Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Devletin vatandaşa borcu

Hemen, hemen devletlerin tümü hangi zaman diliminde olursa olsun yurttaşlarından aldığı vergilerle hizmetlerini yapmakta ayrıca yöneticilerin ve çalışanların maaşlarını ödemekte.

Vergilerin kimi doğrudan kimi de dolaylı olarak alınmakta. Bunları alırken de "sana hizmet yapmak" ve "hizmetlerin devamı" için denilmekte. Bazen de "sana yol, köprü, baraj ve santral yapıyorum bunları kullanırken belli bir zaman ücretini ödeyeceksin" demekte. Devletin vatandaştan aldığı ve alacağı vergiler yapacağı yatırımların maliyetine yetmeyeceğinden yurt dışından kredi/borç almakta.

Devlet alınan kredi/borcu ödemek için vatandaşın vergi dilimlerini yükseltirken dolaylı vergileri de arttırmakta; keza devlet bu hizmetlerini alıp kullanan vatandaşa ayrıca aylık veya yıllık olarak faturalandırmakta.

Devlet yani sınırları içinde bulunduğumuz "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" cumhuriyet kurulduğunda yapılan anlaşmalar gereği Osmanlıdan devraldığı borçları ödedi;

1950 ve onu takip eden yıllarda alınan kredi ve borçlar barajlar ve santrallerin yapımı içindi ödendi;

1960'lı yıllarda baraj, santral ve yollar yapılırken askeri ve emniyet güçlerinin silahları yine borç/kredi ile yenilendi bunlarda ödendi;

1970 li yıllarda Boğaz Köprüsü ve tüneller yapıldı bununda borcu ödendi;

1980 li yıllarda devlet sütçülük, ayakkabıcılık, tekstilcilik başta olmak üzere üretim işleri yapmasın denildi ve bunlar özelleştirildi; kamu kurumları özelleştirilirken devlet olarak özel sektöre kefil oldu; satılan kurumların paraları nerede?

Kefil olunan şirketlerin geri ödemesini neden devlet üstlendi ve biz ödedik?

1990'lı yıllarda ikinci Boğaz Köprüsü, tüneller ve yollar kredi ile yapıldı ve ödendi; devletin birçok liman ve işletmesi özelleştirildi satıldı;

2000'li yıllarda 1999 depremi nedeniyle vergi dilimleri arttı ve birçok yeni vergiler kondu; banka ve diğer finans kurumları yaşanan ekonomik kriz nedeniyle batarken onların borçlarını devlet üstlendi yine yurttaşlarının vergileriyle bunlar ödendi;

Devleti yönetenler ister kendilerinden öncekiler olsun ister kendileri olsun yatırımlar için yurt içi ve yurt dışı kredi/borç alırken yurttaşından aldığı vergilere güvenmekte. Peki, o zaman alınan vergilerin karşılığı hizmet var mı?

Kamusal hizmetlerin karşılığı evlerimize gönderilen yüksek oranlı faturalar ödeniyor mu? Evet ödeniyor. Burada şairin dediği gibi "bu ne yaman çelişki anne" demek gerekir.

Köprüler, yollar, tüneller, içme suyu barajı ve elektrik santralleri yapılırken yurttaş peşinen ödeme yapmakta bir de üstüne üstlük hizmeti alırken hala yüksek oranda faturasını ödemekte. Hani borç/kredisi bittiğinde köprü ve yollar ücretsiz olacaktı, elektrik, su ve diğer altyapı hizmetleri ucuzlayacaktı? Hala en yüksek akaryakıtı biz ödemekteyiz hem de en yüksek vergiyi vererek.

"2011 yılında devletin borcu 542 milyar yani eski parayla 542 katrilyon lira", 2013 yılında ise bu oran 600 milyar lirayı geçmiş. 2020 yılında ise son verilerine göre ise Hazinenin iç ve dış borçları 1 trilyon 633 milyar lira. (31 Aralık 2020 gazeteler.)

Günümüzde ise her doğan bebek 20 bin lira borçla dünyaya gözlerini açmakta.

Devletin yurttaşına maddi ve manevi borçları ne kadar hesaplandı mı?

Ne zaman borcunu ödeyecek?

Devlet ve iktidarı yöneten güçler biz yurttaşlara borcunu ödemediği gibi her bir yurttaşı haberi olmadan hatta doğmamış bebeği bile borçlandırmakta. Yöneticiler işin kolayını bulmakta, 'devletin gemisinin pusulası düzgün, kaptanı iyi ama tekne çürük' demekte ve bir önceki yöneticileri eleştirmekte bir sakınca görmemekte.

Devletin devamlılığından dem vuranlar sorumluluklarından kaçmamalı. Maddi ve manevi anlamda gerçeklerle yüzleşmek zorundayız.

Devlet yurt dışı ve içi borçları öderken yurttaşlarından aldığı borçlarının ve verdiği sözlerin geri ödeme zamanı gelmedi mi?

Köprüler ve yollar ne zaman parasız olacak?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi