Deprem n’oldu hacı?

İnsan neyi düşüneceğini şaşırıyor son günlerde. Unuttuğumuz, artık konusu bile geçmeyen ertelenmiş bir deprem gerçeğimiz var ve olduğu yerde duruyor. Daha düne kadar çürük binalar, okullar, toplanma yerleri vs. tartışıyorduk oysa...

Deprem çantası hazırlama derdindeydik ama gel gör ki, artık evden çıkın deseler, karar vermekte tereddüt edeceğimiz bir durumdayız.

Çıksak Kovid-19, çıkmasak enkaz! Her türlü gidiyorsun yani...

***

Devletin bütün kurumları tek bir merkeze bağlanınca, ne yazık ki sorumlu kişi diye makamlara oturtulanların çalışmaları da, insiyatifleri de arka planda kalıyor. Yani birisi”OL”de diyor oluyor! Ne hale geldiğimizi görebiliyorsunuz değil mi?

Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve diğer Bakanlıklar kurmaylarını toplayıp, karar alamıyor. Onay almadan kimse tek başına makamının gereğini yerine getiremiyor. O halde bu merciler, TBMM’de koltuklarda oturan vekiller ve aldıkları paralar biraz müsrifik olmuyor mu?

***

Zaten bilim adamları, muhalefet, profesörler de hiçbir toplantıya alınmıyor. Ortak karar alınması gereken şeylerde bile tek başına hareket eden, herşeyi bilen bir yönetime sahipiz.

***

“Gerekirse Suriyelilere bir 40 milyar dolar harcarız”diyordu. Uçaklar alınıyor, saraylar yaptırılıyordu. Bütün dünya bu salgınla ne yapacağız diye panik olmuşken, biz de Kanal İstanbul ihalesini bir an evvel yapalım derdindeydik.

Biz de düşündük ki, herhalde çok zengin ülkeyiz. Atlatırız bu kara günleri de...

Ulusa sesleniş konuşması yapılacak deyince ekrana yapıştı herkes. İşsiz kalanlar, aşsız kalanlar, kirasını, elektriğini, suyunu, borcunu ödeyemeyen insanlar”hah dedi!müjde verecek.”

Gele gele İban numarası geldi. “Biz bize yeteriz”dedi, dedi mi? Valla dedi!

İnternet haber sayfası açıktı masamdaki bilgisayarda, uzunca bir süre o haberle birlikte dondu kaldı ekran. Epey uzun süre geçti kendine gelmesi için.

Endişeniz olmasın, Diyanet işleri de onay verdi, caizdir dedi. Dağıtılacak zekatların hesabını daha ramazan gelmeden yapmaya başladılar.

Dünyaya örnek olduk böylece!

***

Bu taktiği ben oğluma küçükken uygulardım. Atari oyunu, ya da müzik çalar istediğini belli edince”maaşımı almadım oğlum, paramız çok kısıtlı”diye bir ön konuşma ile geriye püskürtmüş olurdum. İyi bir numaradır bu.

***

Belediyeler de bağış kampanyası başlattı ama siz toplayamazsınız deyip hesaplarına bloke koydular. Özellikle CHP’li Belediyelere bu yapıldı. Eee, o zaman bundan sonra”biz aynı gemideyiz”muhabbeti yapmayın!

***

Devlet ne iş yapar? Enflasyonla mücadele de,”dövizlerinizi bozun, altınları çıkarın”derler, insanlar bankalara koşar. Suriye’de anlamsız bir savaş başlar”bağış yapın”,Türkiye’nin herhangi bir yerinde deprem, sel olur,“hadi millet bir el atın!”

Bitti, bitti...Kalmadı hiçbir şey. İki ay sonra ne halde olacağımız belli değil. Şu anda hasta olup evden çıkamayan, hastaneye tedavi olmaya gidemeyen binlerce insan var.

Bu devlet, bizim gibi vatandaşlara sahipken neden hala bizi sevmiyor anlamıyorum...

***

Taşa, betona, saraylara yatırım yapacağınıza önce halkı düşünseydiniz. Büyük hastaneler, araştırma merkezleri yapıp, sahip olduğumuz eğitim kurumlarını sağlamlaştırsaydınız. Diyanete ayırdığımız bütçeyi bilime, sanata harcasaydınız.

Korona elbet vakti geldiğinde gidecek. Ama ele alınması gereken önemli şeyler var ve maaş verdiğiniz koltuklarda oturanların her biri görevlerini yapsın.

Bir de bize deprem vurursa halimiz n’olur hacı?

***

Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevim Güney Arşivi