Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

Çöplükte yaşamaya doğru koşar adım gidiyoruz

Bir zamanlar Avrupa ülkeleri gizli saklı zehirli çöplerini varillerle ülkemize atıyorlardı. Öğrendiğime göre hala çöplerini bize gönderiyorlar hem de artık gizli saklı değil. Bu insanları çözemiyorum. Hadi eğitimsiz diyeceğim ama ful makyajlı, çok şık hanımlar, modern kıyafetli ya da şalvarlı, takkeli beyler. Sokağa tüküren, yediği çekirdek kabuklarını sigara izmaritlerini, su pet şişelerini yere atan her tipten insanlar o kadar çok ki. Zaman zaman müdahale ediyorum ilk önce eşim kızıyor. 
Bir gün birinden bir yumruk yiyeceksin kör olacaksın. İki gözünün ameliyatlı olduğunu unutuyorsun diyor. Çaresi ne olabilir diye düşünüyorum, kafam bir noktada tamam diyor. Yüksek dozda cezalar. Zaman zaman takip ettiğim oda araştırmayı seven bir hanım, Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu Banes yazmıştı. Geçen yıllarda yapılan bir bilimsel toplantıda bilim adamları bir araya gelerek rakamlarla dünyada (özellikle okyanuslarda) oluşturduğumuz kirliliği tartışmışlar. Sonuçlar açıklanınca hepsi şaşkınlıktan zor ayılmışlar. 
Her yıl denizlere atılan sadece plastik çöp miktarı 12.7 milyon ton. Bu da yaklaşık 30 cm yükseklikte 2973 kilometre karelik (yaklaşık İstanbul'un yarısı büyüklükte). Bir plastiğin doğada kendiliğinden yok olması için geçen sürenin plastiğin türüne göre 40 ila bir milyon yıl olduğunu düşünürsek 40-50 sene sonra deniz kenarında yüzen plastiklere bakarak çayımızı içeceğiz. Bu sene yapılan araştırmalarda balıklarda plastik özlü kimyasalların çok yüksek olduğu özellikle midyeye hiç sokulmamız gereğini bildirmişlerdi. Ayrıca plastikten suya karışan "polystyrene bisfenol A" gibi kimyasallar, denizdeki her türlü canlıyı ya zehirliyorlar ya da üreme 
sistemlerini felce uğratıyorlar. Artık bu yaşamda kimse ben sağlıklı beslenmeyi seçiyorum, tavuk ve balık ile besleniyorum demesin 20-30 yıl sonra bu en komik espri olacak. Biz yaratılmış en akıllı canlı olan İnsanların dünyaya verdiği zararları bir düşünün. Hadi bizim nesil böyle gitti. Ya çocuklarımız, torunlarımız, onlardan olacak nesiller nasıl yaşayacaklar. Şu kirletmeye bir bakın şimdi: 
*Amerika, bilgili, eğitimli insanlar. Dünya nüfusunun sadece % 5'ini oluşturuyor ama dünyadaki çöp atığının % 30'u onlara ait. En güzel örnek; her saat 3 milyon civarında plastik şişe çöpe gidiyor. 
*Bir milyon ton petrol taşınırken kazayla da olsa 1 tonu denize gidiyor. 
*Benim kirliliğim beni ilgilendirir, başkalarınınki beni ilgilendirmez denirse, San Francisco'da yaşana hava kirliliğinin 1/3'ü Çin'den kaynaklanıyor. Yanlış hatırlamıyorsam çok yıllar önce yazmıştım. Tarımda böceklerden korunmak için kullanılan sonradan kaldırılan DDT kutuplarda penguenlerde çıkmıştı.
*Her 8 saniyede bir çocuk, sulardaki kirlenme sebebiyle hayatını yitiriyor. Dünya genelinde ise bu sebepten ölen sayısı yılda 3.5 milyon. 
*Pekin'de yaşayan bir insan, günde 21 sigara içen bir tiryaki kadar zehirleniyor. Bu sayı Hindistan'da 100 sigaraya ulaşıyor. 
*Dünyadaki her 8 ölümden 1'inin ardında direkt ya da endirekt olarak dünya         kirliliği var. 
*Telefon, bilgisayar, televizyon, beyaz eşya...vs. değiştir, değiştir, yenile... Nereye gidiyor bu eskiler, kullanılmayıp atılanlar? İnsanoğlu yılda 50 milyon ton elektronik çöp oluşturuyor. 
*Her gün binlerce deniz canlısı, denize atılan poşetleri denizanası sanıp yiyor ve ölüyor. Sahilimizde açık pazar varken günlük sporumu o torbaların arkasından koşup yakalayıp çöp sepetlerine atmakla yapıyordum. 
*Eksoz dumanlarından kurtulmak ta çok zorlandı Allahtan sahil gece pazarı kalktı. 
*Ya hükümetin İğneada'ya, Sinop'a, Mersin'e yakıştırdığı nükleer santraların, altın madenlerinin suya saldıkları atıklar, günümüz hastalıklarında rol oynayan 3 kahramandan birisi. ÇYDD Genel Merkez Çevre Birimi olarak Mersin'e ve İğneadaya gidip basın yoluyla, panelle halkı bilinçlendirmeye çalışmıştık. Halkımızı uyarmaya çalışıyoruz ama umudum yok oldu. Hiç unutmamamız lazım, önlem alınırsa insanlar kazanır. Nasıl ki sadece bir yıllık kağıt atıklarını geri dönüşüme kazandırıp 7 ağacın hayatını kurtarıyorsak bu geri dönüşüme çok önem verip, çok eğitim verip dünyamızı kurtarmak elimizde. Ama buna da eğitim sistemimiz el vermiyor. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.   

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi