsek, anlattıklarının haklılığı ve doğruluğu eleştiriye açık olup, hatta zaman zaman saçma konular üzerinde fazlaca durmalarına rağmen konunun akışını değiştirip, amaçlarına ulaşmış olmalarından dolayı puanlamak gerekirse 10 üzerinden 10’luk bir performans sergilediler.  

Meclis toplantısından bahsetmişken beni ve pek çok kişiyi rahatsız eden, zaman kaybına neden olan şu özel günlerin her bir meclis üyesi tarafından tek tek dile getirilmesi anlamsız oluyor. Meclis toplantısı olacağı zaman Google amcaya başvuruyoruluyor bir aylık ne kadar gün varsa hepsinin listesini alıp meclis toplantısında sıralıyorlar. Organ bağışı haftası diyorsunuz, kaçınız organlarınızı bağışladınız? Lösemili Çocuklar Haftası’ndan bahsediyorsunuz, kaçınız Lösev’e bağışta bulundunuz? Gerçek manada bir farkındalık yaratmak, faydalı bir iş yapmak istiyorsanız meclis toplantısında bunu dile getirdikten sonra, örneğin biz şu parti grubu olarak yarın organlarımızı bağışlıyoruz ve hepinizi de bağış yapmaya davet ediyoruz diyebilirsiniz. İşte o zaman o dizi dizi saydığınız günlerin bir anlamı olur ve sizlerde hem katkı sağlamış hem de insanlara örnek teşkil etmiş olursunuz. Sizde çok laf az uygulama var, işte bütün sorun bu. Bilgi çağında yaşıyoruz ve artık bilgiye ulaşmak bir tuş kadar yakın. Sizlerin saydıkları o günleri öğrenmek isteyenler sizler gibi internete girip detaylarıyla öğrenebilirler. Bu davranışınız aklıma düşünür Diyojen'in bir benzetmesini getirdi. Doğruları söyleyip uymayan insanları lire (bugünün kemanı gibi) benzetirdi. Lir güzel sesler çıkartmasına rağmen müziği algılayamaz. Sizler de her ay her yıl aynı önemli gün ve haftaları uzun uzadıya okuyarak seslerinizi duyuruyorsunuz ancak günün anlam ve önemine yaraşır ne yapıyorsunuz işte o tartışılır. Hangi önemli gün ve haftalar var diye Aralık Ayı Meclisi’ni sabırsızlıkla bekliyorum. Çünkü her bir meclis üyesinin sesini gür bir şekilde anca onları okurken duyuyorum.