Doğru yerde vazgeçmek kurtarmadı

Sosyal medya hesaplarında birçok kişi kızlarıyla fotoğraflarını koyup Dünya Kız Çocukları Gününü kutlarken, ailesi onu ikindi namazından sonra göz yaşları içerisinde mezara koyuyordu. Onun da fotoğrafları sosyal medyada paylaşıldı ancak kız çocuğu olduğundan günü kutlamak için değil bir cani tarafından katledildiği için...

İsmi Gül'dü. Ailesi doğduğu gün en sevilen çiçeklerden biri olan güle benzetmişti, belki de ömrü boyunca hep gülmesini istemişlerdi. Gül büyüdü, evlendi. İki çocuk annesi oldu. İlk eşiyle anlaşamayınca ayrıldı. Baba evine döndü, gönlünü birine kaptırdı. Nereden bilirdi ki büyük ümitlerle tekrar bir yuva kurmaya çalıştığı kişi bir gün onu gözünü kırpmadan katledecek. Kendine evlilikte ikinci bir şans veren Gül, artık gülmüyordu. Gördüğü şiddet karşışında solmuş bir çiçekti. Tekrar baba evine döndü.

Nereden bilebilirdi ki daha önce haber kanallarında gördüğü kadın cinayetlerinden biri de kendisinin başına gelecek. Ayrılma kararı aldığı eşi peşini bırakmıyordu. Bir gün yaşadığı mahalleye giden Gül'ün önü eşi tarafından kesildi. Her kadın cinayetinde olduğu gibi barışma bahanesiyle arabaya bindirildi. Ormanlık bir bölgeye götürdü. Sonra Gül'ün boynuna bir ip geçirdi. Nefesi kesilene kadar sıktı ipi ve Gül artık solup geride çocuklarını bırakarak bu dünyadan ayrıldı. Artık çocuklarını göremeyecek, çocukları artık anne diyemiyecekti. Oysa Gül kendini evlatlarına adamıştı. Bir fabrikada işçi olarak çalışıyor, çocukları için yaşam mücadelesi veriyordı. Gül, katledilmeden günler önce sosyal medya hesabında en son şu cümleleri paylaşmıştı; 'Kıyamam diyenler değilmiydi en çok mahvedenler' ve 'Doğru yerde vazgeçmek hayat kurtarır'. Gül, belki doğru yerde vazgeçmişti ama ne yazık ki bu vazgeçiş onun hayatını kurtaramadı.

Öldürükten sonra bile cesedine işkence yapılmıştı. Annesi çiçek gibi kokladığı Gül'ünü o soğuk morgta güçlükle teşhis etti. Demem o ki sosyal medya üzerinden kızlar gününü kutlayan, kadınlar gününde methiyeler düzenler, kadın cinayetlerinin ardından paylaşımlar yapıp lanetliyenler biliyorum ki bu ve benzeri cinayetleri hiç birimiz kabullenemiyoruz, kahroluyoruz. Ama unutuyoruz. O ateş sadece düştüğü yeri yakıyor. Anne kelimesini her duyduğunda içi cız eden çocukların ve evlatları için hayırlı ve uzun ömür dileyen anaların, babaların yüreğini yakıyor. Kız çocukları günü yok. Kadınlar günü yok.

Bu günlerin benim için anlamı şudur; geçmişten bugüne önlenemeyen kadın cinayetleri, şiddet, taciz, tecavüz, toplumdaki cinsiyet ayrımcılığı gibi insanı insanlığından utandıran davranışların vicdani yükünü hafifletmek, kadınlar bizim için değerlidir mesajını hergün kadınların öldüğü dünya da yılda birkaç kez dile getirmekten başka birşey değildir. Kadınların, kız çocuklarının değeri özel bir güne bağlanmamalı. İnsanın nefes aldığı her gün özeldir. İnsanları kadın, erkek, çocuk diye ayırmadan yaşamak gerek. Her gün kadınlar günüdür, her gün kız çocukları günüdür, her gün çocuklar günüdür. Çocuğun kızı erkeği olmaz, çocuklar bizim gülen yüzümüz, aydınlık yarınımızdır.

Toplumumuzun kanayan yarası çocuk tacizleri, kadın cinayetlerin gibi insanlığa yakışmayan suçları işleyenlere en ağır cezaların verilmesi için, Gül gibi kadınlarımızın, kızlarımızın, çocuklarımızın katledilmemesi için birlikte mücadele edelim. Çözümü sadece verilecek cezalara bağlamak yeterli değil. Aileler çocuklarına önce kendini sevmeyi ve saygı duymayı, sonra tüm canlıların yaşam hakkına saygı duymayı öğretmeli. Sevginin, incitmek ve can yakmakla birlikte tükeneceğini anlatmalı. Eğitim yalnızca matematik, fen, tarihten ibaret olmamalı ilk okuldan itibaren davranış bilimleri dersi de müfredata dahil edilmeli. Dizilerde öğretilen maçoluğun, mafya vari tiplerin insanlıkla alakası olmadığını öğretmeli. İnsanı insan yapan değerlerin merhamet, güzel ahlak, saygı ve sevgiden geçtiği öğretmeli. Toplum olarak lanetlemekten öte topyekün mücadele etmek sevdiklerimizi koruyacaktır. Anlayacağınız kadın cinayetlerine bir kurban daha verildi. Gül'ün yüzü bu hayatta ne kadar güldü bilinmez ama geride anne özlemi ile yanacak yüzlerindeki gülücükleri hep yarım kalacak iki evlat bıraktı. Bizler kız çocukları gününü kutlarken bir anne daha 28 yaşındaki evladını, iki çocukta kokusuna doyamadıkları annelerini toprağa verdiklerini unutmayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Savaş Atak Arşivi