Cem Yılmaz özür mü dilemeli?

Şimdi düşündüm de, üzerinden ne çok yıl geçmiş. Bugün bir haberi okurken, aklıma birden 2000’li yıllarda Reha Muhtar ve Murat Kekilli’nin ana haber bültenindeki konuşmaları geldi. Hatırlamayanlara kısa bir hatırlatma yapayım. O yıllarda, Murat Kekilli”Bu akşam ölürüm”isimli bir şarkı yapmıştı.

O döneme isabet eden zamanlarda 17 intihar vakasının suçlusu, komik bir şekilde”bu akşam ölürüm, beni kimse tutamaz...”isimli şarkı olmuştu.

            ***

Reha Muhtar televizyonda haber bülteni sunarken, şu cümlelerle seslenmişti Kekilli’ye;”Bana bak! Kekillimisin, nesin... Kendine iyi bak, insanlara örnek ol! İnsanların intiharı, ölümlerinin üzerine ticari kaygılarla gitmeye kalkma. Sanatçılar, Türkiye’de kamuoyunun önüne çıkan insanlar örnek olmak zorundadır.”

Daha sonra, Kekilli’yi bültene konuk olarak aldığını da anımsıyorum. Orada da sevecen bir nasihatla;”bundan sonra böyle şarkılar yazma, bana söz ver”gibi şeyler söylemişti.

            ***

Kendi fikrimce, sanatçıların topluma örnek olmak gibi bir vazifelerinin olmadığını düşünüyorum. Herkes hayatını kendi doğruları ile yaşar ve kendi hayatının sahibidir.

            ***

Dünyada ve Türkiye’de neler olmuş diye  bültenlere göz gezdirirken, Ali Ekber Ertürk’ün bir haberine rastladım. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi üyesi Doç.Dr.Bilal Yorulmaz, Din Ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Tuğba Sarımsakçı Akar isimli iki eğitim görevlisi, 2020 yılının Haziran ayında “Cem Yılmaz filmlerinin din ve değerler açısından incelenmesi”başlıklı bir makale yazmışlar.

İncelesinler elbet, buna hiçbir diyeceğim yok. Ancak buna neden gerek duymuşlar diye merak ettiğimi söylemeliyim. Çekilecek filmlerde bu ayrıntılara dikkat edilmesi konusunda bir zorunluluk, ya da yaptırım mı var acaba? Cem Yılmaz’ın filmlerinde din ve değerler ile ilgili unsurların olup olmadığı konusunda neden o kadar zahmete girmişler anlayamadım. Sonuçta çektiği filmlerin tarzı belli. Anlamak için sadece biraz zeka gerekiyor. Bir de dünya da olup biten kültürel, politik, sanatsal, sosyal gelişmeleri takip etmek...

            ***

Araştırmayı merak ettim ve Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi’nde yayınlanan makaleyi okumaya başladım.

 “G.O.R.A”,”A.R.O.G”,”Arif 216”isimli üç film ile ilgili inceleme özetinde şu ifadelere yer verilmiş;”Araştırma sonucunda, dinle ilgili iletilere filmlerde çok az yer verildiği, din ile ilgili sözel iletilerin günlük konuşma dilinin bir parçası olarak kullanıldığı ve bu kullanımların genel olarak dindar kişilik temsiline ilişkin olmadığı;toplum değerlerine aykırı olabilecek cinsellik imalarına sıklıkla yer verildiği ve eşcinselliğin sıradanlaştırıldığı; şiddetin, küfürün ve hakaretin meşrulaştırıldığı görülmüş, dolayısı ile insanları güldürmek amacıyla çekilen söz konusu filmlerin toplum üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabileceği öngörülmüştür. Ancak bununla birlikte, dini değerlerin komedi unsuru olarak kullanılmaması, eski yerli komedi filmlerinden aşina olduğumuz olumsuz dindar tipolojisine yer verilmemesi, yardımlaşma, kardeşlik ve dostluk gibi değerlerin yüceltilmesi bu filmlerin öne çıkan olumlu yönlerindendir.”

            ***

Cem Yılmaz’ın A.R.O.G filminin beş sahnesinde Darvin’in evrim teorisinin sorgulanmakta olduğunu ve tamamen reddedildiğini de açıklamalarına eklemişler. Ceku, internette evrim teorisi ile ilgili gördüğü bilgiler üzerine Arif’e,”insanlar gerçekten maymundan mı gelmiş?demiş. Arif de,”Ney!Vallahi bu sabah programlarını yasaklıyorum”deyip televizyonu kapatıyormuş. Böylelikle Arif bu sahne ile evrim teorisini kabul etmediğini ortaya koyuyormuş.

            ***

Başka bir ifade de ise, evrim teorisine inandığı izlemini vermek istiyormuş; Arif, bir milyon yıl öncesine gidip maymunlarla karşılaşıyor.Günümüze dönmek isterken, maymunları evrimleştirerek insanlığın gelişimini hızlandırmak istiyor.Şöyle diyor;”Beyler, sizden fazla şey istemiyorum. Biraz medeniyet Allah aşkına!”

Arif, bütün bir kış maymunlarla kalıyor, ancak hiçbir gelişme olmadığını görüyor. Maymunlardan ayrılırken de”Yo, yo kalkmayın zaten kalkamıyorsunuz”diyerek esprili bir dille evrim teorisini eleştirir”diye ilave ediliyor.

Başka neler incelenmiş filmlerde ve makalede hangi başlıklar var diye sorarsanız;

-Allah İnancı, Peygamber inancı,Melek ve Görünmeyen Varlık inancı, Kader İnancı, Batıl İnanç...

Bir de, ibadet ile ilgili iletiler diye bir başlık var. Orada şöyle bir metin yazmışlar;”İncelenen filmlerde, namaz, oruç, zekat, hac, kurban, kuran-ı kerim okunması gibi ibadetle ilgili unsurlara yer verilmediği görülmüştür. Bu durum uzay ve ilkel çağlarla ilgili olan A.R.O.G. ve G.O.R.A.filmleri bakımından normal karşılanabilir.

(Ohhh, burada bir nefes aldım.)

“1969 ve günümüz Türkiye’sini konu alan Arif V 216 filminde ise ibadetlerle ilgili unsurlara sosyal hayattaki tezahürleri bağlamında senaryoda yer verilebilirdi. Buradan yola çıkarak Cem Yılmaz filmlerinde özel bir tercih olarak ibadetlere olumlu ya da olumsuz bağlamda yer verilmediği söylenebilir.”denmiş.

            ***

Filmlerde kaç kez, selamünaleyküm/eyvallah/vallahi/billahi/allah aşkına...demiş, tek tek sayıp yazmışlar.  

            ***

Sunuç kısmında ise, filmlerde yalanın çok basit şekilde kullanılmakta olduğu, Arif karakterinin sahtekar ve yalancı kişiliğinin seyirciye hoş gösterilerek, olumsuz ahlaki özellikleri ile seyirciye rol model olduğu belirtilmiş.

Filmlerde en problemli konuların başında da cinsellik ile ilgili iletiler olduğu yazılmış.

            ***

Şarkı dinleyerek intihar edilmez. Belki intihara ve ölmeye karar vermiş kişi sevdiği şarkı eşliğinde bunu yapmak isteyebilir.

Bu sinemaların yetişkin insanlar için yapılmış olduğunu düşünürsek; filmler, insanı dinsiz, yalancı, sahtekar ve ahlaksız yapmaz. Şiddete yöneltmez.  

Sanat, sinema hayal gerektirir. Dünya sinemalarına baktığımızda, insanlar bir film için yepyeni bir alfabe ve dil geliştiriyor, olanaksız şeyleri sahnelendiriyor. Aklın sınırlarını aşacak şeyler geliştiriyor.

Hayal olmadan, özgürlük olmadan ne sinema, ne de sanat yapılamaz! Sanat biraz delilik gerektirir.

Ben hala okuduğum makalenin etkisindeyim! Sahi ya, bu iki değerli öğretim görevlisi bu filmlerin neleri içerdiği konusunda neden bu kadar uğraşmışlar?

Şimdi bekleyelim; Filmlerinde namaz kılmadığı, kurban kesmediği, kuran okumadığı için Cem Yılmaz özür mü dilemeli?

***

Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi