Geride bıraktığımız hafta sonu Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul genelinde ilçe kongrelerini gerçekleştirdi.

Kongrelerde hemen hemen her ilçede alışılagelmiş parti içi tartışmalar ve çekişmeler boy gösterdi.

39 ilçenin özellikle belediyelerde CHP’li başkanların oturduğu ilçelerde ve ilk yerel seçimlerde belediye başkanlığı için adaylık yarışlarının olacağı ilçelerde ciddi tartışmalar yaşandı.

Birçok ilçede ilçe başkanlık seçimleri tek liste ile gerçekleşse de Esenyurt ve Avcılar gibi CHP’nin hemen hemen her dönem hareketli olduğu ilçelerde listelerin yarışması gözlerden kaçmadı.

*

Büyükçekmece ve Beylikdüzü gibi ilçelerde ise ilçe başkanlığı için tek aday yarışsa da il delegesi olmak için adını listelerde görmeyenler çıngar çıkardı.

O tartışmalardan bizlere kadar ulaşanları bu yazımızda sizlerle paylaşmaya çalışacağız.

Beylikdüzü’nde ilçe başkanı seçilen Taşkın Özer’in kişisel cep telefonundan gönderdiği söylenen bir sms kongreye damga vururken, Büyükçekmece’de ise il delege listesi olarak listeye konmayan, Coşkun Tanış, Fahrettin Altuntaş ve belediye başkanı Hasan Akgün’ün bir akrabası ortalığı ayağa kaldırdılar.

*

Büyükçekmece’nin CHP’li delegeleri sabah Word Point Tesisleri’nde gerçekleşen kongre salonuna gelmeye başladıklarında gözlerine inanamadılar.

Saat 09.00’da başlaması gereken kongre saat çok ilerlemesine rağmen başlamayınca bir anda herkes durumu merak edip öğrenmeye kalktı.

Sonra öğrenildi ki; seçimlere girecek tek liste olan mevcut ilçe başkanı Hüseyin Remzi Gökbulak’ın listesinde adını il delege listesinde görmeyen başta Coşkun Tanış olmak üzere Fahrettin Altuntaş ve belediye başkanı Hasan Akgün’ün bir akrabası anında durumu Başkan Akgün’e götürüyorlar.

*

Akgün belediye meclis üyelerinin tamamını ve kendisine yakın bir çok delegeyi Batı Garden Restaurant’ta toplantıya çağırıyor.

Nasrettin Hoca’nın meşhur hikayesini anımsatan; "Testi Kırıldı Artık" diye çıkışan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Gökbulak kardeşlerin tek başlarına liste hazırladıklarını söyleyerek, ayrı bir liste ile seçimlere girilebileceği önerisinde bulunuyor.

Haber tez elden Gökbulak kardeşlere ulaşıyor.

Liste apar topar getirilip Akgün’ün önüne konuyor.

‘Al listeyi dilediğin gibi yaz’ önerisinde bulunuluyor.

Liste yeniden düzenlenerek, Coşkun Tanış il delegesi olarak ekleniyor.

Sabah sabah alevlenen tartışma yatıştırılmış gibi gözükse de yangın tam olarak sönmüyor.

*

Akgün bir anda düğmeye basıyor.

Kongreye delegeleri getirmesi planlanan otobüsler duraklardan çekiliyor.

Kongrede yapılması planlanan bir takım ikramlar salona getirilmiyor.

Bazı delegeler yönlendirilerek, kongre salonuna gitmeleri engelleniyor.

Toplamda 440 delege olmasına ve çoğunluğun en az 221 delege ile sağlanarak kongrenin başlatılmasına rağmen, 70-80 delegenin imzası ile kongre başlatılıyor.

Salonda bir anda mırıldanmalar ve ilçe yöneticilerine de belediye yöneticilerine de kızan delegelerin; "yazıklar olsun" tavırları boy gösteriyor.

Saat olmuş 13.47.

İnanın yanlış değil 13.47’de mesaj atılıyor; Sayın delegemiz, şu noktalara otobüs gönderdik lütfen kongre salonuna geliniz…’

Eee, hani çoğunluk sağlanıp kongreyi başlatmıştınız?

Bu davet niye!

*

Bütün bu hengame arasında, zorlanarak ilçe seçimleri tamamlanıyor ama delegelerin yüzde doksanı evlerinin yolunu tuttuklarında şu sözü dillendiriyorlar; ‘Cumhuriyet Halk Partisi bütün bunları hak etmiyor…’’.

*

Şimdi sizlere birşey söyleyeceğim.

Hiçbir kavganın kazananı olmaz.

Kazananı olmayan bir kavganın veya yarışmanın her iki tarafı da kaybetmiştir.

Akgün, Gökbulak, Mert, Tanış, Altuntaş, Gümüşbıçak v.s.

İsimler gelip geçer.

Aslolan kurumlardır.

Bu kavgada kurum neresidir.

Cumhuriyet Halk Partisi.

Bu kavganın -veya tartışmanın, adına her ne derseniz deyin- belki de bir kaybedeni vardır.

O da; Cumhuriyet Halk Partisi!

Coşkun Tanış il delegeliğini hakediyor mu?

Evet.

O zaman neden adını listeye yazmıyorsunuz?

Haketmiyor mu?

Hayır.

O zaman neden bir diğerinin adını silip sonra adını il delege listesine yazıyorsunuz?

Kusura bakmayın ama bu tartışmanın şayet bir kazanan olmalı denilecekse o isim de Coşkun Tanış’tan başkası olamaz.

Zira sonunda adını listeye yazdırdı ya helali hoş olsun.

*

Düşünsenize koskoca Cumhuriyet Halk Partisi.

Koskoca Büyükçekmece.

Büyükçekmece’yi yönetecek bir ekip.

CHP Büyükçekmece’yi yönetecek ekip.

Türkiye’nin yönetimine katkı sunacak bir büyük siyasi hareket.

Yarın yüzde 51 oy alma hedefi taşıyan bir siyasi parti.

Ancak o siyasi markanın Büyükçekmece’deki temsilcileri çok büyük işlerle meşgul.

Otobüsler iptal.

Sandöviç iptal.

Ayranlar çöpe.

Liste değişmez ise kongre de iptal!

*

Salonda dillendirilen başka bir idda ise; kısa süre önce ağabeyi vefat eden Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün kongreyi ileri bir tarihe ertelemek istemesi ve bu duruma da Gökbulak’ın razı gelmemesi.

Sebebi her ne olursa olsun gerçekten CHP Büyükçekmece’ye yakışmayan bir ilçe kongresi yaşandı.

Buradan Akgün’e bir kez daha başsağlığı dilerken şunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

*

Nasrettin Hoca’nın ‘testi kırılmadan’ hikayesi gibi bir çok hikayesi de var.

Onlardan birisi de; ‘Utancımdan Saklandım’

Hikaye şu; Nasreddin Hoca'nın evine hırsız girmiş. Girmiş girmesine de ev tam takır, kuru bakır. Çalacak bir şey yok. Eyvah, hırsıza mahcup olacağım diye düşündüğünden midir nedir; Hoca bir dolaba saklanmış. Hırsız, oraya bakarken buraya bakarken, dolabı açınca Hoca'yı karşısında görmez mi!

Hocaya seslenmeye kalmadan, Hoca sözü hırsızın ağzından almış:

- Korkma ahbap, demiş, çalacak bir şeyler bulamayacağın için utancımdan buraya saklandım…!

*

İtiraf ediyorum dün ben de bir delege olarak kongre salonundaydım.

Nasrettin Hoca’nın durumuna düştüm dersem yeridir.

Sessiz, heyecansız, soluk, sönük bir kongre işte.

CHP’ye hiçbir bakımdan yakışmayan kongreye gittim bir köşede saklanarak olayları izlemeye çalıştım ama bu yaşananları da sizlerle paylaşma gereği duydum.

Umarım bu yaşananlardan herkes kendisine bir pay çıkarır…