Çiftçimiz toprağa küstü

Tarım cenneti olan ülkemizde Kendine yeten ülke olmaktan çıkan Türkiye, 126 ülkeden 133 bakliyat, meyve ve sebze ithal eder hale geldi. Tarımsal ürünlerin ithalatına 2020 yılının ilk 9 aylık bölümünde 11 milyar 740 milyon dolar ödedik. Ucuz ithalat yaparak enflasyonu düşürmeye yönelik hamleler defalarca denenmesine rağmen her defasında iç ve dış borç katlanarak artmakta. Devlet topladığı vergileri hizmete değil iç ve dış borçlara yatırmakta. Ama sorsanız her şeyimiz güllük gülistanlık. Toz pembe tablolar seriliyor önümüze.

Hazine ve maliye bakanlığı verilerine göre önümüzdeki dönemlerde yüklü miktarda borç ödemeleri olacak. Bu yıl 296 milyar lirası anapara 105 milyar lirası faiz olmak üzere 401 milyar lira iç borç ödemesi yapılacak. 2021 ve sonrasında ödenecek rakam 1,6 trilyon lira. Bu kadar iç ve dış borç varken üretime, tarıma ve hayvancılığa dair ne bir yatırım var ne de bir teşvik.

Mıstafa Kemal Atatürk’ün “köylü milletin efendisidir” sözünün kıymeti ve anlamı bu günlerde daha bariz hissedilmekte. Çiftçi tarımdan hayvancılıktan uzaklaştı toprağa küstürüldü. Üretim maliyetleri aldı başını gitti. üretmeye ve yetiştirmeye yönelik desteklenme yapılmadı. Çiftçinin tarlada 2 liraya ürettiği ürün tezgahta 30 liraya kadar çıktı. Çiftçi maliyetlerini çıkaramaz duruma geldi. Çiftçinin kazanması gereken parayı rantçılar ve aracılar kazandı.

Yıllardır ne yapıldıysa gıda fiyatlarının yükselmesi önlenemedi.

Dünya Fındığının %65’ini üretiyoruz. Yok pahasına İtalya’ya satıyoruz. Bilindiği üzere Türkiye’deki en büyük ihracatçı firma olan Oltan Gıda, 2014’te İtalyan Ferrero’ya satılmıştı.

Hayvancılık alanında yaylaları, çayırları, meralarıyla cennet olan ülkemizde et fiyatları döviz fiyatları ile yarışır duruma gelmiş durumda. 11 yıldır et fiyatlarını düşürmek için sığır ithalatı yapıyoruz.

Rant kavgaları ve aracılara ödenen paralar yüzünden tarlada 3 liraya üretilen ürünlerin 40 liraya satılması önlenemeyince, biraz da seçim yatırımı olarak özellikle büyük şehirlere tanzim satış noktalarına her semtte denk gelmişliğimiz çok olmuştur.

Venezuela'dan 500 ton taze peynir, 500 ton eritme peynir, bin ton pirinç, 400 ton yer fıstığı, 5 bin ton ayçiçeği tohumu, 2 bin ton hint yağı tohumu, 2 bin ton susam tohumu, 1500 ton çikolata ve kakao içeren diğer gıda ithalatına izin çıkarmakta yine ucuz ithalat ve enflasyonu düşürmeye yönelik hamleler.

Hükümetin yaptığı doğru hizmetler inkar edilemez. Özellikle sağlık alanında, köprü ve otoyol alanında ülkeye çok şey katmıştır. Her ne kadar yüklenici firmalara garanti para verilse de günümüz şartlarında yapılması gerekenin yapıldığına inanıyorum. Evet bu hizmetlerde de hazine zarara uğramıştır. En azından kamu yararına pahalı da olsa bir hizmet ortaya çıkmıştır.

Tarım ve hayvancılık konusunda uygulanan politika yanlıştır. Tarım cenneti Türkiye'de gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin rant ve yanlış politikaları sayesinde tarım ve hayvancılık bitirilmeye çalışıldı ve başarılı olundu. Coğrafya ve iklim bakımından çok elverişli konumda bulunan, farklı ekolojik bölgeleri barındıran ve bitki çeşitliliği bakımından oldukça zengin olan Türkiye, FAO’nun son verilerine göre 23.7 milyon hektar ile Avrupa’da en büyük tarım arazisine sahip ülkedir. Türkiye’nin ardından gelen Fransa 19.3, İspanya 17 ve Almanya 12 milyon hektar tarım arazisine sahiptir. Ancak bu avantaj hızla yitirilmektedir.

Elimizdeki değerlere sahip çıkamadığımız, üretmediğimiz, yetiştirmediğimiz sürece çıkarlar ve rant kavgalarına köylümüzü, çiftçimizi feda ettiğimiz sürece Atatürk'ün hedeflediği "muasır medeniyetler seviyesine çıkmak" hayalcilikten öteye geçemeyecektir.

Saygılarımla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Osman Köse Arşivi