Devrim psikoloji / Bir

Devrimci bir bakış açısına sahip olmayan dindarlar da sahtedir, milliyetçilik de çiğdir, liberalizm de piçtir, sosyalizm de iğrençtir…

Devrim, suyun akışındaki temizliktir…

Devrim, senin battı sandığın güneşin, senden az sonrakinde doğmasıdır…

Devrim, Ferhat Tunç’un yumuşak sözlerindeki hançer ucu sivriliği, Fatih Kısaparmak’ın “Kilim” inde, adaşlıkla, kardaşlıkla, yoldaşlıkla, yurttaşlıkla, candaşlıkla, Alevi yolda birlikte, Ehli sünnette kavim kardaşlıkla, En Kuzeylerden tutun da, En Güneylere, Bizi BİZ ve Bizi Bir yapan tüm duyguların adıdır…

Devrim, yanlışlıkla elde edilmiş doğruların değil, doğru yöntemlerle fark edilmiş yanlışlardan ders çıkartmaktır…

Devrim, benim hakkım, Hürriyet’in başındaki sakallının yerine geçmek olsa da; bunu gülümseyip geçebilmek, makam mansıp itin köpeğin yaşam gayesi, bizim için bu makamlar, Hakk’a ve Halka Hizmetin mansıbı, meşayihi, meşrebi, zilliyetinden azade kıllıyeti, tiniyyetinden azade burhanı kati, ayeti mucizebvi, kelamın her sahasında münzevi, her sahasında mülazım, mütehakkim, mütevazı, hudutlarında müntenahi olmaktır…

Devrim, yeni yetmeler arasına sızmış orospu çocuklarına aldırmaksızın, çocuklarımıza kadınlarımıza, ve haddi hatında yaşı yaşına uysa da, rızasız olanlara, zulmedenlere karşı, dik durabilmektir…

Devrim, bin tane yollunun, bin tane ayakçının, bin tane alçağın, bin tane yalakanın, bin tane çalıp çırpan götürenin karşısında, mazlumun hakkını yemeyendir, mazlumun hakkını yedirtmeyendir…

Devrim, Cem Yılmaz’ı dinlerken güldüklerimizdeki, acılanmamız gerekenleri fark eden bir yüreğe sahip olabilmektir.

Devrim, Gaziantep’teki taş binanın yağmalanmasına razı kalmamaktır.

Devrim, Trazonlu oluıp da, sadecemüteahhit, siyasetçi, bürokrat olmak değil, gazeteci de olmaktır, eğitimci de olmaktır, Ertuğrul Özgün olmaktır…

Devrim, Erzurumlu Avşar Balası Atatürkçü Deniz Gezmiş olmak, Atatürkçülüğü geç keşfetmişi ömrü hayatında adalet dışında yol bilmemiş; “Dışarıda koca bir vatanı paylaşamadık, ama beş metrekare yerde, devrimcisiyle muhafazakarıyla, sosyalistiyle milliyetçisiyle, bir koğuşu paylaşmaktır. Bu vatan; Türkmene de vatandır, Kürtmene de vatandır, hepimize vatandır, diyen, Madımak Katliamı’nda, kurtardıklarınızı, canınız pahasına koruyun emri veren, Şarkışla Elmalı Avşarlarından Muhsin Yazıcıoğlu olmaktır…

Devrim, sol da bizim, sağ da bizim, hepsi de bizim, hepsi bir, hepsi biz diyebilmektir.

Devrim, karanlıklarda mum olmaktır. Kendin yanacaksın, Nazım’ın mısralarıyla; karanlıkları aydınlatacaksın demektir.

Devrim, Necip Fazıl’la Nazım’ı, Türkçenin iki bülbülü bilmektir.

Devrim, hırsız kimden olursa olsun, hırsızdır diyebilmektir…

Devrim: 16 Mart 2003`te barış gönüllüsü olan, Amerikalı Musevi Rachel Corrie’in, Filistinli bir ailenin evinin yıkılmasını engellemeye çalışırken, İsrailli Askeri buldozerlerin karşısında “Sen de bizdensin, ne işin var onların yanında diyen” Siyonist zihniyete karşı : “ZULÜM BİZDENSE, BEN BİZDEN DEĞİLİM” diyebilmektir…

Devrim, Babaannesiyle, Kalmuk, Oyrat, Çungar Türk’ü olsa da, soydan değil, sınıf mücadelesinde insanlığa adanmış Lenin’in, idealizmidir…

Devrim, Lenin’in çekik gözlüğü Türklüğündeki devrimin, Stalin’in faşizmine rağmen var oluşunu görmek, bilmek ve Ahıska Türklerine, Kars’a , Ardahan’a, Gürcistanlı Stalin’in zulmünü, faşizm diye haykırabilme bilgeliği ve cesaretidir.

Devrim, mağdurların ve mazlumların sesi olabilmektir…

Devrim, havuza atılan gazeteci olmaktır…

Devrim, fikriyatı benden olmasa da, öldürülmeyi hiçbir can hak etmez, diyerek, dövülerek, işkence ile can veren Metin Göktepe’ye “Can” diyebilmektir.

Devrim, Barış Manço şarkılarında, hepimizin içindeki çocuğu hatırlamasıdır…

Devrim, Boraltan Köprüsü’nde, gerisin geriye gönderdiğimiz Azerbaycan Türklüğüne, gözü yaşlı, vicdanı yaralı, içi burkulmuş, yüreği daralmış bir hüzünle “Gardaş, affedin. Milyonları korumak için, sizi Moskof’a geri vermek zorundayız” demenin kutsal cinayetine, razı gelmek mecburiyetidir…

Devrim, Trabzonlu Öğretmen Halil’in, Bitlisli dünyalar güzeli, bilge ve iffetli ve şefkatli Hatice ile evlenmesindeki mutluluktur…

Devrim, kendini sürekli sorgulamak, sürekli sorguamak ,sürekli sorgulamak, az konuşabilmek, çon dinleyebilmektir..

Devrim, yalakalık üzerinden “Reis” demek değil, “Reis, bunu da yanlış yapaysın daa” diyebilme cesaretini, kaybedeceklerine rağmen, söylemekten, çekinmemektir…

Devrim, vurma gücü varken, vurmaya hakkı olmadığını fark edip, vurmaktan geri durandır…

Devrim, etine etini, tenine tenini, ruhuna ruhunu, eline elini, gözüne gözünü, dudağına dudağını değdirmeye, imkanı varken; HAKKIM YOK deyip, geri durandır…

Devrim, ayrılmış bir ailenin çocuğu olarak, gerideki üç kardaşını okutmak için, vatan sevdasını mesleğe dönüştürüp, hudutlarımızın dışından, vatanı korurken, her güne, kelle koltukta, can baş feda etmeye hazır, uzman çavuş olmaktır…

Devrim, adet görmeye dahi başlamamış çocuk kızların, tekstil atölyelerinde ömür tüketmeye başlayara, memleketine milyon milyon dolarlar gelsin diye, ömründen veren milyonlarca kızın akibetidir…

Devrim, dövülse de, sövülse de, öfkesine teslim olmayan, nefrete bulanıp boğulmayan, nezaketi elden bırakmayanların asaletidir…

Devrim, Nakşibendilerin unuttukları, Ömer Faruk Serhendi’yi yetiştirmişlerin yetiştirenlerinin yetişreni, Pir-i Türkistani Hoca Ahmet Yesevi’dir…

Devrim: Ömrü boyunca, Sivas’ın ekmeği, yanındakilerden daha az yemiş, daha az uyumuş, Hakk’a varan ayeti, Mushaf’ı, Allah’ı, Peygamberi, Pir-imiz Şah-ı Merdan İmam Ali’yi, rehbet bilmiş, Pir sutan Abdal olmaktır…

Devrim, halkın psikolojisini, 50 yıldır biçimlendiren, ölse de bu görevi halen eserlerinde devam eden, Kemal Sunal olmaktır…

Devrim, Halkını doyurmadan kendi doyan, namertir diyen, Hayme Hatun’dur…

Devrim, ben ölüyorum, vaktim az kaldı, ama devlet zaafiyete düşmesin, bunca insan berder olmasın diye, çırpınan, Sultan Tuğrul Han Karısı, Sultan Altuncan Hatun olmaktır…

Devrim, Antalyalı, Ispartalı, Burdurlu Dedelerinden habersiz, bir Meluncan Türk’ü olarak, bir Osmanlı Levent Soyundan Delikanlı olarak, Akdeniz Anamesiyle, Akdeniz Türklük şiarıyla, tavrıyla, bakış açısıyla, bu kültürü, 300 yıl sonrasına taşıyabilmiş Elvis Presley olabilmektir.

Devrim, tek tokatla, öfkesini de tavrını gösteren ve kazanacağı milyon dolarlara gülüp geçmeyen, bedelini de öderim, öfkemi de hatta tutarım diyebilen, Will Smiht’tir..

Devrim, ailendekilerin, yörendekilerin, ülkendekilerin, daha iyi yaşaması için, sana düşeni yapabilmen, ailenin varlığını, onurunu, huzurunu, sağlığını koruyablme çabandır…

Devrim, kainatın oluşuna denk bir hürmeti, çiçeğe de, hayvancağızlara da, en yırtıcısından en masumuna tüm canlılara, şefkatin ve adaletin gösterilmesidir…

Devrim, Yusuf Hayaloğlu olabilmektir…

Devrim, Erzurumlu Avşar Balası Nene Hatun, Ardahanlı Karslı, Artvinli Rizeli analardan bir ana olabilmektir..

Devrim, 81 ilde ve tüm dünyada, çocukların güvende olabileceği, kadınların mutluluk dışında ağlamamaları, öldürülmemeleri, günün her hangi bir saatinde, dünyanın her hangi bir yerinde, özgürce yaşaybilmeleri, elini kolunu sallayıp gezebilmelerine inanan bir dünyaya inanıp, çalışmaktır…

Devrim, tarladaki çiftçidir…

Devrim, türküdeki aşktır…

Devrim, dertlerden dertlere salınan bir dünyada,i gülümseyi yaymak için yaşayan, sevgi dininin mübarek çocukları olma çabasıdır…

Devrim, kendin olabilmek, kendinin potansiyeline ulaşabilmektir…

Devrim, kitaptır…

Devrim, kelamdır…

Devrim, ötekinin de, senin kadar değerli olabilme ihtimaline, saygı göstermektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asker Avşar Arşivi