Cumhuriyet Halk Partisi'nin 25-26 Temmuz’da Ankara'da yapılacak olan kurultayı son yılların en ilginç kurultaylarından birisi olacak.

Düşünsenize CHP'yi bir anlamda var eden, yol haritası çizdiren, partilileri ateşleyen, örgütleyen, organize eden, ekip oluşmasını sağlayan en önemli özelliği olan kurultay sessiz sakin geçecek.

Delegeler haricinde içerde kimseler olmayacak.

Parti yönetimine girmeyi düşünenlerin kaderi sadece Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun iki dudağının arasında.

PM'ye aday mı olacaksınız delegelerden imza almanın yasak.

MYK'ya mı girmek istiyorsunuz.

Kılıçdaroğlu ile sorununuz varsa mucize.

Bu durum parti tabanında ciddi rahatsızlık yaratırken parti üst yönetimini de ortadan ikiye bölmüş oldu.

*

İktidarın en büyük alternatifi olmasına rağmen bugün iktidar partisini tek adam rejimi ile eleştiren CHP yönetiminin kendisinin tek adam rejimi uyguladığını kaydeden partililer bu durum ilk seçimlerde önümüze büyük bir problem olarak çıkacaktır diye konuşuyorlar.

Hatta daha vahim söylentiler ortada dolaşmakta.

Kurultayın yapılacağı salon olan Bilkent Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, salonun kullanım alanı 2 bin metrekaredir, Bilim Kurulu’nun belirlediği pandemi koşullarına göre salonda 900 kişi bulunabilecektir.

Bu duruma göre kurultayda oy kullanma hakkına sahip kurultay üyesi sayısı 1362’dir. Onur üyeleri, medya mensupları, idari, teknik görevliler, güvenlik elemanları ile içecek-yiyecek servisi çalışanları dahil salonda en az 2 bin kişi yer alacak.

Peki bu durumda pandeminin resmen belirlenen kurallarına uymak nasıl mümkün olacak?

Salonuın dışına jandarma ve polis tarikatı kurularak içeri medya, onur üyeleri, ve parti yöneticilerinin alınmayacağı konuşuluyor.

Bu gerçekleşirse kurultay ciddi bir tartışmaya sebep olmaz mı?

İmamoğlu 24 Temmuz'da Ankara'da

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 24 Temmuz'dan itibaren Ankara'da bulunarak kurultayın en iyi bir şekilde ve en sağlıklı bir ortamda gerçekleşmesi için ne gerekiyorsa yapacaklarını kaydetti.

Geçtiğimiz gün Beylikdüzü'nde ayak üstü yaptığımız görüşmede CHP'nin önümüzdeki kurultayı ile ilgili sorumu cevaplayan İmamoğlu; 'Bildiğiniz üzere istisnai bir durum yaşamaktayız. Önce sağlık kurarlarına uymak durumundayız. Sayın Genel Başkanımız ve parti üst yönetcilerimiz eminim ki kurultayda en doğru olan şekli uygulayacaklardır. Biz partililere düşen pandemi sürecini unutmadan kurultayımızı gerçekleştirip CHP'yi iktidara taşıyacak kadroları oluşturmak olacaktır' dedi.

2019 yerel seçim stratejisi gözetilecek

Cumhuriyet Halk Partisi kulislerinden aldığımız bilgilere bakılırsa CHP üst yönetiminde çok fazla değişikliğe gidilmeden PM ve MYK oluşturulacak.

Parti yönetimince öncelikle Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın isimler yer alırken parti içi muhalefeti de fazla dışlamamak adına bazı simge isimlere de (örneğin Selin Sayek Boke) kadroda yer verilecek.

Burada amaç 2019 yerel seçimlerinde gösterilen performans ve stratejiyi korumak olacak.

Millet İttifakı'nın prensiplerinden de kopmadan, yerel seçimlerde büyükşehirlerin kazanılmasında büyük payı olan doğru adayların belirlenme taktiklerinin, ilk genel seçimlerde de uygalanması düşünülürken bu noktada Kemal Kılıçdaroğlu'nun yetkilerinin artırılması düşünülüyor.

Bir anlamda yarın ilk genel seçimde Millet İttifakı'nın çatı cumhurbaşkanı adayını belirleyecek kişinin bizzat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun olacağını da söylemek mümkün.

Hangi yöntem tutar?

Bir tarafta yıllarca kavgalı, gürültülü, patırtılı, tartışmalı Cumhuriyet Halk Partisi'nin büyük kurultayları.

Diğer tarafta sessiz, sedasız, basının içeri alınmadığı, onur üyeleri gibi üyelerin bile dışarda kaldığı, polis ve jandarma gözetiminde yapılacak kurultay.

25 ve 26 Temmuz’da tüm partililerin gözü Ankara'da yapılacak olan kurultayda olacak.

Bakalım bu duruma büyük tepki göstererek 'böyle kurultay mı olur' diyen parti tabanı mı haklı çıkacak?

Yoksa.

Önemli olan gürültülü patırtılı kurultaylar değil, önemli olan doğru yapılanma, doğru yöneticileri göreve getirme ve sistemli çalışan bir siyasi parti teşkilatı oluşturmak diyen parti üst yönetimi mi?