Çatalca’da son zamanlarda siyasilerin kendi aralarında meydana gelen tartışmalar, tek tek, cümle cümle bize ulaşıyor. 
Mesela geçtiğimiz günlerde, CHP Çatalca İlçe Başkanlığı bir örgüt toplantısı gerçekleştirdi. Bana göre orada bulunanların tamamının konuşmasından ziyade geçtiğimiz yıllarda Bakırköy’de bir adaylık süreci yaşayan bir bayanın, bugüne kadar Çatalca’da CHP’ye bir gün bile adım atmamış olmasını bir kenara koyarsak, son ses bağıra çağıra konuşması ve arada mevcut Çatalca CHP’lilerini azarlarcasına konuşması şahsen çok ters tepki yaratmış. 
Ancak şunu alenen belirtmek isterim ki, gördüğüm ve gözlemlediğim kadarı ile Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, CHP Çatalca’dan yine Belediye Başkan Adaylığını ilan edecek. Mevcut yönetim kendisini tabiî ki destekliyor. Ön seçim veyahut eğilim yoklaması gibi bir şey de söz konusu olmaz ise, Çatalca’da CHP’nin Belediye Başkanı Cem Kara olacaktır. Aldığımız bilgiler doğrultusunda sağlık açısından hiçbir sorunu da kalmadığına göre, Cem Kara kemik ekibi haricinde bir çok değişiklik yapacaktır ki yapmalıdır da! He seçimi kazanabilir mi? Bunun cevabını halk 31 Mart 2019 günü sandıkta verecektir. Birileri diyor ki şimdi içinden “ Aday olacağı ne malum” Bu güne kadar hiçbir parti “ Ben tekrar adayım” diyen mevcut belediye başkanını git öte noktasına getirmemiştir. Hele ki CHP’de! Ben şahsen hiç duymadım bunu. Görmedim de! Yani benim görüşüm “ Cem Kara tekrar aday”dır. 

Gelelim AK Parti Çatalca’ya… 
Geçtiğimiz akşam Belediye Meclis Üyeleri ile bir toplantı gerçekleştirildi. İl Yönetim Kurulu Üyesi de orada. Ve bir toplantı düşünün, o toplantıda en az 10 sefer isminizin geçtiğini. Özay Alabaş ve Bahadır Sügür isimleri defaatlerce dile geliyor. Özay Alabaş’ın bir rapor hazırladığı ve bunu ile sunduğu söyleniyor toplantıda! E doğrudur. Sunmalı zaten. Yerel Yönetimlerden Sorumlu Birim Başkanı değil mi bu adam! Meclis üyelerini şikayet etmiş. Oh çok iyi yapmış. Etmeli zaten. Etmez ise yanlış yapar ama, mevcut işleyişi ve faaliyetleri yazmıştır. Bunları yazması sebebi ile şikayet gibi algılanmış olabilir. Özay arkadaşımız bir şey yapıyor ise, doğru yapmıştır. Şahsen bir rapor hazırlandığında, o raporda sadece övgü olur ise, işte o zaman sorun var demektir. Şikayetsiz rapor olur mu yahu! 
Gelelim benim ismimim telaffuz edilmesine. Yazdıklarımız ile ilgili telaffuzlar tamam! Yazdıklarımızı on binlerce kişinin okuduğu da tamam! Ortaya attığım iddiaları yalanlayamadıkları da tamam. Başka da bir şey kalmıyor zaten. 
Övünç duyuyorum. Bir toplantıda bu kadar ismimizden bahsettiriyor isek, biz işimizi harbiden çok doğru yapıyoruz. 

“ZÜBÜK” müş…
Bu yazıyı yazmadan önce Kemal Sunal’ın bir filminin repliklerini izledim. “ ZÜBÜK” filmini hepiniz bilirsiniz. Gördük ki birilerinin zübüklüğü yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Dediğime doğru gelenleri görüyorum şu an… Adam aslında hiçbir şey iken göklere çıkarttılar. Bugün hiçbir şey olmadığını görüp birileri kazan kaldırmaya başladı. 
Neyse yine bir diziden replikle bitirelim o zaman… “ Demedi deme İbrahim! Bunlar seni de yerler”