Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçim’in ne zaman yapılacağı belli olmamakla birlikte, muhalefet kanadını oluşturan partilerin adayları belli değil.

Cumhur ittifakının AKP kanadında kararı kimin vereceği ve adayın kim olacağı çoktan belli. AKP’nin adayı partinin Genel Başkanı ve Halen Cumhurbaşkanlığını yürüten Recep Tayyip Erdoğan. İttifakın küçük ortağı MHP’ çoktan adayını açıkladı. Genel Başkan Devlet Bahçeli aylar önce Cumhurbaşkanı adayının, yine yıllar önce verip, veriştirdikten sonra, “Recep Tayyip Erdoğan'dan Cumhurbaşkanı adayı olmaz” diye barım, barım bağırdığı Recep Tayyip Erdoğan’ı aday olarak açıkladı. İttifakın diğer ortağı BBP’nin Genel Başkanı Destici’ye zaten soran yok.

Millet İttifakındaki durum

Anlaşıldığı ve görüldüğü kadarıyla Millet ittifakında aday Erdoğan’ın ki gibi net değil. İttifakı oluşturan partilerin kafasında, "Ayrı ayrı mı aday çıkarsak?”, “Bir aday ile mi seçime girsek ve bu bir aday kim olmalı?" soruları var.

İttifakın büyük partisi CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu her fırsatta, “Seçimlere dostlarımızla gireceğiz ve bu ülkenin düştüğü durumu onlarla güç birliği yaparak kurtaracağız” diyor. Dostlardan ittifak içinde yer alacaklardan kesin olanlar belli. İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti. Diğerleri yani Gelecek ve Deva partisi bu dostluk ve ittifak meselesi ile ilgili net bir şey söylemiyor, beraber gibi görünmek için kaçamak cevaplar veriyorlar.

İttifakların resmi ortağı olmamakla birlikte yapılacak ilk seçimde kilit durumunda olan HDP'nin Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir TV. programın da, “Baraj problemimiz olmadığı için ittifaka ihtiyacımız yok. Cumhurbaşkanlığı seçimi için ülkemizin geleceği ve demokrasi için elbette görüşmelerimiz olacaktır” diyerek Millet İttifakının adayını destekleyeceklerini açıkladı.

Ayrıca Konsensus Araştırmanın açıkladığı sonuçlara göre Mustafa Sarıgül’ün kurduğu ve yüzde 3 oy alabilecek durumda olan Türkiye Değişim Partisi ile Muharrem İnce'nin Kurduğu ve yüzde 4,5 oy olacağı tahmin edilen Memleket Partisi’nin bu konuyla ilgili tutumları belli değil.

Bunların güçlendirilmiş parlamenter sistemde anlaşması ve ülke geleceği için bir arada olduklarını ve güç birliği yaptıklarını açıklamaları halinde ittifakın adayanın kazanacağı kuvvetle tahmin ediliyor.

Kılıçdaroğlu aday olmalı mı?

Millet İttifakı içerisinde en çok aday olması düşünülen ve özellikle dillendirilen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ön plana çıkıyor. Kılıçdaroğlu hala aday olup olmadığını açıklamaz ve “İttifakımızı oluşturacak dostlarımızla birlikte ülkemizi demokrasiye ve refaha taşıyacak, hukukun üstünlüğünü sağlayacak ve halkımızın benimseyeceği adayın kim olması gerektiğine karar vermemiz gerekir” diyor.

Ancak görünen o ki. CHP’nin içindekiler ve yandaş denilen medya mensupları ve özellikle de Cumhur İttifakı karşılarında aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkmasını bekliyor ve istiyorlar.

İktidar tarafının adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllardan bu yana Kılıçdaroğlu'nu, “Çarkçı Kemal, Bay Kemal, HDPKK Temsilcisi Kemal” gibi yakıştırmalarla olumsuzluk algısı yaratmayı sürdürüyor. Yetmiyor muhafazakar seçmene Kılıçdaroğlu'nun Alevi olduğunu vurgulayarak, artık kim bunları dikkate alacaksa olumsuz bir durummuş gibi söylüyor ve yaydırarak Kılıçdaroğlu’nun kazanamaz algısını kendilerine göre besleyip kuvvetlendiriyorlar.

CHP’içindekiler ise, adaylarının kesinlikle Genel Başkanlarının olmasını istiyor. Kılıçdaroğlu bu koşullarda şayet aday olursa, parti içindeki Genel Başkanlık Koltuğunda gözü olan bazı grupların, “Sn. Genel başkanım siz sürekli Cumhurbaşkanı adayının Parti Genel Başkanı olmasın tezini savundunuz. Şimdi bizim adayımız sizsiniz ve mutlaka kazanacaksınız. Bu nedenle Genel Başkanlıktan istifa etseniz kamuoyunda daha da etkili olacağı kanaatindeyiz. Hem halkımıza deklare ettiğiniz gibi verdiğiniz sözleri tutacağını ve vaadlerinizi yerine getireceğinizi inandırmış olursunuz” telkinlerine inanmamalıdır.

Mansur ve Ekrem'in durumu

MeroPOLL’un yaptığı bir başka araştırmaya göre, Erdoğan ile, Ekrem İmamoğlu, Erdoğan ile Mansur Yavaş, karşılaştırılmasında belediye Başkanlarının Erdoğan'ın önüne geçtiği görülüyor.  Ancak bu belediye başkanlarını hangisi aday gösterilirse gösterilsin, istifa zorunluluğu olacağı için aday gösterilmeleri halinde İstanbul ya da Ankara’nın Başkanlığının kaybolacağı ve meclis çoğunluğu nedeniyle Ak Parti'ye geçeceği gerçeğini de unutmamak gerekir.

Bu nedenle bana göre Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları, Meclislerini güçlendirmeleri ve halka daha çok hizmet etmeleri için aday olmamaları ve daha çok ilçe kazanıp meclis çoğunluklarını ele geçirmek için çalışmaları gerektiği kanaatindeyim.

Ne dersiniz?

Ayrıca AKP ve MHP, hatta İYİ Parti'de adaylık konusu hiç gündeme gelmezken, izliyor ve bakıyoruz ki, CHP’de adından bahsedilen bazı Büyükşehir belediye Başkanları kendilerinin aday olabilecekleri konusunda açıklama yapmıyor hatta olabileceklerini ima ediyorlar.

Bana göre, diğer başkanlar ve isimler ile İstanbul 39 İlçenin 14’ünü değil daha çoğunu, Ankara 25 ilçe’nin üçü ile yetinmeyip daha çoğunu kazanmak için çalışmalı ve kendilerini ispat edip daha sonra aday olmayı düşünmelidirler. Ayrıca partilerinin iyiyi düşünüp karar vereceğini de bilmeleri gerekmez mi?

Ne dersiniz?