Cumhurbaşkanı adayının ne kadar meraklısı varmış!

Televizyonlarda laga, luga programı yapanlara ve oradaki yandaşlarla mensubu olduğu gazetelere bakıyorum da, herkes Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayının kim olacağına odaklanmış.

Hele hele, anket yöneticilerine bakarsanız, şu olursa böyle, bu olursa böyle tahminleriyle neredeyse gelecekteki Cumhurbaşkanını seçmiş durumdalar.

Bir ayrı mesele ise Cumhurbaşkanı adayları konusunda kendisine sorulmadan ve hiçbir ilgisi olmadığı halde FoxTv’de konuşan girdiği partilerde dikiş tutturamayan güya kurduğu partiyi de orta yere çıkarmayın en yakın arkadaşını dahi partisinde tutamayan Ümit Özdağ çıkmış, “Millet ittifakının adayı Mansur Yavaş olmalı. Milliyetçiler olarak göreve davet ediyoruz” dedi.

İyi de Ümit Hocam, sen bu ittifakın içinde ve yanında bile değilsin. Sen fikrini kendine saklasan ve partini düzenlemeye kalksan daha iyi olmaz mı? Milliyetçileri olarak davet ediyorsun da madem bu kadar milliyetçiydin de ne diye MHP ve İYİ parti de tutunamadın ki?

Ayrıca o ittifakı oluşturan ve iktidara doğru yürüyenler cumhuriyetçi, milliyetçi, demokrat, halkçı, maneviyatçı ve laik değiller mi?

Yoksa sen orayı karıştırmak için birilerinden talimat alıp aralarına nifak sokmakla mı görevlendirildin?

 Bir başka soru, Cumhur ittifakının adayı size göre kim olmalı? Bu zamana kadar Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan ben adayım demedi. Zatin erken seçime gidilmez ise Anayasamızın 101. Maddesine göre üçüncü kez Cumhurbaşkanlığına aday olamıyor. Buna rağmen Sn. Bahçeli adaylarının R. Tayyip Erdoğan olduğunu defalarca açıkladı ama. Tayyip Bey, “Evet ben adayım” demedi. Sn. Özdağ o zaman siz en iyisi Cumhur İttifakı'na da bir aday bulun ve yarıştırın bakalım ne olacak.

İttifak ağız birliği etmiş

Partinin 11 Büyükşehir Belediye Başkanları ve diğerleri ile 81 ilin başkanları ve bağlı olan ilçe başkanları, partinin üyeleri ve seçmenleri yanında ittifakı oluşturan İYİ Parti, DEVA, Gelecek, Demokrat ve Saadet Partileri mensupları topyekün, seçimden sonra Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi kurmak için ant içmiş durumdalar. Bu yeminlerine dayanarak hemen her fırsatta yapılacak seçim sonrasında 13. Cumhurbaşkanı’nın Millet İttifakının adayı olacağını belirtiyorlar.

Bununda devlet bilgisi ve deneyimi olan, dürüstlüğü, hak ve hukuku, insan haklarını savunan, Adalet için Ankara’dan İstanbul’a yürüyen, ülkemizin refah içinde yaşanabilir olacağını, tüm olumsuzlukların halledilebilir olduğunu belirten, ve Peygamber Efendimizin, “Komşusu aç yatarken, tok yatanlar bizden değildir” dediğine benzer, “İktidarımızda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun olacağı görülüyor. Bu nedenle akıl karıştırmak, insanlara ve masaya nifak sokmak onları bölüp ötekileştirmek hiçbir işe yaramayacak.

Ancak, devlet adamı özelliğini taşıyan Kılıçdaroğlu her fırsatta, “Parti başkanı Cumhurbaşkanı olmamalı” diyerek, geçtiğimiz seçimde Muharrem İnce’yi nasıl aday göstermiş ise, hiç belli olmaz yapılan ya da yaptıracağı anketlere bakarak kendisi aday olmaz ise belki de kafasında Mansur Yavaş’ı veya Ekrem İmamoğlu’nu da aday gösterebileceği de vardır. Bazıları, “Bu başkanlardan biri Cumhurbaşkanı olursa büyükşehir elden gitmez mi?” diyorlar. Olabilir İstanbul ve Ankara’ya bakıldığında şehri başkanlar yürütüyor gibi gözükse de, meclis çoğunluklarına bakıldığında bu iki şehir için önemli kararlara etkili oylan Cumhur İttifakının meclis üyeleri olduğunu unutmamak gerekir.

Seçim Kanunu’na itirazlar

Ülkemiz seçim hazırlıklarına başladığı şu günlerde gündem seçim kanununda yapılan değişiklikler. Bu kananda baraj yüzde 10’dan 7’ye düşürülmüş ise de, aslında ittifak içinde olan küçük partiler için baraj yükseltilmiştir. Bu kanuna evet diyen Milliyetçi Hareket partisi (MHP) de buna dahildir. Son anketlere bakıldığında MHP’nin yeni barajı aşamadığı görülüyor. Ancak ittifakta olduğu için barajı geçmiş sayılacak ve güçlü olduğu Osmaniye, Çankırı, Yozgat, Adana, İstanbul ve benzer illerden az sayıda milletvekili çıkaracak gibi gözüküyor.

Millet İttifakını oluşturan partilere gelince. CHP ve İYİ Parti haricinde barajı geçmeleri mümkün olmadığı anketlere yansıyor. Bu durumda bu partililer yanlarına DYP ve Adalet partisini de alarak bir parti olarak seçime girebilirler yada İYİ Parti ile CHP listelerinden seçime girmeleri gerekiyor.

İşte burada vatan, millet ve geleceği düşünmeleri ve, “Bana ne kadar hangi sıradan vekil verdiniz” demeden, yemin ettikleri Güçlendirilmiş Parlamenter sistem kurmak için aza, çoğa bakmadan için var güçleri ile çalışmalıdırlar.

Hakimler Cumhurbaşkanı ve boya

Muhalefet bazı maddelere itiraz etti. Bana göre Seçim Kurulu Hakimlerinin kura ile belirlenmesi çok önemli değil. Burada önemli olan partilerin sandık görevlilerinin gözlerini Kartal edasıyla açması ve seçim sonuçları tutanağını ivedi bir şekilde teşkilatına götürüp YSK sonuçları ile karşılaştırılması için işletmesi önemlidir. Bu yapıldığı zaman Seçim Kurulu Başkanı kim olursa olsun fark etmez. Bu örnek İstanbul seçimlerinde yaşandı ve sonuç alındı.

Oyların mükerrerliğinin ve güvenlik göçlerinin, “Görevliyiz oy kullanacağız” diyerek bir kere oy kullanmaları için parmak boyasının mutlaka kullanılmasının sağlanması.

Ayrıca kanundan kaldırılan Başbakan yerine mutlaka Cumhurbaşkanı’nın konulması gerekmektedir ki, Cumhurbaşkanımız seçim gezilerinde devlet imkanlarını ve devlet erkanını kullanması önlenirse adaylar eşit şartlarda yarışsınlar..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Dolu Arşivi