Demokrasi olmadan cumhuriyet değerleri korunamaz

96.Yılı kutlanan Cumhuriyetle ilgili her yerde olduğu gibi Bodrum’da da bir dizi tören ve etkinlikler yapıldı.
Bodrum Belediyesi bu törenleri fırsat bilerek iki önemli de açılış gerçekleştirdi.
Yaklaşık bir yıldır hazırlıkları sürdürülen Umurça Parkı, aynı zamanda bir Kültür merkezi olarak hizmete açıldı. İçinde kütüphanesi, kafeteryası, uygulama bahçesi, yürüyüş ve bisiklet parkuru, çocuklar ve engelliler için oyun ve spor alanlarıyla çok amaçlı bir kompleks olarak Bodrum halkının kullanımına     sunuldu.
Aynı gün Bodrum Kent Müzesi de “Anılarla Bodrum Fotografları” sergisiyle halka açıldı.
Akşam da CHP İlçe örgütünün düzenlediği bir Cumhuriyet Balosu vardı.
Her ne kadar Bodrum halkı bir an önce alt yapı hizmetlerine başlanmasını istese de, Bodrum Belediyesinin bu iki hizmeti de farkındalık yaratacak, Bodrum’un sosyal ve kültürel değerlerine renk katacak hizmetler.
Gerek Cumhuriyet Bayramı, gerekse açılış törenlerine Bodrum halkının olduğu kadar protokolün ilgi ve katılımı da yüksekti.
Bodrum da yaşayan bir yurttaş olarak tüm bu etkinlikleri keyifle izledim.
İşin keyif yanını bir kenara koyup, etkinliklerin içeriğini değerlendirmek gerekirse;
Bodrum ve Büyükşehir Belediye Başkanlarının arasındaki uyum ve işbirliği önemli ölçüde Bodrum halkını rahatlatıyor. En azından Büyükşehir tarafından yatırım planına alınan hizmetlerin gerçekleşeceği inancını koruyor.
Bu törenlere CHP’nin iki Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde katılım sağlaması da örgüt açısından sevindirici.
Yaklaşan delege ve ilçe seçimleri de örgütteki hareketliliğin ve etkinliklere ilginin yüksek olmasının nedenlerinden biri.
Gün boyu yapılan etkinliklerde benim dikkatimi çeken bazı konuları sizlerle paylaşmak isterim.
-Öyle sanıyorum katılanların da dikkatini çekmiştir, CHP kesiminden her üç etkinlikte de aynı kişiler var. Ve bu kişiler her üç etkinlikte de aynı kişilerden aynı konuşmaları üçer kez dinlemek zorunda kaldılar.
Bilindiği üzere siyasi partiler kurumsal yapılardır ve kurumu partinin Genel Başkanı, onun olmadığı yerlerde Genel Başkan Yardımcıları, onlardan biri yoksa İl Başkanı ya da İlçe Başkanı temsil eder. Eğer konuşma yapmak gerekiyorsa bu yöneticilerden en yetkili olan kurum görüşünü açıklar.
Düşünün bir Cumhuriyet Balosunda aynı partiden 9 kişiyi dinlemek durumundasınız ve hepsi de benzer şeyleri konuşuyor. Üstelik aynı konuşmaları diğer iki etkinlikte dinlemişseniz, ilkinde belki heyecanlandıran bir konuşma artık işkenceye dönüşüyor.
Daha da önemlisi katılanların büyük çoğunluğu konuşmanın içeriğiyle de ilgili değil.
Her konuşmacı “Laik, demokratik Cumhuriyet ve onun kazanımlarından” söz ediyor.
Konuşmacılar doğal olarak bu kadar kalabalığı bulmuşken en ajitatif konuşmayı yapmak istiyorlar.
Ancak söz uçuyor da yazı kalıyor orta yerde.
Gün geçmiyor ki toplumsal yaşama ilişkin olmayacak açıklamalarla aklımızla dalga geçen, yalnızca sünni cemaatin kuruluşu haline gelmiş bir Diyanet İşleri Başkanlığının olduğu, Devletin Ermeni Patrik seçimine müdahale ettiği bir ülkede cumhuriyet nasıl laik oluyor?
Seçilmiş Belediye Başkanlarının, hatta meclis üyelerinin atanmışlar tarafından görevden alındığı, düşünceyi ifade etmenin suç sayıldığı bir ülkede hangi demokrasiden söz ediyorsunuz?
Partinizin milletvekili Eren Erdem haksız yere cezaevinde tutuluyorsa, Anayasa Mahkemesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin değişik zamanlarda verdiği emsal kararlara rağmen Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin eş başkanları hala hapisteyse bu nasıl “laik, demokratik cumhuriyet” oluyor?
Demokrasiyle korunmayan, taçlandırılmayan bir cumhuriyete; eksik de olsa, sahip çıkılmalıdır.
Ama bu sahiplenme, balolarda süslü söylemlerle, törenlerde yapılan konuşmalarla değil; özüne yönelik olmalıdır.
Asıl korunması gereken Cumhuriyet değerleridir.
Şimdi herkesin başını öne koyup düşünmesi         gerekir.
Biz, bir kurtuluş savaşının içinden doğmuş, kurucu lider Mustafa Kemal’in “Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir.” Diyerek halka teslim ettiği Cumhuriyetin hangi değerlerine sahip çıktık.
Demokrasinin tüm kurul ve kurallarıyla yaşatılmadığı yerde Cumhuriyete sahip çıkamazsanız. Demokrasiye sahip çıkacak partinin de önce kendi içinde demokrasiyi yaşatması, uygulaması gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi