Corona virüsünde ne durumdayız?

Corona virüsünde ne aşamadayız dersiniz?

Eylül sonu Ekim başı yine evlere mi kapanacağız?

Okullar açılacak mı?

Mekanlar kapanacak mı?

Şehirlere arası ulaşım yasağı gelecek mi?

Sokağa çıkma yasağı uygulanacak mı?

Virüsün ilk günleri mi daha tehlikeliydi şimdi mi?

Hani kısa sürede mutasyona uğrayacakdı?

Hani bahar gelecek, çiçekler açacak, kuşlar uçacak, virüs bizi terk edecekti?

Hani akşam eve gelirken babamız çokokrem getirecekti?

:)

Gördüğünüz gibi birbirimize sık sık sorduğumuz soruları sıralayınca daha fazla karamsarlığa kapılmayalım diye son soruyuda eklemiş oldum.

Bildiğiniz gibi 2019 Aralık ayından bu güne coronavirus belasıyla karşı karşıyayız.

Şimdiye kadarki tablo (tabi bize açıklanan resmi tablodan bahsediyorum) şu şekilde:


 

Yapılan test sayısı; dünyada 26 milyon, Türkiye'de 273 bin.

Vefat eden sayısı; dünyada 868 bin, Türkiye'de 6462.

İyileşen hasta sayısı; dünyada 18 milyon, Türkiye'de 246 bin.

Tedavi sürecindeki hasta sayısı; dünyada 18 milyon, Türkiye'de 6 bin.

Durumu ağır hasta sayısı; dünyada 60 bin Türkiye'de bin kişi.


 

Üstüne basarak söylüyorum ki bu rakamlar açıklanan resmi rakamlar.

Gerçek rakamlara ne kadar yakın veya uzak bilemeyiz.

Başından beri açıklanan hiçbir rakam gerçeklerle örtüşmediği için bu soruyu sormak durumundayız.


 

Bill Gates 2022 sonunu işaret etti


 

Gelelim bu rakamlar ışığında bizleri daha nelerin beklediğine.

Öncelikle aradan bir yıla yakın bir süre geçmesine rağmen daha net olarak Covid-19 için aşı veya ilaç bulunmadı.

Üst üste açıklanan 'Aşıyı bulduk' açıklamaları ne yazık ki boş çıktı.

Aşı ve ilaç konusunda dünyanın en çok güvendiği isim olan Bill Gates, corona virüsü aşısı ile ilgili yaptığı açıklamada, ''Şu ana kadar üretilen aşıların etkililik oranı yüzde 50 seviyesinde. Fakat ilk aşıların çıkmasından sonra 4-6 ay arasında üretilecek ikinci nesil aşılarda yüzde 100 koruma ve yüzde 100 bulaşıcılık azaltma oranına sahip olacaktır. 2021’in ilk yarısında aşıların ilk versiyonları onaylanacaktır. 2021’in sonunda eğer insanlar aşı olmayı kabul ederlerse, varlıklı ülkelerde hastalığın bulaşmasını durdurabiliriz ve belki de ondan 9 ay sonra bütün dünyada salgını bitirebiliriz. Bence aşılar kadar çok konuşulmayan ama konuşulması gereken bir diğer önemli detay da tedavi bilimi olacak. Tedavilerdeki değişim ile ölümlerde yüzde 80 ve yüzde 90’dan fazla düşüş görüleceğini öngörüyorum” ifadesini kullandı.


 

Ne yapmak gerek?


 

Bu açıklama dışında 3 Kasım 2020'de gerçekleşecek seçimler öncesi özellikle ABD Başkanı Donald Trump yanlılarının aşıyı bulduk, aşı tamam, ilaç tamam sözlerine pek itibar edilmemeli diye düşünüyorum.

İyi de nasıl yapacağız, neler olacak, işin üstesinden nasıl gelinecek?

Dünya dönerken insanlık bir çok savaşla mücadele etmiştir.

Virüs ile savaş da bunlardan birisi.

Nasıl ki depremden fazla etkilenmemek için depreme dayanıklı yapılar yapmamız, her an deprem olacakmış gibi kendimizi hazırlıklı tutmamız gerekirse.

Nasıl ki, olası başka hastalıklardan korunmak için neler yapmamız gerekiyorsa.

Bir süre daha corona virüsüne karşı tedbirleri elden bırakmamak gerek.

Mecbur değilsek evden çıkmamak, kalabalıklara girmemek, toplu ulaşımı kullanmamak gerek.

Sokağa çıktığımızda maskemizi kullanmak, sık sık ellerimizi yıkamak, hijyeni elden bırakmamak, iyi beslenmek, spor yapmak, kişilerle teması azaltmak gerek.

Çünkü virüs ne kadar çok geç bulaşırsa o kadar az zarar veriyormuş.

Ve bir de asla ve asla şunu aklımızdan çıkarmayalım.

İnsanlık sadece corona virüsüne karşı savaş vermiyor.

Aynı zamanda virüsten beslenenlere, virüs ile birlikte yeni dünya yaratmaya çalışan yapay zeka baronlarına karşı da savaş halindeyiz.


 

Hepimiz biliyoruz ki; dün dünya bazı güçler tarafından yönetilerek bu günlere getirildi.

Bugün de gelecek planları bizim bilgimiz ve etkimiz dışında yapılıyor.

Bütün bu yaşananlara rağmen, olan biteni tabi ki takip edeceğiz ama yapılan herşeyi de planlayanların olduğunu unutmayarak, yaşamımız kaliteli bir şekilde sürdürmeye çalışacağız.

Bilimle, akılla, mantıkla, sanatla, müzikle, iyi insanlarla kalan ömrümüzün süresini değil, kalitesini önemseyerek ve düşünerek yaşayacağız.

Başka çaremiz yok…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi